KENDİSİ HİMMETE MUHTAÇ BİR DEDE

Ülke gündemi o kadar hızlı değişiyor ki benim için yetişmek pek mümkün değil. Sadece ben mi; bana göre başta TBMM olmak üzere pek çok kişi gündemin gerisinde kalıyor. Başörtüsü serbestliğinin ardından Meclis daha geçtiğimiz günlerde kadın milletvekillerinin pantolon da giyebilmesine izin veren iç tüzük düzenlemesini yapabildi. Ben tam olarak bilmiyorum bunlar gerçekten bu kadar önemli ayrıntılar mı? Yıllardır bu kural yüzünden sıkıntı çeken Şafak Payev hanımefendiye bu hakkı vermek çok mu zor du? Kendi üyelerinin sorunlarını çözmede bu kadar zorlanan Yüce Meclis ülke genelindeki milyonlarca engellinin sorunlarına ve genel sorunlara nasıl çözüm üretecek???
Rahmetli Turgut Özal ortaya bir fikir atar kendi adeta susardı ama günlerce onun fikri üzerine konuşurdu herkes. Şimdi aynı şey Sayın Başbakan için geçerli, ülke gündemi onun iki dudağı arasında, ''aşık atışmaları'' gibi o yeni bir şey söyleyinceye kadar eskisi üzerinden tartışmalar devam ediyor. Öğrenci yurtlarıyla ilgili bir şeyler söyledi, acaba dil sürçmesi mi oldu diye düşünüyordum da O'nun gibi bir hatibin de pek böyle bir şey yapma ihtimali yok gibi. Yattık öğrenci yurdu, kalktık kızlı erkekli. Değişik fikri olan? Yok. İllâ da Başbakana inat konuşmalar davranışlar. Yıllar önce konuşmaya bile korkulan şeylerin bu gün çok rahatlıkla tartışılıp uygulamaya koyulduğunu düşününce acaba sayın Başbakan geleceğe yönelik bir tohum mu attı diye düşünmemek elde değil.
Laiklik kuralı benimsenmiş bir ülkede dini kurallar elbette devlet yönetiminde uygulanamaz, kimsenin özel yaşantısına müdahale edilmesinden yana değiliz ama, çok ileri uçta ''yatak odamızdan çık'' diyenlerin de sadece yatak odasında olması gereken davranışları alenen sergilemeleri de doğru değildir. Konu daha tartışılırken Denizli'den gelen vahşet haberi aslında konunun ne kadar önemli olduğunu ispatlar cinsten. Konumuza tam örnek teşkil etmese de biz buyuz işte dedirtiyor. Ne özendirildiğimiz Avrupalı'yız ne de kendimiziz. Avrupalı gencin ve ailesinin namus diye bir kavramı, derdi yok. Onlar cinsellik te dahil her türlü özgürlüğü içine sindire sindire yaşıyor, 18 yaşını doldurmuşsa isterse artık tamamen özgür. Bizim insanlarımız da kanunen 18 inden sonra özgürce kendi kararlarını alabilirler evet te, bizim kültürümüzde bu iş yaygın olarak sadece kâğıt üzerindedir. Okul hayatı boyunca kaç öğrencimiz ekonomik olarak ailesinden bağımsız yaşayabilmektedir ki. Ekonomik özgürlüğü olsa bile bizim aile bağlarımız bir ömür boyu devam eder, bırakın anne babayı büyük kardeşin sözünden bile pek çıkılmaz.          
Tabi ki haklı olarak bu hamlenin arkasından acaba ne gelecek, sıra bize de gelecek mi endişesi taşıyanları da ben çok iyi anlıyorum çünkü: 28 Şubat süreci ve devamında sırf başını açmadığı için kurum içi çeşitli yaptırımlara boyun eğmeyince kamudaki işinden atılan, yılların emekleri boşa giden bir yakınım ve bir kapı komşumuzun kocasının mesleği nedeniyle başını açmak zorunda bırakıldığı zaman ben de aynı endişeleri duymuş, onların dertlerini paylaşırken; kardeşim şimdi size ondan sonra sıra bize gelecek demiştim. Eğer endişeli kardeşlerimize böyle zoraki bir uygulama olursa onlarla birlikte mücadeleye varım. Ne dinimizde ne ceddimizin kültüründe zorlama yoktur. Ceddimiz gitmeyi hedefledikleri yere vardıktan sonra kılıçlarını kınına sokmuş, ancak gönülleri fethetmek suretiyle o yerlerde kendini sevdirmiş, kültürünü benimsetmiştir.          
Netice itibarıyla sayın Başbakanı dini inançları sağlam olan biri olarak biliyoruz ki; ülke sorunlarına çözüm bulması konusunda ondan nasıl beklentilerimiz varsa, tüm sorunları çözmekle yükümlü olduğunun bilinci yanında Hz Ömer'in adalet anlayışıyla ahlâki sorunları çözme gayretinde olması ve sorumluluğu kendinde hissetmesi de doğaldır. Çok olmadı sanırım hepimiz hatırlarız; televizyonun tek ve lüks eğlence aracı olduğu dönemlerde ailece oturup izlerken öpüşme sahneleri geldiğinde genellikle yüzler kızarır, bakışlar kaçırılır, mümkünse kanal değiştirilirdi. Ya bugün... En hararetli öpüşme sevişme sahneleri, en çarpık, sapıklık boyutundaki kadın erkek ilişkileri sanat adı altında artık ailece izlenen televizyon dizilerinin filmlerin en doğal konuları arasında ilk sıralarda yer alıyor ve neredeyse rahatsızlık vermiyor diyebiliriz. Bunlar benim değil, kültür yozlaşması ahlâk çöküntüsü yaşıyoruz diyen uzmanların görüşü. Peki nereye kadar? Özgürlük haktır tamam da yeni nesiller bunları örnek alarak yetişiyor, bunlardan rahatsız olanların özgürlüğü yok mu???
Ne güzel söylemiş atalarımız: ''Kendisi himmete muhtaç bir dede, başkasına nasıl himmet ede'' diye. Mecliste bu hantallık, diğer siyasi partilerde bu anlayış olduğu sürece biz daha çoook oyalanırız sayın Başbakanın bize uygun gördüğü gündemlerle...
  sairmehmet39@hotmail.com
  0 539 839 75 78

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol