HAYVAN HAKLARI VAR AMA KEDILER SAHIPSIZ AYILAR TUTSAK

Istanbul Üniversitesi Medeni Hukuk Profesörü Ismet Sungurbey dostumdu. Istanbul’da Rumeli kökenli bir insandi. Hatta oglunun adi Alis idi. Kirklareli’nde terzi Ilyas ona aba (sayak) pantolonlar dikerdi. Kisin Istanbul’da bu pantolonu giyerdi. Onunla dostlugumuz, onun yazdigi MEDENI HUKUK DERSLERI adli kitabinda yer alan Kirklareli’ndeki bir HUKUK ve INSAN HAKLARI OLAYI ile ilgili olarak baslamisti.

Ismet Sungurbey “HAYVAN SEVER KESIMI”nden bir insandi. Özellikle kedileri çok severdi. Türkiye’de Insan Haklari’ndan önce Hayvan Haklari’ni yazmis biriydi. Birkaç yil önce öldügünde gazeteler “Istanbul’da “Kediler öksüz kaldi” diye manset haber yaptilar. Çünkü Ismet Sungurbey oturdugu Yedikule’den Beyoglu ve Sisli’ye kadar bütün sokak kedilerine bakiyor, her sabah erkenden kalkip onlari besliyordu. Kediler ona çok alismislardi. Tabii o öldükten sonra kediler sahipsiz ve öksüz kaldilar. Ne oldular bilmiyorum.

Hayvan Sevgisi bir Ince Ruh isaretidir. Ankara’da kedileri olan bir hanim profesör dostum vardi ondan dinlemistim, hayvan sevgisi evlat sevgisi gibi yüce bir duygudur derdi. Iki kedisi oldugunu söylerdi. Esi kedilere hor baktigi için bosandiklarini anlatmisti. Onun bir iki vesileyle Kirklareli’ne gelmisligi vardir. Simdi rahmete kavusmus olan agabeyim de Kedi Sevenler’den biriydi. Bu yüzden esiyle tartisirlardi. Sekiz kardesin içinde ondan baska hayvanlara yakin içimizde kimse yoktu. O da Hayvan Sevgisi, Kedi Sevgisi anlatilacak cinsten bir sey degil derdi. Tabii bu tür sevginin nasil bir sevgi oldugunu bilemem ama hayvanlari sevenleri severim ve takdir ederim. Fakat ben hayvan cinslerinin tümüne yakin degilim. En çok atlari, koyunlari,kuslari, tavsan, geyik, karaca gibi hayvanlari severim. Rahmetli babam ve ailesi at kosarlardi ve kosu atlari bakarlardi. Bir zamanlar köylerde At Kosulari meshurdu. Çok köylerde kosu ati bakanlar vardi. Hatta Dolhan Köyünde soyadi ATBAKANLAR olan at besleyiciler vardir. Fakat Kirklareli’nin en meshur atlari Lüleburgaz’in Turgutbey köyünde yetisirdi. Orada KESIBIR AILESI bu konuda önde geliyordu. Bizim de akrabamiz olurlardi. Söz at kosularina gelmisken su bilgiyi de aktarmak isterim. Bir zamanlar Kirklareli’nde de At Kosulari yapilirmis ve bu kosular Yayla’da ve daha sonraki yillarda Yetistirme Yurdu’nun oralarda oluyormus. Ben, 1960-1975 yillari arasinda Kirklareli Halkevi Baskani iken düzenledigimiz Kirklareli’nin son At Kosusu’nu orada Yetistirme Yurdu’nun oldugu tarlalarda yapmistik. Kosuya 7-8 at katilmisti. Nedense Cumhuriyetin bu gelenegi de bugün gerek Kirklareli’nde gerekse Trakya’da kalkmis gibidir.

Bizim çocuklugumuzda köylerde en ilgi çeken sey Kurt Derisi içine saman doldurulup gezdirilmesi, ayilarin sokaklarda dolastirilip oynatilmasiydi. Simdilerde böyle görüntüleri görmek pek olasi degildir. Ancak geçenlerde Cumhuriyet gazetesinde çikan bir yazida dünyada 13 bin dolayinda ayinin tehlikede oldugu bildiriliyordu. Türkiye’nin Bursa, Artvin, Bingöl gibi Illerinde de ayilarin zorda olduklari haber veriliyordu. Bu tehlikenin de ayilarin yasam alanlarinin daralmasindan, beslendikleri yabani meyve agaçlarinin kesilmesinden ileri geldigi belirtiliyordu. Ayrica Çin’de yedibin, Vietnam’da dört bin. Kore’de bin altiyüz ayinin kafeslerde yasadiklari, Pakistan da ise her yil 300 dolayinda ayinin aç birakilmis köpeklere parçalattirildiklari yazida yer aliyordu. Dünyada ayi sayisinin da 40 bin civarinda bulundugu not ediliyordu. Geçtigimiz Mart ayi içersinde Istanbul’da yasli köpekler için ziyafet verilecegi, yemek biletlerinin satisa çikarildigi duyuruluyordu.

Ne diyelim? Ülkemizde ve dünyada ayilar, kediler, köpekler ve diger hayvanlar tehlikede ise insanlik harekete geçmelidir. Zira ÇEVRE ve DOÄzA Tehlike’de demektir.

nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol