HAYATTA KONUSULAN INSAN YASAYAN INSANDIR

Türkiye’nin gündeminde kaç kisi vardir hiç düsündünüz mü? Bütün kesimlerde günlük hayatta konusulan insanlar zannedildigi kadar çok degidir. Politikaci esnafi arasinda, sanayici kesiminde, bilim ve düsünce alaninda, topluma hizmet baglaminda konusulanlari toplasaniz 150-200 kisiyi geçmez. Ve süphesiz bu konusulanlarin basinda ATATÜRK gelir. Atatürk ölümünün ve yaptigi devrimin üzerinden su kadar yil geçtigi halde hâlâ Türkiye’nin gündemini elinde tutuyorsa, insanlar O’nu konusuyorlarsa, yetisen kusaklara O ögretiliyorsa Atatürk var demektir. O halde konusulan insan yasayan insandir.

Konusulan insanlar arasinda Atatürk’ün çizgisi, vizyonu, misyonu baskadir. Dogalki böyle bir DÜNYA INSANI’ni, DÜNYA ÖNDERI’ni, DEVRIMCIYI konusmak yetmaz, Onun düsüncelerini, fikirlerini hayata geçirmek gerekir. Bizim Atatürk üzerindeki israrimiz budur. Düsüncelerinin Türkiye’nin hayatina ne kadar yansidigini öne çikarmak gerekir. Daha dogrusu yasayan Türkiye ne kadar Atatürk’ün özlemini çektigi, olmasi gerektigini söyledigi Türkiye’dir? Önemli olan budur. Çarsafin, türbanin tartisildigi, tarikatlarin konusuldugu, hayatiyeti olmayan fikir ve düsüncelere zamanin feda edildigi bir Türkiye hiç kuskusuz Atatürk’ün öngördügü Türkiye degildir.

Sonra kaldi ki konustuklarimiz ne kadar Atatürk’ün kendisiyle ilgilidir? Örnegin son zamanlarda çok konusulan ve gerçekçiligi tartisilan MUSTAFA Filmi’nde nasil bir Mustafa Kemal ortaya konmustur? Sözgelimi O’nun ateis oldugunu, dine inanmadigini söyleyenler, yazanlar hiç mi onun bu konuda ve özellikle Islam Dini hakkinda, Peygamber baglaminda söyledigi övücü sözleri, akilci ve gerçekçi fikirleri okumamislardir. Daha yakin bir zamanda sag tandasli bilim adamlarindan, TRT eski Genel Müdürlerinden, ekonomist Prof. Dr. Nevzat Yalçintas simdiye kadar açiklanmamis bir belgeye dayanarak, Suudi inanci kapsaminda Peygamberin mezarinin ortadan kaldirilmasina Mustafa Kemal’in nasil sert bir tepki gösterdigini açiklamis, adeta bir ültümaton niteligindeki bu sert çikis karsisinda Suudilerin geri adim attiklari Internet sayfalarina, basina aktarmistir. O’nun çevresi insanlardan ve önde gelen telgrafçilarindan Borak ve daha baskalari Atatürk’ün din ve Peygamber üzerine söylediklerini kitaplarda toplamis bulunmaktadirlar. Bazi yazarlar ve bilim adamlari da onun bu konudaki düsüncelerini yazarak yorumlamislardir. Okumayan insanlarin elbetteki bunlardan haberi yoktur. Bazilari da Atatürk’ün bu konudaki söylediklerini yok farz ederek karalama yapmaktadirlar. Fakat ne var ki Mustafa Kemal’in baslattigi aydinlanma, bilgilenme hareketi bütün hizi ile devam etseydi ne bu deli saçmasi konusma ve yazmalar olurdu ne de bugünkü Türkiye irticai bir hareketin tehdidi altina girmis olurdu. Bütün olumsuzluklar cehaletimizden ileri gelmektedir. Halkin cehaletinden medet umanlar, hatta geçimini, ikbal ve iktidarini bundan saglayanlar vardir. Onlar halkin cehaletine kurtarici gibi sarilmislardir. Bu yüzden halki uyandirmak isteyenleri de karalamakta, tukaka etmektedirler. Tabii Türkiye’de bu durum asra kadar devam edecek degidir. Bir gün bu ülkede de sabah olacak, halk karanliktan uyanacaktir. Belki bu baglamda bazi okurlarim “Halk isin farkinda degil mi” diye soracaklardir. Hemen söyleyeyim ki halk yeteri kadar bunun farkinda degildir. Çemberi kiracak kadar ona cesaret verecek bilgisi yoktur. Bu nedenle biraz zamana ihtiyaç vardir. Degilmiki halk Atatürk’ü konusmaktadir, giderek onun yasami güçlenecek, O’nu anlamayanlar anlar hale geleceklerdir.Biraz zamana muhtaç durum vardir.

                                   nazifkaracam@gazatetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol