HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNE EVET HUKUKÇU’NUNKİNE HAYIR

17 Aralıkta başlayan, (hazırlanma ve uygulama açısından) benzerini ancak Amerikan yapımı casusluk filmlerinde görebileceğimiz türden operasyonun artçı şokları devam ediyor. Adı yolsuzluk ve rüşvet operasyonu olarak koyuldu, ama asıl amacının yargı eliyle Başbakanı ve iktidarını itibarsızlaştırmak suretiyle bir darbe teşebbüsü olduğu anlaşıldı. İşine gelince söylenmedik söz bırakmayanların şimdi ortak dille söyledikleri: Herkes hukukun üstünlüğüne saygı göstermeli, Türkiye hukuk devleti olmaktan çıkıyor vb. Eğer Türkiye hukuk devleti olmaktan çıkıyorsa; bir takım hukukçular sayesinde çıkıyordur
Menderes'i sudan sebeplerle idam ettiren, kargaların bile güleceği iddialarla Ak Parti ye kapatma davası açtıran, hukuk katliamı yaparak Cumhurbaşkanlığı seçimlerini iptal ettiren, ekmek çalanla ''gelecek'' çalanı aynı terazide tartıp, bazen ekmek çalanın suçunun ağır bastığına hükmedebilen hukuk insanlarının olduğu bir sistemde nerde kaldı güven. Hukukçuların fikirlerindeki bunca kaypaklık arasında hangi hukukun üstünlüğünden söz edeceğiz. Hukuk adına bir takım hukuksuz ve çirkin işlere kalkışıp hukuku halkın gözünde itibarsızlaştıran da bir takım hukukçulardır.
Özellikle 2007 yılında bir hukukçunun o güne kadar örneği görülmemiş bir şekilde ortaya attığı ''367'' iddiasına sarılan muhalefetin konuyu alelacele Anayasa Mahkemesi ne taşımak suretiyle Cumhurbaşkanlığı seçimini iptal ettirdiği günlerde de adeta bir yargı darbesiyle karşılaşıp açmaz içine girmiş gibiydik. Meclis anayasa değişikliği yapsa mahkeme iptal edecek gibi bir kısır döngü içindeydik. O krizleri hep ülke adına kazançla aştık. Bu gün geldiğimiz noktada Başbakanın da HSYK konusunda yanlış yapmışız dediği bir duruma geldik. HSYK; ''hakim ve savcılar yanlış yaparsa bize şikayet edin'' diyor, izlenmesi gereken yol buymuş ta, (adamın biri uğradığı haksızlık yüzünden arkadaşlarına dert yanar, onlar da kadıya git şikayet et deyince; ya hu bu işi yapan kadı, ben kadıyı kime şikayet edeyim der) HSYK yanlış yaparsa kime şikayet edilecek:                          Cevap: Kimseye.
Başbakanın yaptırdığı yönetmelik değişikliği ile ilgili, kimilerine göre ''korsan'', ''hukuka aykırı'' diye nitelendirilen, genel kurul adına diyerek bir açıklama yapan 13 HSYK üyesinin, yaptıkları eylem suç teşkil etse bile bunu değerlendirecek bir üst makam yokmuş. Elbette ki yargı bağımsız olsun ama yargı mensupları suç işlerse... Hakim ve savcıyı HSYK ya, bireysel olarak HSYK üyesini Anayasa Mahkemesine şikayet edeceksiniz, ama HSYK üyeleri grup halinde suç işlerlerse yasal olarak onların şikayet edileceği makam yok.
 Ne acı ki; yolsuzluk, rüşvet operasyonu diye başlatılan, ülkeyi sarsan, dünya çapında ses getiren bir olayda hiç birimiz artık rüşvet ve yolsuzluğu konuşmaz olduk. O yargı mensupları ki; şimdilik iddia demek zorunda olsak ta artık şüphe götürmez bir şekilde emniyet içindeki yapı ile birlikte icra ettikleri operasyonla yıllardır ülke gündemini işgal eden, devlet ve siyaset tarihimizde milat olarak kabul edilecek, bir kısmı kesinleşmiş, bir kısmı devam eden davaları bile düşürme, hükümleri yok sayma, yeniden yargılama gibi tartışılan sonuçlara sebep olabiliyor. O yargı mensupları ki; (dedikleri doğru olsa da yaptıkları yanlış) örneği görülmemiş şekilde mahkeme önünde bildiri dağıtmak, emniyet müdürlüğüne gidip bizzat sorgulara müdahil olmak suretiyle tarihe geçtiler. Başsavcısının ifadesine göre o savcı sırf gizli yürütebilmek adına hiç alakası olmamasına rağmen dosyayı terörle mücadele yasası kapsamına sokmuş. Her şey iddialar üzerinden yürütüldüğüne göre bir başka iddia; alakasız üç dosyayı sırf büyük ses getirmek için bilerek birbiriyle ilişkilendirmiş.
Yolsuzluklar iktidarların düşmesine düşürülmesine sebeptir de; burada yapılan yargı yoluyla istikrarı hedef alarak iktidarı yıpratmak düşürmekse yazık. İstanbul emniyetindeki ilk sorgularında gözaltındakilere; ''bu işi Başbakanın üzerine atın kurtulun'' dendiği iddia edilmişti ki, Erdoğan Bayraktar'ın ''Başbakan da istifa etmeli'' demesi de bu planın bir parçası olarak yorumlanmıştı. Bu gün gelinen noktada artık bir çok kişi: Hükümet istifa etmeli, yargının önünü açmalı derken, şeytani bir şekilde; eğer suçsuzlukları ispatlanırsa göreve geri dönerler deme cüretini göstermeye başladılar. Gerçekten kendilerinden başka herkesi aptal olarak mı görüyorlar, yoksa...
 Bir dönem YARSAV ile Ak Parti iktidarı arasındaki sürtüşmenin benzeri bu gün o malum dava dosyasını hazırlayıp soruşturmayı yapan savcılar ve HSYK arasında yaşanıyor. O günkü YARSAV üyelerinden bazıları bu gün milletvekili. Bu günkülere de ''eğer siyaset yapacaksanız cübbelerinizi çıkarın'' eleştirisi var ki o zaman can kurban, kim siyasetçi, kim yargı mensubu biliriz. Sonuç olarak mesele hukukun üstünlüğü ise eyvallah, ama hukukçunun üstünlüğü ise, özgürlüğünden bahsedilen yargı birilerinin talimatıyla ya da kendine yakışmayan tarzda hareket ediyorsa hayır.

Yorum Yazın

Yapılan Yorumlar

  1. Allah sana akıl fikir versin kaygısız kere..

  2. Memo kardeş havalar soğuk. Dışarı çıkarken kafana bere tak. Keli üşüttüğün zaman diline vuruyo.

  3. Türkiye 17 Aralık itibariyle bir yolsuzluk ve rüşvet fırtınası yaşıyor yukarıdaki yazıyı okurken bir an için farklı bir ülkeden mi bahsediyor diye düşünmeden edemedim. Okuduğunuzda çıkardığınız sonuç hükümete yargı kullanılarak dış güçler eliyle operasyon yapılıyor hsyk dan hesap sormak mümkün değil o halde hsyk yı tertemiz hükümetimize bağlayalım yürütme "yürütmeye" devam etsin. İşin özü böyle değil sevgili dostlar 11 yıl boyunca cemaat Akp elele denetimsiz bir sistem yarattılar. Kendilerine düşman gördükleri TSK ve aydınlar üzerine Ergenekon ve Balyoz adlı iki dava ile birlikte kumpas kurdular. Keser döner sap döner misali gün geldi hesap döndü. Birbirleriyle rant ve güç savaşına girince her ikisi birbirinin kirli çamaşırlarını ortaya dökmeye başladılar. Bu durum maalesef hem ülke ekonomisine hem de uluslararası imajına zarar veriyor ancak tüm bu kirlenmişlikten kurtulabilmemiz için biraz sıkıntı çekmek gerekiyor. Boğazına kadar yolsuzluğa battığı iddia edilen bakan milletvekili ve bunların yakınları var muhtemelen 2014 ü sürekli bunların soruşturma ve yolsuzluk iddialarını seyrederek ve dinleyerek geçireceğiz. Her duyduğumuz yolsuzluk olayını kolaycı bir şekilde dış operasyon diye yorumlamak tam anlamıyla bilinçsiz vatandaşlığa girer. Vatandaş ülkesini seviyorsa bilinçli olmak zorunda ve okuduklarını duyduklarını farklı kaynaklardan araştırarak bir hükme varmak zorundadır. Kimseyi peşinen suçlu ilan etmemeli ancak her seferinde olduğu gibi dış güç yalanlarına da kolayca kanmamalıdır. Türkiye bir hukuk devleti ve güçler ayrılığı prensibi ile yönetiliyor. Yani Yasama Yürütme ve Yargı. Bu üçü ayrı güçlerdir ve hiçbiri diğerini yönetemez. Yargının yürütme ve yasama üzerinde denetim yetkisi vardır bu yetki kaldırılırsa sistemin adı demoktarik hukuk devletinden oligarşik guguk devletine döner. Suç işleyen ister siyasetten ister ise hukukun içinden olsun yargılanmalı ve yargıya güvenmeliyiz. Adalet bir gün hepimize lazım olacaktır. Muzaffer Engin

  4. Bu makaleyi yazan Mehmey Kaygısıza bir kaç soru: Hukukun üstünlüğü bir tek başbakana mı kalacak? Adama göre hukuk mu yoksa genel hukuk mu? Ergenekon davası görülürken sen hangi dünyada yaşıyordun? Yandaş mısın ne menfaatin var? Hırsızlık olmadı mı sen görmedin mi gözlerin görmüyorsa kulakların da mı duymuyor? Hırsızın yaptığına ortak olan da hırsızdır bunu sindirebilirmisin? Ne dediğinin farkında mısın? Bu kadarı da ayıp olmuyor mu? Bizi keriz mi sandın? Birde bunlara cevap ver bakalım!!!

  5. şişlide hırsızlık olurken sen duymadınmı görmedinmi? ne menfaatin var chp den? belediyede mi çalışıyon yoksa chp kazanırsa işe mi alcak seni bizi keriz mi sandın? çeşmeden çamur akacak işe gireceklerin listesi chp il başkanlığında hazırlancak sonra da ben chp ye oy atacam enayi miyim ben???

  6. Oyunu hırsıza ver kardeşim. Demek senin miden bu durumu kaldırıyor. Biz helal lokma peşindeyiz haramzade değiliz. Belediyede çalışmıyorum ssk lı işçiyim. Çamur akan çeşmeden yakında siyanür akacak o zaman görecem sizi!!

  7. kaparti kırklareli de kazanacak ve çeşmeden siyanür akacak ha? buna istasyon altındaki kargalar bile güldü hangi akpartili belediyenin çeşmesinden akmış siyanür?? siyanürü bırak memba suyu kalitesinde sular tam tersi akparti kazanamazsa kırklareliden elini çekecektir. ssk lı işçi kardeşim sen para kazanmanın zorluğunu biliyorsun çamurlu suya para vermek zoruna gitmiyor mu? minsolmaz gibi dürüst adamı bir daha istesek de bulamayız ayakkabı kutusu hikayesini bırakın adamlar cezaevinde işte verecekler hesabını yaptılarsa bişey. her partiden yolsuzluğa bulaşan çıkıyor önemli olan bu adamlar için gereğini yapmak. chp kazanırsa kırklarelide çamurlu suyu bile arar hale gelicez su akmayacak çünkü nüfus artıyor.