1950'li yılların sonlarına doğru öğrenci olayları başlamış, üniversiteler karışmıştı. Ülke bir alacakaranlıktaydı, kaos yaşanıyordu. Ulusal basından Cumhuriyet ve Vatan okuduğumuz gazetelerdi. Bugün 90 yaşına girmiş olan ve CUMHURİYET'te yazan Oktay Akbal o zaman Vatan'da yazıyordu. Sadun Tanju, Özcan Ergüder, Oktay Akbal, Emil Galip Sandalcı zamanın çok okunan yazarlarıydı. Biz bu gazetelerin Taşra Muhabirliği'ni yapıyorduk. Öncelikle Cumhuriyet Gazetesi'nin Habercisiydim. Fakat Oktay Akbal'a da arada bir TAŞRA'DAN MEKTUP yazıyordum. Bir mektubumda kendimi tanıtırken "KARANLIĞIN SINIRINDA AYDINLIĞI BEKLİYORUM" diye yazmıştım. Akbal benim bir köy öğretmeni olduğumu anlamıştı. Sonraki bir gün köşesinde "KARANLIĞIN SINIRINDA AYDINLIĞIN BEKÇİLİĞİNİ YAPANLAR" konulu bir yazı yazmıştı. 1960'lı yılların başında Cumhuriyet'e gidip gelmeye, yazı yazmaya başlayınca Oktay Akbal ile tanıştım.
Bir gün çalışma odasında Akbal'ı ziyaret ettim Milli Eğitim Bakanlığı Müfettişi olan eşi yanımdaydı. "AYDINLIĞIN BEKÇİLERİ" mektubunu size ben yazmıştım dedim. Eşine döndü, "Bunlar köylere bilgiyi götürenler, karanlığın üstüne yürüyenlerdir. Onları koruyun, kollayın" dedi.
Oktay Akbal şimdi beni hatırlar mı? 0, 90 yaşında, ben 83 yaşındayım. Yılları geride bıraktık. Ülke bazında ve bağlamında çok şeyler gördük, çok şeyler yaşayıp tanık olduk. Ancak dün neyse bugün de o. Ülke değişti, insanlar az çok okudular fakat kafalar değişmedi. Cumhuriyeti kuranların tasviyesini hedefledikleri ZİHNİYET aynı yerde duruyor. O, hiç değişmedi. Dün olduğu gibi bugün de bu Köhne Zihniyet'in tutsağı durumundayız.
Oktay Akbal gazeteci yazar ve aynı zamanda edebiyatçıdır. Cumhuriyet ile yaşıttır. Ve gıllıgışsız Atatürkçüdür. Bugüne dek birçok eser vermiştir. Hikaye ve romanlar yazmıştır. Ben onun, "ÖNCE EKMEKLER BOZULDU" kitabını okumuştum. Bundan düzenin bozulduğu anlamını çıkarıyordum. 10 Kasım 1938'de sabahın köründe Diyarbakırlı kadının sokaklarda "ATATÜRK ÖLDÜ, ATATÜRK ÖLDÜ" diye bağırması üzerine, "Biz duymadık sen nerden duydun" diyenlere "BU GECE AHIRDAN ÖKÜZLERİM ÇALINDI" oradan anladım demesi gibi…
Rahmetli Ecevit, sınıf arkadaşı Kırklarelili fırıncı Rüştü Tanrıöver'e göre hayalleri zengin bir şairdi. 1960'lı yılların başında bir vesileyle "BU DÜZEN DEĞİŞMELİDİR" deyivermişti. Sonra DEĞİŞECEK DÜZEN'in kitabını yazdı ve kendi değişti düzen değişti, ne Ortanın Sonu oldu, Ne Halk Sektörü oluştu, ne Köy Kentleri kuruldu. Ve ne de Toprak İşleyenin Su Kullananın söylemi bir anlam, ifade etti. Sonunda kendi değişti. Çok şükür ki bugün ekmeklerin bozulduğundan söz eden yoktur. Ülkemiz insanları kaliteli ekmek yemektedir. Ekmek sorunu yoktur. Sorun, ünlü şair Aldülhak Hamit, MAKBER (Mezar) adlı kitabında niçin "HER YER KARANLIK" dedi. Onun eşi Fatma Hanım için mi söyledi yoksa zamanın rengini mi kastetti, bilmiyoruz. Yazım doğaçlama görülse de değil, çünkü Ecevit, Abdülhak Hamit de Oktay Akbal gibi edebiyatçı ve şairdir. Böyle biline.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol