Bizim toplumumuzda bilgiye ulaşmak kolay değildir. Bunun çeşitli nedenleri vardır. Bilgiye ulaşmak zor olduğu gibi, bilgiyi anlamak da zordur. Şayet taşrada yani büyük merkezlerin uzağında iseniz, okuyor, araştırıyor ve yazıyorsanız vay sizin halinize. 1912 Balkan Savaşı'ndan söz etmeye çalışıyorum. Zira şimdi yazdığımı yeni öğrendim. Üzüntüm daha önce öğrenip daha önce yazmalıydım üzerinedir.
Sarıkamış Faciası'nın yıldönümü dolayısıyla SARIKAMIŞ TARİHİ'ne bir göz atayım dedim. "SARIKAMIŞ'A GİDEN YOL / Rehin Alınan İmparatorluk" kitabını elime aldım. Kitabı Özhan Eren yazmış. Kalın bir kitap. Anlaşılıyor ki yazarın söyleyecekleri çokmuş..
Çarpıcı bir ifade: "REHİN ALINAN İMPARATORLUK". Kim bu imparatorluk? Osmanlı Devleti. Rehin alan kim? Almanya. Enver Paşa, Balkan Savaşı sonrası Almanlar'la gizli bir anlaşma yapmış. Osmanlı Ordusunun sevk ve idaresini, eğitimini Almanya'ya devretmiştir. Bundan hiç kimse de sorumlu değildi. Çünkü bu 33 yaşındaki insan saray damadıdır. Tarihler bu olayı "REHİN ALINAN İMPARATORLUK" diye yazarlar. Balkan Savaşı sonrası Enver Paşa'nın imzaladığı o meşhur Gizli Anlaşma'yı takip eden günlerde Almanya'dan 85 subay gelmiş, Osmanlı ordusunun komutasını ele almışlardır. Günümüzün YENİ OSMANLILARI bunu söylemiyorlar. Neye acaba?
Balkan Savaşı çok yazılmış, çok anlatılmış, tarihimizin en kanlı, Osmanlı'nın rezillik bir savaşıdır. Bu savaş Balkanları yani Rumeli'ni elimizden almış, Osmanlı Devleti'nin ömrünü 8 - 10 yıla indirmiştir.
Mustafa Kemal "Bu savaş çıkmayabilirdi" diyor. Ve savaştan önce Balkan Ülkeleri üzerinde çalışmalar, planlar yaptığını, Balkan Savaşı çıktığında Trablusgarp'da yani Libya'da olduğunu, bu küçük Balkan Devletlerinin bir gün birleşerek taarruz edeceklerini düşündüklerini, bu nedenle müdafaa planları hazırladıklarını söylüyor ve diyor ki:
"Bir gün müdafaa plan ve haritaları üzerine çalışırken içeri İttihat ve Terraki Partsi'nden Hacı Adil Bey ve Talat Paşa girdiler. Talat Paşa, "Kemal Bey, görüyorum ki çok çalışmışsın. Bu plan ve haritalardan bir şey anlamam. Asker değilim" dedi. Ben de buna karşılık, "Bir gün küçük Balkan ülkeleri birleşerek, bir taarruz yapmaları ihtimaline karşı bu hazırlıkları yaptım. "Talat Bey sustu. Daha sonra bu planları kim tatbik eder" diye sordu.
Kendimi gösterdim, "Ben tatbik ederim" dedim. Daha fazla bir şey söylemedi. Çıkıp gittiler. Fakat sonradan öğrendim ki Hacı Adil Bey'e "Gördün mü bizim deliyi, nelerle uğraşmış.
Özetle verdiğim bu bilgi kitaplarda vardır. Mustafa Kemal'e "Deli" diyen Edirneli Talat Paşa İlkokul mezunudur. P.T.T. Memurluğundan Sivil Paşalığa ve Başbakanlığa kadar yükselmiş biridir. Osmanlı İmparatorluğunu batıran üç kişiden biri olarak tanınmıştır. Diğer iki kişi, Enver Paşa, Cemal Paşa'dır. Bunlar genç kurmay subay Mustafa Kemal'in DEHASI'nı anlayacak çapta değildirler. Fakat buna rağmen Osmanlı Devleti'ni yönetmektedirler. Bir askeri darbe sonu iktidara gelmişlerdir. Devleti batırdıktan sonra da ülkeden kaçmışlar, gittikleri yabancı ülkelerde Rus ve Ermeni kurşunlarına hedef olmuşlardır. Neden, niçin böyledir, bilinmez. Ama tarihimizde bunlar vardır.
NOT: Küçükler büyümekte oldukları için sevinirler, kutlanırlar da büyüklerden bir yılın daha gitmesi sevince, kutlamaya vesile olur mu, bilmiyorum. Fakat yine de okurlarımın Yeni Yılını kutluyor, sağlık, esenlik dileklerimi sunuyorum.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol