Dünkü yazımda Hun Hükümdarı Mete'nin Halk Kurultayında yaptığı konuşmanın ilk bölümünü vermiştik. Mete bu konuşmayı düşmanın kendisinden atını, eşini ve Hun Vatanından bir parça toprak istemesi üzerine yapmıştı. Mete düşmanın isteklerinden ikisini düşmana vermek için kurultayı ikna etmiş, konuşmasının bir yerinde at ve avrat benim şahsımla ilgili demişti. Düşmanın Hunların vatanından toprak isteğini kabul edemeyeceğini söylemiştir. Düşmanın toprak isteği karşısında Mete Halk Kurultayında Hun Ulusunun Temsilcilerine konuştu, olayı anlattı.
"Düşman bu defa yine bir elçi göndererek hiçbir ürün vermeyen bir arazi isteğinde bulunmuştur. Mete konuyu görüşmek üzere Halk Kurultayını toplantıya çağırdı ve konunun görüşülmesini istedi. Düşmanın istediğinin verilmemesi durumunda savaş çıkacaktır. Fakat ne var ki Kurultay bu sefer cömert davranarak, düşmana vatan toprağından bir parça verilmesine taraftar görünmüştür. Oylamaya geçildiğinde işte bu anda Mete, büyük bir azim ve şiddetle ayağa kalkarak; "Şimdiye kadar düşman tarafından istenilen şeyler, bana ait olan şeylerdi. Bu defa istedikleri toprak bana ait değildir. Bu atalardan kalan mukaddes vatan parçasıdır. Millete kalan bir mirastır. Tarihin başlangıcından sonuna kadar gelmiş ve gelecek olan Türkler de bugünkü Türkler'e miras bıraktıktan sonra bile velev ki hiç ürün vermeyen bir toprak olsun, koparılıp düşmana verilemez. VATANIN PARÇASI VATAN DEMEKTİR. Vatandan ayrılmış en küçük bir parçayı bile, başka bir millete vermeye ne benim ne de milletin hakkı yoktur. Hatta bizden önceki Türkler ile bugünkü Türk milletine verilecek olursa büyük ve heybetli millet olur. Onlar dahi bir toprak parçasını ayırıp düşmana veremez."
"ŞİMDİ EY VATANPERVER KAHRAMANLARIM. Ve itaatkar askerlerim, düşmana verilecek cevabımız kalmadı. Onlara sözle cevap vermeyeceğiz. Oklarımız ve kılıçlarımızla cevap vereceğiz."
Mete, devlet yöneticilerine, halk adına karar vericilere bir mesaj vermiştir. Aynı zamanda Türk'ün tarihine not düşmüştür. Ayrıca Milattan 230 yıl önce Asya Kıtasında bir Türk Devleti halkın gücünü öne çıkararak "Halkçı ve konuşup tartışmaya (meşverete) dayalı devlet ülküsü ile insanlığa barış ve sükun, ilim kültür ve fazilet öğretmiştir. Milli ideallerle birlikte diğer uluslara insanlık idealleri telkin etmiştir."
"Türklerdeki eşitlik İl(Vatan) dahilinde Beyliklerin eşitliğini ve toplumun da halkçı olduğunu göstermiştir." Halk sınıfsız bir toplumdur. Mete'nin ulusu da öyledir. Halk da herkes itibarlıdır. Devleti yöneten kim olursa olsun Halkçılık zemininde imtiyazlı kimse yoktur. Mustafa Kemal, "HALK DEVLETİ" ile ulus işlerinde karar organı olduğunu göstermek istemiştir. Mete barışı ve Hun topraklarını korumak için kendisine ait şeyleri vermekte tereddüt etmez ama vatan söz konusu olunca düşmanın karşısına halkla birlikte dikilmektedir. Görülüyor ki tarihimizde öğreneceğimiz çok şey vardır. Yeter ki kitap ve Kitap Kültürü evimize, işyerlerimize girmiş olsun.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol