Trakyali Romanlar'a nereden geldiklerini sorarsaniz size Selanik'ten geldiklerini söylerler. Aslinda 1923 Mübadillerinin hepsi Selanikli olduklarini söyleyip dururlar. Tabii bununla Atatürk'ün hemserisi olduklarini söylemek isterler. Oysa Selanik Romanlari'nin kökü Ispanya'dir. 1490'li yillarin basinda Yahudiler buradan kovulurken Romanlar'a da çikis verilmistir. Birkaç milyon Roman böylece Balkanlara ve Trakya'ya dagitilmistir.
Romanlarin sifresi, kimyasi müziktir. Kapi gicirtisindan kalkip oynarlar. Onlar ÇINGENE ismini kabul etmezler ama Farsça'da yani Iran dilinde Çingene Müzik demektir.
Romanlarin vatani Hindistan'dir. Asya'dan Türkler dahil, diger irklar göç etmeye basladiklarinda Romanlar da onlarla birlikte göç etmeye baslamislardir. Avrupa'ya iki koldan girmislerdir. Hazar Denizi'nin Kuzeyi ve Güneyi onlar için Geçis Yolu olmustur. Böylece Avrupa'ya dagilmislardir. Bugün itibariyle Avrupa da on milyonun biraz üstünde Roman vardir. Fakat Romanlar daha çok Romanya ve Bulgaristan'da toplanip yogunlasmislardir. Ikinci Dünya Savasi basladiginda Almanya kendi ülkesinde yasayan birkaç milyon Yahudi ile Romanlari da yakmis, iskenceye tabi tutmustur. Fakat romanlar hemen hemen dünyanin bütün ülkelerinde Ikinci Sinif insan olarak görülmüslerdir. "ARACI INSAN" rolünü oynadiklari için de sevilmemis, güvenilir bulunmamislardir. Savaslarda iki tarafa da hizmet edene ARACI derler.
Romanlar kendi aralarinda sosyal katmanlara ayrilmislardir. Katmanlar birbirlerini hor görürler. Bu nedenle de kendi aralarinda bir dayanisma yoktur. Özgür insanlardir.
Romanlar genelde toplumun gözetim altindadirlar. Ne yaptiklari hep merak konusu olmustur. Bundan onbes yil kadar önce Romanya'da bir mahallede DEVLET kurduklarini ilan etmislerdir.
Romanlarin birçok özellikleri içersinde en öne çikardiklari sey YAÅzAMA SEVINCI tasimis olmalaridir. Tabii onlarin klasik meslekleri vardir. Mesleklerinde sanatkardirlar. Zurna-Davul çalmak onlar için oyuncaktir. Fakat Romanlar'in en önemli taraflari YAÅzAMA SEVINCI içersinde olmalaridir. YAÅzAMA SEVINCI bir eski Yunan felsefesidir. Epikür adli bir düsünürün ortaya attigi görüs ve yasama biçimidir. HAYATTAN ZEVK almak biçiminde ifade edecek olursak EPIKÜRCÜLÜK bir Türk sairin dedigi gibidir.
"BADE IÇ GÜZEL SEV VAR ISE AKLIN ÅzUURUN/DÜNYA VAR IMIÅz YOK IMIÅz NE UMRUN"
Onlar öyledir. Günlük yasarlar. Hayatlarinda YARIN diye bir sey yoktur. Doganin sartlarina dayanikli insanlardir. Zaman içersinde is hayatina atilmak suretiyle yogun biçimde sosyal olmaya baslamislardir. Avrupa Birligi onlar için IYILEÅzTIRME PROGRAMLARI hazirlamakta, hayata uyum saglamalarina yardimci olmaktadir. Bizde ise Romanlar için henüz fazla bir sey yapilmis degildir. Türkiye'nin birkaç Ili hariç, onlar her yerde vardir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol