Erhan bey de bunu üzerine siki pazarliga girismis: "Yoo! O zaman pazarlik yapacagiz. Ben 2 Euro veriyorum!" demis. Böylesi hosluklar yasanmis.
Soguktan üsüyenler ve randiman tutturamayanlardan bazilari taksi tutup otele dönmüsler. Oda arkadasim Recai de erken dönenlerden.
Maç önce 2-0 oldu Fener'in lehine. Ilk yari 2-1 bitti. Ikinci yari 2-1 sürerken ben: "Maçi 3-2 Galatasaray alir!" dedim. Son saniyede Galatasaray'in topu direkten döndü ve maç 2-2 bitti.
Sabah güzel bir kahvaltinin ardindan bavullarimizi alip oteli bosalttik. Bu sabah 18 Mart. Çanakkale Zaferi günü. Otelin önünde bayrak direkleri var. Türk bayragi da var dogal olarak. Bayragimiz biraz yipranmis. Arkadaslar, yipranik olani indirip yenisini bagladilar yerine.
Çanakkale Åzehitleri için program yaptik. Önce saygi durusu, ardindan Istiklal Marsi. Kafile baskanimiz Erhan bey, günün anlami üzerine güzel bir konusma yapti. Son olarak iki üç kisi, birkaç cümlecik, Çanakkale Åzehitleri siirinden birkaç misra ile katki yapti. En son "Çanakkale Içinde" türküsüyle bagladik törenimizi. Yurdumuzdan uzak bir yerde böylesi bir tören çok ta yakisti, duygulu ve anlamli oldu.
Prizren içinde ufak bir gezinti yaptik. Fotograflar çekildik ve yola koyulduk.
12.20'de Pristine sehrinden geçtik. Pristine, Kosova'nin baskenti ve ayni zamanda en büyük sehri. Zaman darligi nedeniyle burada duramadik. Prizren-Bosna arasi 600 kilometre imis. Bugün Bosna-Hersek'e ulasmak durumundaymisiz. Aksama oradaki otelde kalinacak. Sirbistan üzerinden geçis düsünülüyor. Yolculugumuzun bu kesitinde sazli sözlü türküler, Alâeddin beyden siir. Bir de Erhan be, Bedri Rahmi Eyüboglu'nun, "Åzairim sair olmasina. Gecenin karanliginda gelse siirin hasi, ayak sesinden tanirim. Ne zaman bir köy türküsü duysam, sairligimden utanirim!" dizelerini içeren o mükemmel siirini seslendirdi. Erhan beyin ses tonu konusurken de çok güzel. Åziire mükemmel yakisiyor. Ses rengi, tinisi, sivesi, siir okumaya son derece elverisli ve çok sempatik. Onun sesinden, bu siiri daha bir severek dinledim, dinledik.
Erhan bey, genel tavriyla da kaliteli, düzgün, bilinçli, sakin, olumlu, kültürlü, yapici, katilimci, destekleyici, besleyici, güzel bir insan.
14.15'te Sirbistan gümrügündeyiz. 15.30'a kadar beklettiler. Buradan geçisimize izin vermediler. Kosova'yi devlet olarak tanimiyormus Sirplar. Onun için de, pasaportlarda Kosova mührünü görünce, geçisimize izin vermediler. Buradan geri dönmek, ta Prizren'e kadar ters geri gitmek durumundayiz. Eyvah çekiyoruz. Isimiz çok zor. 15.30'da baslayan yolculuk, Kosova topraklarindan Arnavutluk'a… Gece bastirdi. Arnavutluk'tan Karadag'a dogru 60 kilometre kadar bir yer, yol yok. Dag basinda, tarla yolunda gider gibi. Sürücümüz, dün geceden beri direksiyon salliyor. Bu adam nasil uyumaz, uyumadan nasil dayanabilir bu kadar mesakkate? Müthis azapli oldu bu fasil. Resmen yol yok. Sanki tarlaliklardan, kayaliklardan gidiyoruz. Olaganüstü zor.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol