KÖY ÇOCUKLARININ ULUSAL GÜNLERI

Hani, simdilerde okullar kapali ya köylerde.
Bunun sonucunda, köy okullarinda bayrak çekilmiyor, istiklâl marsi okunmuyor, 23 nisan günlerinde Ulusal Egemenlik kavrami islenmiyor, 29 ekimlerde Cumhuriyet kutlanmiyor, 10 Kasim'larda Atatürk anilmiyor ya...
Bu soruna bir çözüm bulunamaz mi?
Bir arkadasima rastladim geçenlerde, Karaumur'da. Yakin bir yerde okul müdürü su siralar. Konumuz köy okullarinin kapali olusuydu. Mesleginde otuzikinci yili çalismakta olan, Kepir çikisli, ögretmen okulu kökenli, gerçek ögretmen zihniyetiyle otuziki yildir egitimin içinde olan bu arkadasimla lâflarken ayaküstü... Ayaküstü dediysem, yarim saati geçik, bir saate yakin...
Hal hatir derken... Köy okullarinin kapali olmasi geliverdi muhabbet ortamina. O da hosnut degil bu isten. Köy okullarinin kapali olusu çok büyük sorunlar yasatiyor topluma.
Üsenmeden bir kez daha söyleyeyim, siralayayim olayin özürlü yanlarini.
Öncelikle, ulusal bayramlar unutturuluyor köylerde. Ulusal bayramlarin içerikleri unutturuluyor. Ulusal Egemenlik, Cumhuriyet ve Atatürk basta olmak üzere...
Çocuklarin okula gidis gelislerinde kis kiyamette büyük sorunlar yasaniyor. Minicik çocuklar, sabahin ayazinda, karda kista aç karnina çikiyorlar evlerinden disari. Bütün gün ana-baba gözünden irak, ne yedigi, ne yemedigi belli degil. Belki gün boyu aç ve moralsiz. Sürekli araba sirtinda sonra. Tasimali nedeniyle zaman zaman sorunlar yasaniyor, ölüm olaylari, ulasim güçlükleri. Zaten devletin sirtina bir masraf kamburu daha.
Daha daha bir sürü sorun. Say sayabildigin kadar...
Toplumumuz çesitli anlayislardan olusuyor. Artik bir kisim sagci kesim, zaten vazgeçti böyle seylerden, köy çocugunun egitiminden filan. Hele hele mâlûm kesimler. Onlari zaten artik bu pota içinde düsünemez oldu beyinlerimiz.
Solda da öylesi bir akim zaten öteden beri var. Vatan bütünlügü, ulusu simgeleyen bayrak...
Sanki her birinin köylerde, sehirlerde bagi bahçesi, evi barki yok gibi. Bir insanin bagi bahçesi, evi barki neyse, vatani onun gibi bir seydir iste. Nasil ki bagina bahçene, evine barkina senden izinsiz müdahale edilmesini istemezsen... Nasil ki müdahalenin de ötesinde birilerinin tecavüz etmesini istemezsen...
Sanki her birinin bagli bulunduklari derneklerin, partilerin, örgütlerin flamalari, bayraklari yok gibi. Bayrak dedigin, o kurumun bagimsizligini, tüzel kisiligini, özel kimligini simgelemez mi? Kim ister kurumunun bayragiyla alay edilsin, hakaret edilsin, yakilsin, yikilsin, yirtilsin?
Vatan dedigin de bu, bayrak dedigin de...
Bir seyleri ve bir yerleri yeniden kesfetmeye ne gerek var?
Kim ki Türk Bayragi'na küfrediyor... Bir gün onun bayragina küfretmek...
Kim ki Türk Bayragi'na hakaret ediyor, bir gün onun bayragina hakaret etmek...
Kim ki Türk Bayragi'na yan bakiyor, bir gün gidip onun bayragina tamamen sasi bakmak...
Kim ki Türk Bayragi'ni yirtmak istiyor, bir gün gidip onun bayragini yirtmak...
Kim ki Türk Bayragi'ni yakmak istiyor, bir gün onun bayragini yakarak isinmak...
Kim ki Türk Bayragi'ni paspas yapmak istiyor, bir gün onun bayragiyla masami silmek, ayakkabimin tozunu almak en azindan veya evimin zeminini bir güzel paspaslamak... Hani, üstünden geçip gitmek bile degil. Ben bu konuda Atatürk kadar anlayisli ve bilinçli olmadigim için...
Atatürk dedim de... Ona olan ilgisizlik ve saygisizlik ta ayni potada. Artik Atatürk kavrami kimileri için Bombom cikleti kadar bile önem tasimiyor. Hatta "Atatürk" sözcügünü duyunca, okuyunca siddetli bozulanlar da cabasi.
Yani simdi, köy çocuklarina, köy insanina bütün bunlari unutturalim mi? O insanlari zaten pek çok konuda muallâkta biraktik. Mistik anlayislarini geberttik. Baska baska yönlere ilerlemeleri ondandir.
Bir de milliyetsiz birakalim iki yanli elbirligiyle. Cibilliyetsiz bir toplumda daha rahat ederiz belki. Ulusal degerlerini hiçe sayarak bakarsiniz daha bir dindarlasirlar, hatta daha bir "fasist"lesirler, kim bilir belki daha bir sosyalistlesirler. Artik bugünün ölçülerinde kimlere "fasist" denebiliyorsa, kimlere sosyalist veya dindar...
Åzu merkezî okullar, köylerden topladiklari çocuklari hiç degilse ulusal bayramlarda kendi köylerine gönderseler. Baslarinda bir ögretmen. On çocuk mu, yirmi çocuk mu, her kaç taneyseler... Her birine bir sorumluluk yüklense, bir ödev verilse, bir siir, bir anlati, bir skeç, bir bilmem ne...
O gün ana-babasiyla, akrabalariyla, köylüleriyle, okula gelemeyen kardesiyle ablasi abisiyle bir arada olsa. Ona sunsa hünerlerini, becerilerini...
O klasik örnek geliyor aklima. Hani, bu gemi hepimizin... Hepimiz bu gemide...
Hani, bundan baska vatan yok...
Bilmiyorum, baska vatanlari, baska gemileri olanlar var mi?
Kisacasi: Özel ulusal günlerde her köyün çocugu kendi köyünde olsun, güncel etkinligi kendi köyünde islesin.
Öneriyorum ve özlüyorum.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol