2009’un sonlarina dogru hizla akarken Hasan Öztürk, dolu dolu bir türkü ziyafetiyle güncel sorunlara ve streslere “Bir Türkülük Mola” dedi. 18 Aralik 2009 Cuma gecesi Akkuskaya Otel’de gazetemiz yazari ögretmen-sanatçi Hasan Öztürk tarafindan hazirlanan Türkü gecesinde yurdun her yöresinden örneklemeler sunuldu.
Ayni zamanda Önadim Medya Grubu’nda günlük köse yazari olan Öztürk, etkinligin basinda konuklara söyle seslendi: “Tek tek siralamaya kalkissak uzun bir liste olusturur sorunlarimiz. Tek tek saymaya baslasak uzun zamanimizi alir. Bir türlü oturtamadigimiz hattâ ne menem bir sey oldugu konusunda bile bir türlü anlasamadigimiz, netlesemedigimiz demokrasi alaninda…
Aracimiz hep tökezlemede. Hep üzülüyoruz. Gerek sicak evlerimizde, gerek yumusak koltuklarimizda, çekyatlarimizda, belki yari uzanarak, dirsek sefasinda izledigimiz bunca aci gelisme karsisinda donup kaliyor iradeler. Yürekler yaralaniyor. Vicdanlar aciyor. Isin en zoru, bunlar karsisinda bir sey yapamamak, bir ise yarayamamak.
Ne hikmetse hep bizim için düsünen, bizim için kararlar veren, bizim için zindanlarda çürüyen, bizim için acilar çeken, bizim için ölen… yani bizim mutlaka olmak isteyip te bir türlü olamadigimiz oralarda güya demokrasi adina, güya insanlik, güya toplum adina bir seyler yapan birileri var ve… Isler nedense her gün biraz daha sarpa sarmada.
Bize türkülerle avunmak düsüyor. Siirlerle, sözlerle… Asik Ihsani, altmisli yillarda söylemisti: “Çabalama bay düzenbaz, Taban uyaniyor taban Hele bir ayaga kalksin, Durduramaz onu baban,” demisti. Bu nasil bir taban uyanmasi, anlayamadik. Belki münferit uyanmalar var. Ama genele yetmedi bir türlü.
Bizi ne Ihsani’nin sözleri uyarabildi, ne Mahzuni’nin… Aslinda Pir Sultan’dan bu yana türkülere söylettik diyeceklerimizi. Belki, dedik, birileri böyle de anlayabilir. Hattâ, birileri belki böyle anlar ancak diye düsündük. Anlatamadik.
Simdi… En son, TEKEL isçilerinin, itfaiye ve demiryolu emekçilerinin karsilastigi çirkin görüntü karsisinda dimaglarimiz dumura ugruyor. Içimizde nice, “Keske orada olsaydim. Mutlaka orada olmaliydim,” diye hayiflananlar var. Gözümüzün önünde, yakinimizda veya uzagimizda ama bir bakima burnumuzun dibinde nice hak gasplari ve insanlik katliamlari yasamaktayiz. Isin kötüsü bunlara bilinçle karsi durmasi gereken kitle yazik ki darmadagin. Simdi… Çesitli yapilardan, çesitli duruslardan bir yigin degerli yürek… Bir aradayiz. Bir araya gelmek, bir araya toplanmak, bir arada bulunmak olanagini yakaladik. Bugece türküler söyleyecegiz. Türküleri duygularimiza katik edecegiz. Mesafe olarak uzagimizda, gönül olarak sah damarimizda olusan ve gelisen olaylara atacak nabzimiz. Ne mutlu bizlere ki, bazen bir vesile olusturarak, zaman zaman bir araya gelebilmek basarisini yakaliyoruz. Aynen simdi oldugu gibi. Bu birlikteligimizi sürekli kilabilmek, yararli duruma dönüstürebilmektir aslolan. Emek adina, insan onuru adina, sosyal bilinç adina ve türküler askina… Ne iyi ettiniz. Hos geldiniz.”
Salonun tiklim tiklim dolu oldugu gecede Hasan Öztürk, baglamasi esliginde kalabalik konuk toplulugunu yöreden yöreye, türküden türküye gezdirirken, salonu dolduranlar gece boyu harika duygularla türkülere hep bir agizdan eslik etti. Ülke türkülerinin yani sira basta “Manolya” olmak üzere zaman zaman kendi eserlerine de yer verdi.
Her firsatta türkü dostlarina da mikrofonda sans veren Öztürk, ayni zamanda her yöreye uygun oyun türküleri çalarak, her tür insani yöre kültürlerine uygun biçimde oyuna kaldirdi. Gecenin ilerleyen saatlerine kadar süren “Bir Türkülük Mola”, ilerleyen zamanlarda yinelenmesi dilegiyle, büyük bir hosnutlukla ve güzel duygularla sonlandi.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol