HIKAYE

Herkesçe sevilen bir fakir Hac'ca gidenlerin kafilesinin içinde yer almisti. Arap beylerinden birisi ona çoluk çocuguna bakim için 100 altin vermisti Belli bir yerde ikamet ederken, (hafece) kabilesinin hirsizlari birden bire kafileyi bastilar.
Oradaki tüm insanlarin kiymetli esyalarini, paralarini ne var ne yok hepsini aldilar götürdüler. Kafiledeki tüccarlar aglamaya basladilar. Çaresizlik içinde feryad ediyorlardi. Yalvarmak yakarmak bosuna artik hirsiz her seyi alip gitmisti. Geri de vermiyecekti.
Kervanda bulunanlar bu halde iken bu kafilenin içinde bulunan bizim fakir hiç istifini bozmamisti. 0 olanlari seyrediyordu sanki hiç etkilenmemis gibi duruyordu. Kafileden biri ona sordu Azizim, senin o malum olan parayi hirsizlar almadilar mi ?
Fakir, hayir aldilar, götürdüler dedi. Fakat benim para ile o kadar alisikligim olmadigi için gitmesine üzülmedim. Bilirim ki Bir seye, bir kimseye gönül baglanmamali, çünkü sonra gönlü çekip almak güç bir istir" diyordu.
Dedim Bu söyledigin söz benim halime çok uymaktadir. Gençlik çagimda bir güzelle görüsür, konusurdum, Onu pek çok severdim. O derece ki gözümün kiblesi onun cemali, ömrünün sermayesi onun eseri idi.
Onun gibi güzel yüzlü bir insan olsa olsa gökteki melek olabilirdi. Yoksa yeryüzündeki hiç bir insan onun gibi olamazdi. Onu tanidiktan sonra baskasi ile konusmak bana haram oldu. Onun gibi bir insan dünyaya gelemez derken bu sevgilim vefat etti. Kendi soyu ve yasadigi yerin tüm insanlari onun için agladilar, yandilar.
Bana gelince ben de onun mezarinin yanini kendime mesken edindim. Onun aski ile siirler yazdim, türküler, agitlar söyledim. O cananin ayriligindan sonra artik yasadigim müddetçe para, heves, hava mal, mülk pesinde kosmadim. Hiç kimse ile konusmamaya ve görüsmemeye karar verdim dedi.
Sizlere bir Faruk Nafiz Çamlibel siiri ile veda ediyorum. Hosçakalin.
ÇOBAN ÇESMESI
Derinden derine irmaklar aglar,
Uzaktan uzaga çoban çesmesi.
Ey suyun sesinden anlayan baglar,
Ne söyler su daga çoban çesmesi?

Gönlünü Sirin'in aski sarinca
Yol almis hayâtin ufuklarinca;
O hizla daglari Ferhâd yarinca,
Baslamis akmaga çoban çesmesi...

O zaman basindan askindi derdi
Mermeri oyardi, tasi delerdi.
Kaç yanik yolcuya soguk su verdi,
Degdi kaç dudaga çoban çesmesi!

Vefasiz Asli'ya yol gösteren bu,
Kerem'in sazina cevap veren bu,
Kuruyan gözlere yas gönderen bu,
Sizmazdi topraga çoban çesmesi.

Leylâ gelin oldu, Mecnun mezarda,
Bir susuz yolcu yok simdi daglarda; Atesten kizaran bir gül arar da
Gezer bagdan baga çoban çesmesi.

Ne sâir yas döker, ne âsik aglar
Târihe karisti eski sevdalar;
Beyhude seslenir, beyhude çaglar
Bir sola, bir saga çoban çesmesi!
Fâruk Nâfiz ÇAMLIBEL
mustafaermis@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol