KENT KÜLTÜRÜ ÜZERİNE

Bir kere yazmıştım bir kez daha yazma ihtiyacını duyuyorum. Zira şehrin, kentin, köy ve kasaba arasında ne gibi anlamı olduğu, ne gibi özellikler taşıdığı pek bilinen şey değildir. Bu nedenle ünlü mimar Cengiz Bektaş'ın bu yılın Şubat ayı içersinde yazdığı "KENT ve ALANLARI" adlı dizi yazısındaki tanımı alıntı yapıyorum. Cengiz Bektaş'a göre " KENT, TARIMSAL ÜRETİM YAPILMAYAN, TARIMSAL OLMAYAN ÜRETİMİN YAPILDIĞI YERDİR" Bu tanıma göre hangi yer şehir(Kent), hangi yer köy ve kasabadır ayırt etmek mümkündür. Bu tanım şehri tanıtmaya yetmiyorsa bir yerde Cengiz Bektaş şunu da söylüyor:
"Bir yere kent ya da şehir samanın en önemli nedeni, şehir dediğimiz yerde çok miktarda kamu binalarının bulunmasıdır"
Kent kültürü, köy ve kasaba kültüründen farklı bir şeydir. Kültür yaşamı yani hayatı yaşanabilir kılmaktır. Kentte hayatı yaşabilir kılmak için çeşitli imkanlar vardır. Bu imkanları köyde, kasabada bulmak zordur. Bu nedenle kent orada yaşayanların yeteneklerine göre bir gelişme gösterir. Gelişme göstermiyorsa, DURAĞAN bir kent ise şehirde yaşayanların kent hayatına fazla bir katkıları yok demektir. Durgun kent yani hareketsiz kent, gelişme süreci yavaş seyrediyor demektir.
Bir anlamda şehir, kültür demektir. Köyde, kasabada kültür yoktur. Kullanılacak kadar bilgi vardır. Bu durumda şehirler Kültür Mekanları'dır. Şehirde halk organize bir toplumdur. İş bölümü yapmıştır.
Bugün kentlerde en önemli sorun Tarihi Dokuyu korumaktır. Tarihi Doku ile bugünkü dokuyu nasıl koruyacağımız önem taşımaktadır. Çünkü eski kültürü yaratmış olan insanlar artık yoktur. Bu Kent Kültürü'nün geleceğe taşınması gerekir. Bugün biz eskiyi yıkıyor yenisini yapıyoruz. Buna da çağdaşlaşma diyoruz. Oysa eskinin içinde geleceğe ışık tutan değerler vardır. Yetişen kuşaklar eski kuşakların neler yaptıklarını, nasıl yaptıklarını, nasıl yaşadıklarını bilmek ve görmek isterler. Bu nedenle kentlerde çeşitli müzelerin olması önem kazanmıştır. Mesela bugün Kırklareli'nde Kent Müzesi, Etnografya Müzesi yoktur. Bu yüzden kent eski kültürlerini koruyamamaktadır. Eski eserler kaybolmaktadır. Bunlardan korunabilenleri gelecek kuşaklara taşıyacak olan müzelerdir. İleri ülkelerde köylere varıncaya kadar müzeler kurmuşlar, yeni kuşakların ilgisine sunmuşlardır.
Bugün kentlerimiz geçmişi koruma, bilgi ve bilinci içerisinde değildir. Kent Kültürü genelde yıkıma, yok olmaya bırakılmıştır. Yıllar önce okumuştum, İngiltere'de eski kentlerde Arnavut Taşlı Caddelerin korunduğu yazılıyordu. Kırklareli'nde ise eski Arnavut Caddeler sökülüp atılmıştır. Yayla'ya çıkan caddeler böyle caddelerdi. Bana göre bugün Kırklareli şehir merkezindeki koruyabilmek için KENT MÜZESİ'ne ihtiyaç vardır. Türkiye şehirlerinde Kent Müzesi pek yoktur. Çünkü şehir kültürü hakkında bilgimiz yoktur. Daha doğrusu, kültürün ne olduğunu bilmiyoruz. Oysa şehirlerin kimliği Kent Kültürü ile ifade bulur.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol