Bu hikaye 14 yil önce bir yillik degisim programindan Türkiye’de kalan ve o siralarda geri dönen bir kizin konusmasini dinledikten sonra basladi.
Bu olay beni çok heyecanlandirdi. Klasik anlamda seçilen Amerika Avustralya (Ingilizceden dolayi) veya Fransa Belçika Isviçre Almanya Hollanda ve Japonya degildi bir gelecekteki lisan bilgisi açisindan Türkiye.
Kader veya degil iki yil sonra bir aksam babam eve güzel bir haberle geldi.
Bölge Rotary Kulübü Türkiye’ye degisim programi baslatacakti ve ben birinci davet edilen kisi olacaktim. Ben çok mutlu olmustum amma ailem endiseli idi.; tamamen yabanci oldugum bir ülkede nasil yasayacaktim. Yeni bir lisan yeni kültürler diger hepsi…. yeni bir din hele Brezilya gibi dünyanin en büyük katolik ülkesinin bir vatandasi iseniz bu nasil olacakti.
Uzun konusmalardan sonra ailem ve ben türkiyeye gelmem konusunda anlastik
Hatirlatmam gerekiyor ki 1997ler internet de pek yoktu herkeste. Üstelik brezilyada Türkiye için çok zayif ve az bilgi vardi. Bu demekti ki ülke için ne yazik ki geçmis bilgi yoktu. Ama ben bilinmeyene karsi hazirlikli olmaliydim.
Nasil hediyeler almaliydim? Ne tür kiyafetleri getirmeyecektim? Nasil davranacaktim?
Her gün bir sürü soru çikiyordu amma gitmek benim kararimdi ve degisik amma zengin bir kültürü ögrenecektim.
Istanbula vardigimda soke oldum.
Modern amma kozmopolit bir sehirle karsi karsiya idim. Ev sahibi kiz kardesimin beni iki yanagimdan öpmesi ve selamlasmasi benim için sürprizdi. O yil gerçekten nasil davranacagimi kestiremedim. Hele hele kadinlara dokunulmamasi lazim geldigini düsünürken. Bu bizim Müslüman ülkelerle ilgili Brezilyada ki düsüncelerimizdi. Kadinlar ve erkekekler birbirlerine dokunamazlar……..yanilmisim ( yanlis düsünmüsüm)
Düsüncelerimdeki yanlis algilamalarla(önyargilarimla) karsi karsiya kalmak Türkiye ile ilgili bilgilerimin yanlisligi ve içimdeki küçük bir türk olmanin verdigi duygular o kadar büyük ve mutluluk vericiydi ki.
Her gün yeni bir kesif. Tütkiye’nin bati ve güney kiyilarini da görmek imkani oldu. Saklanmamis çok kiymetli kültürlerin ve ikinci ülkem, evim diyebilecegim ülkeye asik oldum.
Türkiye yeni bir aile ve yeniliklerle tanismaya geldigim bir ülkeydi.
BEN BURADA LUIZ KUNTUM.
Ev sahibi annemin bana ‘anne’ olarak hitap edebilirsin diyen zamani hatirliyorum. Bu benim için bir serefti. Bu kadar yogun duygulari yasamak sasirticiydi. Her ne zaman Türkiye’ye geri gelsem en güzel hissettigim duygulardan biri babanin (ev sahibi babamin) ‘evine (geri gelisin)hos geldin oglum diyen sesiydi. Kiz kardesim ve kardesimin (ev sahibi) hayatimda çok önemli yeri vardir. Onlarin sevgileriyle hayat her gün daha kolaydi.
Tanrinin varligini Türkiye’de daha fazla hissettim. Katolik bir ülkede dogmak ve büyümek ve baska büyük bir dinin olmadigi bir yerde….. burada anladim ki dogrularin daima iki yüzü vardir. Hepimiz insaniz ve burada tüm hayatimin en önemli seyini duydum ’Dinler çok olabilir ama Allah daima tektir.’ Her ne zaman Istanbul Ortaköyde olsam bü sözleri hatirlarim.çünkü Istanbul sihirli bir yer burada kilise sinagog ve cami hayatimda görebilecegim gün batimi manzarasinda essiz bir görüntü veriyor(Istanbul Ortaköyde)
Türkiyede sorumlulugu adim atislarimi bile kontrolunu ögrendigim bir yer. Ülkemi temsil ediyordum ve en güzel sekilde davranmaliydim.
Tükiye öyle bir yerdi ki kendimi emin hissediyordum. Zamanin bir tarih kitabinda yasamak gibi oldugu duygulari tasiyordum. 2000 yillik bir tarihle uyaniyormuscasina. Istanbul dünyada gidip gördügüm yer veya sehirlerle kiyaslanamazdi.
Eski ve yeni zengin ve fakir geçmis ve gelecek bati ve dogu istanbulda bulusuyor.
En mühimi Türkiye yeni insanlari yeni kültürleri görmeye geldigim bir yerdi.
AMMA SONUÇTA BURADA KENDIMI BULDUÄzUM VE NE OLMAK ISTEDIÄzIM BIR YER VARDI…….TÜRKIYE
BREZILYADAN DEĞİŞİM PROGRAMINDA GELEN BİR OGRENCININ ANILARI