Evet sayın okurlarım, sevgili hayvancı kardeşlerim… Hayat devam ettiği müddetçe, diğer sektörlerde de olduğu gibi, hayvancılığın ne sorunları biter, ne de çözümleri. Bizim her zaman, sağlıklı nesiller yetiştirmenin olmazsa olmazımız olan; süt, et ve ürünlerini üretiyor olmamız lazım ki, tüketebilelim.
İlimizde yakın zamana kadar başarıyla yürütülen hayvancılığımız, son zamanlarda Avrupa’nın ve bize hayvan ithal eden ülkelerin, SOĞUK VE ÇETİN KIŞLARI GEÇİRMEK İÇİN KURDUKLARI SERBEST YARI AÇIK VEYA KAPALI ÇİFTLİK MODELLERİNİ, BİZİM İLİMİZDE KURULAN VE TRAKYA’YI HOLLANDA, İNEKLERİ SÜT MAKİNESİ ZANNEDEN ÇAKMA ÇİFTLİKÇİLER, DAİMİYE ÇEVİRDİLER. (Avrupa’da sadece kış aylarında çiftliklerde, “YAZIN TAMAMIYLA ÇAYIR, MERA VE ORMAN GİBİ DOĞAL ORTAMLARDA”), KABA YEM HAZIRLIKLARI DA YETERLİ OLMADIĞI İÇİN, ÜLKEMİZİ “SAMAN İTHAL EDER DURUMA DÜŞÜRÜP, SİYASİ MALZEME KONUSU YAPTIRDILAR. HAYVANLARINI DA DEVAMLI BETON ZEMİNDE BIRAKTIKLARINDAN, ÖNCE TIRNAK VE AYAK HASTALIKLARINA BAĞLI VERİM DÜŞÜKLÜĞÜ, SONRA DA HASTALIK, ÖLÜM VEYA ZORUNLU KESİM SONUCU TELEF ETTİRDİLER. OYSA GEÇMİŞTE ORMAN KÖYLERİMİZE VERİLEN KISITLI SAYIDA DAMIZLIK HAYVANLAR KISA SÜREDE ÇOĞALTILMIŞ, İHTİYAÇ FAZLASI DAMIZLIK DÜVELER DE, YURDUMUZUN HER TARAFINA DAMIZLIK OLARAK SATILARAK, İLİMİZ TÜRKİYE’NİN HOLLANDASI ÜNVANINI ALMIŞTI.
Ben köşemden yine seslenmek istiyorum; Yanlış yerde kurulmasına izin ve ruhsat veren ilgili birimlerin başındaki liyakat sahibi olmayan atanmış memurlar, müdürler… Siz ilimiz hayvancılığının geçmişteki başarılarını bilmiyorsunuz. Araştırma gereği de duymuyorsunuz, duymadınız. Köylerdeki sığırtmaçlar, mandacılar, hergeleciler, malakçılar, buzakçılar, koyun, keçi sürülerinin sağmalcı ve kısırcı çobanları, bizim kış aylarımız Avrupa’ya göre daha ılık geçtiği için, bizim hayvanlarımız yaz ve kış, mera ve ormanlarımızda otlatılarak, karınlarını doyurup doğal beslenirler ve sahiplerine doğal süt ve et verirlerdi. Samana da çok fazla ihtiyaç duyulmazdı.
İLİMİZİN YAKIN ZAMANA KADAR DAMIZLIK DÜVEDE, TÜRKİYE’NİN HOLLANDASI, KIVIRCIK KOYUNDA DÜNYA MARKASI OLDUĞUNU, BAŞKA YERLERDEN ATANDIĞINIZ İÇİN BİLMİYORSUNUZ. YA ŞU ANDAKİ MAKAMLARI, VARLIK SEBEPLERİ OLAN, HAYVANCILIKLA İLGİLİ BİRİMLERİN BASINDAKİ, SİVİL TOPLUM KURULUŞLARININ YÖNETİM KURULU VE BAŞKANLARI, SİZ DE Mİ BİLMİYORSUNUZ, DUYMADINIZ MI? GÖRMEDİNİZ Mİ? ÜYELERİNİZ SİZLERİN, HER TÜRLÜ MASRAFLARINIZI KARŞILAYARAK, YURT İÇİ VE YURT DIŞI GEZİLERİNE, KENDİ ÜRETİMLERİNE KATKI SAĞLAMANIZ, ÜRETİMİ ARTTIRIP, KALİTESİNİ DÜNYA STANDARTLARINA ÇEKİLEBİLMESİ İÇİN MEVCUT OLAN EKSİKLERİNİN İLGİLİ BAKANLIĞA BİLDİRİP, TAKİPÇİSİ OLMANIZ VE İLİMİZİN GEÇMİŞTEKİ BAŞARILI KONUMUNA TEKRAR GETİRMENİZİ BEKLEMEK, HEM ÜYELERİMİZİN, HEM İLİMİZİN, HEM DE DEVLETİMİZİN HAKKI DEĞİL Mİ?
Çok mu zor; Sahada mühendis, veteriner hekim ve teknikerleriniz var. Hayvancı köylümüzün sorunlarını, İl Tarım Müdürlüğümüzle istişare edip, sahada, yerinde tespit ve çözüm önerilerinizi, tutanaklarla Bakanlığımıza bildirip, takipçisi olmak…
Allaha şükürler olsun, bizim ilimizde Istranca dağlarından kışın akan suların tamamını barajlar vasıtasıyla, yazın sulama amaçlı kullanımını ve denize tünel yaparak MARMARAY hattını gerçekleştirmiş, çok zor olanı başarmış bir HÜKÜMETİMİZ VAR. Sorunlar iletilirse, çözüleceğine inanıyorum. İlimiz hayvancılığının sorunlarının ilgili birimler tarafından gerektiği hassasiyette anlatılamayıp, takibinin yapılamadığı görüşündeyim.
Sağlık, mutluluk ve bol bereketler dileğiyle, hoşça kalın sayın okurlarım, sevgili hayvancı kardeşlerim…
A) 1- Doğal ve sağlıklı besleniyorduk
2- Ailemizi geçindiriyorduk, Devletimizden iş istemiyorduk.
3- Aile ihtiyacının fazlasını piyasadaki alıcı firmalara satarak, istihdam ve katma değer yaratarak, ülkemizi yakın zamana kadar, kendi kendine yeten 7 ülkeden biri konumunda tutuyorduk.
4- Ormanlarımızda otlayan hayvanlarımız, otlarken ve yatarken bıraktıkları gübre, otların ve meşe ağaçlarının hızla gelişmesine doğal katkı sağlayarak, kaba yem ihtiyacını minimize ediyor, saman ithal etmek zorunda kalmayıp, döviz harcamıyorduk.
5- Etlerimiz pişerken mis gibi kokuyor, baharatla tatlandırmıyorduk.
6- Süt ve mamullerimiz, Kırklareli kaşar ve beyaz peyniri, kıvırcık koyunumuz, damızlık düvemiz (Türkiye’de) dünya markası idik.
B) 1- İhtiyaç fazlamızı ihraç ediyorduk, ülkemizin ihtiyacını karşılayamadığımız için ithalatçı olduk. Üretilen süt ve et, hayvanlar, silaj yedikleri için (doğal beslenmediklerinden), çocuklarımıza sütleri meyve, etlerimizi baharatla tatlandırarak yedirmek zorunda kalıyoruz. Ama ne hikmetse, hepsinin üzerinde mutlu inek resmi var. Keşke inekler konuşabilse de söylese; Yarı açık veya kapalı sistemde mi, yoksa mera ve ormanlarda mı?
2- Harcadığımız dövizlerle, kendi hayvancılığımız yerine, Avrupa ülkelerinin hayvancılarını kalkındırdık.
3- Köyden kente göç, işsizliği artırdı.
4- Gençlerimizin (Ziraat Mühendisi ve Veteriner Hekim) altyapısı olmadığından, (Köylerimizde hayvancılığın içinden gelen gençlerimiz, sahada çok daha başarılıydılar) okullarımızda, kitaptan okuyarak yetiştiklerinden, sahada yetersiz kalıp, üretime gerekli katkıyı veremiyorlar. Zaten hayvancılığımızın bugünkü sıkıntıları, sahadaki liyakat sahibi olmayan, yetkili birimlerin başındaki sorumluların, geçmişten ders almayarak, dünyanın hiçbir yerinde başarılı olamamış, kapalı hayvancılık projelerini ilimizde uygulatarak, ilimizi çiftlik mezarlığına çevirmişlerdir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol