KADINA ŞİDDETİN KÜLTÜRÜ ORTADAN KALKMADIKÇA

Türkiye sosyal bir sorunla ciddi biçimde karşı karşıyadır. Kadına şiddetin grafiği giderek yükselmektedir. "AİLE ve SOSYAL POLİTİKALAR BAKANLIĞI"nın şiddete karşı aldığı, almayı düşündüğü önleyici tedbirlere rağmen, tedbirlerin hiçbirinin fayda etmediği görülmektedir. Daha bir iki gün önce genç bir kadın ve genç bir kız öldürüldü. Gazetelerin yazdığına göre sebep karşılık görememek ve boşanmayı istemek. Sormak lazım, genç kızın karşılık vermek mecburiyeti mi var? Kadının şiddetin dozuna dayanamayıp evi terk etmesi, boşanmak istemesi neden öldürülme nedeni olsun? Ama bizde oluyor işte.
Kadına Şiddet sosyal bir yaradır. Yara gittikçe büyümektedir. Gazetelerin yazdığına göre bugüne kadar II bin kadın gördükleri aile içi ve aile dışı şiddet yüzünden devlete sığınmıştır. Bu artış karşısında devlet Sığınma Evleri'nin sayısını 48'den 76'ya çıkarmıştır. Tabii bu kadınların bazıları zaman içersinde ailelerinin yanına gitmiş, bazıları evlere çıkmış, bazıları akrabalarına sığınmış, bazıları da şiddete rağmen aile yuvalarına dönmüşlerdir. Bakanlık ise şiddete çare olarak "ŞİDDET ÖNLEME ve İZLEME MERKEZLERİ" kurmayı düşünmektedir. Bu çarenin içinde şiddet görmüş kadına maddi, manevi, psikolojik ve hukuki yardım da söz konusudur. Hatta devlet kadınlara iş bulmayı da planlamaktadır. Bütün bunlar şiddeti önlemeye, şiddet gören kadını kurtarmaya yeter mi?
Öyle anlaşılıyor ki Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürlüğü, kadın şiddet gördükten sonrası için önlemler planlamaktadır. Gerçi şiddete maruz kadınlarla ilgili daha önceden istihbarat yapılması alınacak tedbirler arasında bulunmaktadır ama bize göre bu köklü bir tedbir olmayacaktır. Çünkü şiddetin kültürü ortadadır. Bu bize Birleşmiş Milletler Sağlık Teşkilatı'nın, Halk Sağlığını koruma bağlamında bir yöntemini, bir gösterisini hatırlattı.
Birleşmiş Milletler Sağlık Teşkilatı'ndan iki görevli bir şehrin ortasından geçen B…luca Dere'nin kıyısından giderken derenin içinde yıkanan iki çocuktan birinin boğulma tehlikesi geçirdiğini görmüşlerdir.
Bu iki kişiden biri, çocuğu kurtarmak için dereye atılmış, diğeri de derenin geldiği tarafa doğru koşmaya başlamıştır. Neden sonra iki arkadaş bir araya geldiklerinde dereye atılan, dere boyunca koşana "Yahu" demiş, "Ben senin, bana yardıma geleceğini beklerken, sen derenin geldiği tarafa doğru koştun. Niye öyle yaptın?"
Arkadaşı koşmanın gerekçesini ünlü Çinli şairin, "Birine balık verirsen karnı bir defa doyar, balık tutmayı öğretirsen ömür boyu karnı doyar" sözünü hatırlatmış, "Ben B…luca Dere'nin vanalarını kapatmak için koştum. Kirli suların, atık suların vanaları kapanırsa dere tehlike olmaktan çıkar."
Ülkemizde KADINA ŞİDDETİN KÜLTÜRÜ ortadan kalkmadıkça şiddet nasıl önlenecek, bilemem. Bize göre kadına bakış kültürümüzün değişmesi, bunun için araştırma ve çareler düşünülmesi gerekir. Göz ardı etmemek lazımdır ki toplumda çeşitli nedenlerden etkilenmiş, sinirleri bozulmuş insanlar vardır. Bu nedenle toplumu germekten, insanların sinirlerini bozmaktan kaçınmak gerekir.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol