HAYAL DEĞİL, GERÇEK DEĞİL, DÜŞ OLSA GEREK

İnsan hayal ile gerçek arasında gidip gelen bir yolcudur. Hayaller çok zaman ona ihanet eder, gerçekler çok zaman çarpıcıdır. İnsan böyle bir duruma düştüğü zaman düşünceleri, beklentileri öne çıkar ve kendine göre bir gelecek dizayn eder. Bunu herkes yapar mı bilmiyorum. Benim zaman zaman hayal ile gerçek arasında gidip geldiğim olmuştur. Sonuçta Atatürk ile Türkiye Vizyonu çizerim. İşte Atatürkçü Düşünce Işığın'da çizilmiş bir  Türkiye hayali ya da rüyası…
"Gün gelecek ulusal kültür zemininde demokrasi daha sağlıklı olacaktır. Çünkü Türkiye'de Atatürk'ten hiç kimse kaçamayacak, hiç kimse karanlığını saklayamayacaktır. Herkes şunu iyi bilecektir ki  Türkiye'de Ulusal Bilinç gelecek zamanları fethetme gücünü gösterecektir. Yığınlar yüksek bir bilinç düzeyine varacaktır. Aydınlar karanlığa karşı direnecekler halkın bu aydınlığını pekiştireceklerdir. Bu onların vazifesi olacaktır. Her şey bir anlaşma, dayanışma, disiplin içerisinde hedefine varacaktır. Önümüzdeki zamanlarda yılların en önemli sorunu düşünceyi tabana indirmek, bilgiyi tabana yaymak olacaktır. Bunun beraberinde Atatürk'e daha fazla özlem, daha fazla ihtiyaç duyulacak, Türkiye, Atatürkçü Düşüncenin Işığında 21. yüzyılda daha büyüyecek, güçlenecektir. Bu yıllarda Türkiye'de eğitim, kültür, aydınlanma daha büyük bir ivme kazanacaktır. Kültür Mühendisleri halkı yeni Bilgi Ufukları'na doğru yönlendireceklerdir. Toplumsal çürümüşlük bu sayede ortadan kalkacaktır. Demokrasi kendi içinde ve özünde laikliği koruyacaktır. Türk insanının yeniliklerine muhalefet eden irtica gücünü kaybedecektir. Bilgi, halk tabanında daha fazla kullanılacak, Türkiye Yeni Bilgiler'le kendini inşa edecektir. Halk tabanı bilgilendikçe ülkede BİLGİ TEKELLERİ ortadan kalkacaktır, toplumsal bir bilgi ve eğitim düzeyi meydana gelmiş olacaktırs. Böylece Türkiye Cumhuriyeti'nin öngördüğü kaliteli bir toplum, güçlü ve bereketli. Becerikli ellerde yarınlara daha fazla asılacak, zamanla yarışan bir Türkiye olacaktır. Çağdaş düşüncenin, Laik ahlakın, pragmatik bilginin biçimlendirdiği Türkiye bugünden farklı, yarından daha güçlü ve daha sağlıklı olacaktır. Onda böyle sonsuz bir potansiyel vardır. O, açığa çıkacak. Türkiye Bilgi ve endüstri toplumu olacaktır.
Buna göre Türkiye kendi içinde barındıran, güçlendiren bir ülkedir. Türk insanının yaratıcı gücü henüz gün ışığına çıkmış, harekete geçmiş değildir. Toplumsal Zeka henüz biçimlenmiş, eğitim ve bilgi düzeyi belli bir seviyeye gelmiş değildir. Türkiye'de yarınları fethedecek potansiyel bir güç vardır ve o güç Türkiye'nin İTİCİ GÜC'üdür. Bu "Güç" gün ışığına çıkmaya başlamıştır. Onuncu yıl marşında Mustafa Kemal o gücü işaret etmiştir. "Medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacak" dediği budur.
Şuraya gelmek istiyorum: Türkiye, Türkiye'yi düşünen insanları ile yol alacak, hedefine varacaktır. Buna hepimizin inanması gerekir. Bugün kaybetmiş dibi görünsek bile kazanmak için zaman vardır. Zamanın iyi kullanılması durumunda Türkiye kazanacaktır. bu umudu taşıyoruz. İnanıyoruz ki karanlığımızı yok edecek güce sahibiz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol