Kırklareli'nden Alpulu Şeker fabrikasına kara trenlerle pancar sevkiyatı yapılırdı. Stadyum karşısı pancar öbekleriyle dolardı.
Trenin geldiğini kampana sesiyle anlardık. Herkes perona dizilirdi. Trenden inenleri izlerdik.
Çoluk çocuk, aileler kara trenin geliş saatine yakın peron çevresindeki yeşilliklere yayılırdı.
Kış günleri faytona binerdi ihtiyarlar, kadınlar. Gar'ın yanında bir bahçe içinde "Tavşan Kümesi" vardı. Tavşanları seyretmek çok hoşumuza giderdi.
Kara trenin gelişlerini Kırklareli'nin ilk basketçilerinden Ercan ÖZHEKİM ağabeyle konuşmuştuk. Atatürk parkında…
Basri'nin büfesi vardı Gar'ın hemen yanında. Tuzlu fıstığı, köpüklü birası, menemeni pek meşhurdu.
Buharlı trenler kullanılmıyor artık. Dizel ve elektrikli lokomotifler kullanılıyor. Her şey anılarda kaldı.
SELAHATTİN YÜCESOY
Ercan Özhekim ağabeyden bir anı:
"Kırklareli ortaokulunun müzik öğretmeni 1944 - 1960 yıllarında Selahattin Yücesoy'du.
Kızı ses sanatçısı Işıl YÜCESOY'dur. Babası meşhur bestekar Griftzen Asım Bey'dir. "Griftzen" neyin bir başka cinsi çalgı aletidir.
"Cana rakip'e-i handan edersin"
Şarkısının bestekarıydı.
Amcası Süreyya bey de meşhur bestekarlardandır.
"Bir gün o güzel ruhumu şad edecek sandım" şarkısının bestekarıır.
Aynı aileden Devlet Sanatçısı Muazzez KURDOĞLU'da vardır. “Ercan ÖZHEKİM ağabey Selahattin YÜCESOY'un öğrencisiymiş.”
ÇÖMLEKÇİ USTASI MEHMET İBRİKÇİ'DEN ANILAR
"Önceleri içme suyumuzu hapishane çeşmesinden alıyorduk. 1943 yılında Gazhane sokağının bir köşesine SELİM ALTINEL çeşmesi yapıldı.
İlkokulun birinci, ikinci sınıflarını Cumhuriyet okulunda, üçüncü sınıfı Ziya Gökalp okulunda okudum. Dördüncü, beşinci sınıfları Tevfik Fikret İlkokulunda Melahat Öğretmende okudum. Ortaokulu şimdiki Vali Faik İlköğretim okulunda okudum. İkinci Dünya Savaşı yılları karne, vesika yıllarıydı. Düşman Türk sınırına dayanmıştı.
Kumaş, basma, her şey vesikayla veriliyordu. Yazın kuzu otlatırdım. Bazen kavurma yapardık. Milletin alım gücü yoktu.
Yazın yalın ayaktık. Kışın okula gitmek için ayakkabı bulabiliyorduk. Büyük caminin çeşmesi şimdiki hergele meydanındaki (Dingiloğlu parkının karşısındaki meydan) havuzun oradaydı. Yolun genişletilmesiyle çeşme caminin yanına alındı Eski çeşme şadırvandı.
İdamlıklar, Merkez Karakolunun olduğu yerde sabahleyin erken saatlerde asılırdı. Biz sabahleyin oraya gittiğimizde asılmış insanları ibretle seyrederdik
İdamlıkların önünde suçlarını yazan bir kağıt olurdu." dedi.
ÇÖMLEKÇİLİK SANATI
"Babam çömlekçi Hüseyin'i zanatkar olduğu için Kırklareli merkezine iskan etmişler.
Babamlar Yunanistan'ın Selanik şehrinin Karacaova köyünden 1924 yılında gelmişler.
Babama tarla ve ev vermişler. Biz iki erkek, altı kız toplam sekiz kardeştik. Erkek kardeşim İbrahim de çömlekçilik yapıyordu. İki yıl önce vefat etti.
Çömlekçiliği yapan dört kişiydik Cumhuriyet caddesinde. Çömlek tezgahta yapılır. Bir kenarda kurutulur. Kuruduktan sonra fırında on iki saat pişirilir." dedi.
Mehmet ağabeyin dükkanında testiler, çömlekler, sardunya çiçekleri, vazolar, bacalıklar ve örtülü bir çamur yığını var.
Eskiden çömlekte yemek pişirilirdi. Çömlekte kuru fasulye, testi kebap, güveçler meşhurdu.. Çömleklere yoğurt da konurdu.
Küçük toprak kaplarda, kaselerde kullanılan yoğurt kaplarını lokanta vitrinlerinde görebilirsiniz şimdi de.
ESKİ KOMŞULAR
Eski komşularımızı hatırlar mısınız? Sanki bir hayal gibidir onlar. Yufka açmaya, tarhana yapmaya gelenler olurdu. Salçalar, pekmezler hep beraber yapılırdı.
Komşuya giderdi ev kadınları. Börekler, pastalar, kurabiyeler yapılırdı ikram etmek için. Remziye abla, Tayyip'e abla, Zahile abla, Havva abla anneme misafirliğe gelirlerdi.
Ne güzeldi komşuluk. Bir kavga olsa sokakta. Anneler önce, kendi çocuklarını azarlardı. Döverdi.
Komşuluk kardeşlik gibiydi. Kötü söz duyamazdınız kimseden.
"Ev alma komşu al" boşuna söylenmedi.
Mangallar vardı odalarda. Beyaz örtülü minderler hala gözlerimin önünde dans eder. Bakır cezveyle kahveler pişirilirdi mangalda. Muhabbet koyulaşırdı, karanlık sokaklarda "Bozam kaymak" diyerek gezen bozacılar olurdu. Kış zorlu geçerdi. Yarım metreyi bulurdu kar. Kardan adam yapardık arka bahçede, karlı sokaklarda…
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol