Okuyucular sık sık sorarlar: Nasıl yazıyorsun? Merak ettikleri şey nasıl yazdığımızdır? Tabii yazmak zordur. Yazarlık zor bir meslektir. Bilgi ve kültür birikimi ister. Yazı imla kurallarını, Türkçe kompozisyon kurallarını iyi bilmek gerektirir. Bunlar tamam olunca huyunuza, tabiatınıza uygun bir yer ve zaman bulduğunuzda yazınızı yazarsınız.
Yazı yazmanın genelde yazı yazacağınız ortamın şartları ile yakın ilgisi vardır. Ortam aramaksızın da yazı yazanlar takımı vardır. Mesela bendeniz yazmak için ortam ve zaman aramam. Yöre Sergisi sahibi ve yazarı Ayhan Tunca'nın dediği gibi otobüste giderken bile okur ve yazarım. Yazmanın da yaşamak olduğunu bilirim. Kaldı ki yazı yazmaktan zevk almıyorsanız yazı yazamazsınız. Yazarsınız, ancak işkence çekersiniz. Bu durumda yazınızın yanlışı çok olur. Bir yazarı da okuyucu önünde zor düşüren durum budur, yanlışlarıdır. Tabii yazar Köşe Yazısı, Makale nedir, bu yazı türlerini bilmek zorundadır. Yani edebi türleri ve özellikleri bilmelidir.
Dünyada ne kadar yazar varsa o kadar yazış şekli vardır. Bizim ünlü dil bilenimiz, Deneme yazarımız Nurullah Ataç yatakta yazmayı severdi. Ataç, Türkçe'de Devrik Cümle mucididir. İstanbul'a geldim yerine Geldim İstanbul'a diye yazardı. Ancak Nurullah Ataç usta bir deneme yazarıydı. "Ve"siz cümle kurardı. Günümüzde "Ve"siz cümle yazanlardan birisi de Cumhuriyet Gazetesi Yazarı Oktay Akbal'dır.
Sabah Gazetesi yazarlarından Mine Baysan ile yapılan bir röportajı yeni okudum. Mine Baysan kendisine yöneltilen bir soruya karşılık, "Yazarlık disiplin ister" diyor. Tabii daha başka şeyler de söylüyor. Söylediklerinden en önemlisi bir yazarın yazıyı yazmaya başlamadan önce bir süre gerginlik yaşadığıdır. Ben böyle bir gerginlik yaşamıyorum ama yaşayan yazarlar olduğunu biliyorum.
Türkiye'de yazarlar, yazı yazma teknolojisini kullanmada muhafazakardırlar. Benim gibi hala daktilo ile yazanlar vardır. Bu bir alışkanlık meselesi. Yoksa Bilgisayara, İnternete karşı olmak değildir. Bugün bu teknoloji sayesinde dünyada bir bilgi ağı kurulmuş, bilginin en kısa sürede dünyayı dolaşma imkanı doğmuştur. Müthiş bir yenilik. Ona kim karşı durabilir. Şüphesiz ki dünya yazarlarının büyük çoğunluğu bilgisayar kullanıyorlardır. Alışkanlıklarını atmışlardır.
Her ne kadar bugün insanlarımızın cebinde kağıt kalem yoksa da genç yaşlı büyük bir yazar kadromuz vardır. Batılı okuyucunun okuyacağı yazarlarımız bulunmaktadır. Cumhuriyet eli kalem tutan Türk insanının beynini açmıştır. Yetişen kuşaklarda müthiş bir ÜNİVERSİTELİ OLMA ARZUSU var.
Yazımızın konusuna dönersek yazarlığın yaşı yoktur. İnsan eli kalem tuttuğu, unutmadığı, okuyabildiği sürece yazar. Ancak ülkemizde 80 yaşın üstünde yazar parmakla sayılacak kadar azdır. Mesela ben yaşlı yazarlar kategorisindeyim. Tabii yeri gelmişken yazarlığın yaş işi değil, baş işi olduğunu söylemek isterim. Öyle veya böyle yazmak pek önemli değildir. Önemli olan yazmak, yazılanı okutmaktır.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol