Bundan önceki bir yazimda Köy Enstitülü sair ve yazarlardan söz etmistim. Bu yazimda onlardan birini, sair Recep Bulut’tan söz etmek istiyorum.
Recep Bulut, “Istip-Makedonya dogumlu. Aile cumhuriyetin ilk yillarinda oradan Kirklareli’nin Yoguntas (Polos) köyüne gelmis. Yoguntas yakin zamana kadar Bucak (Nahiye) olarak anilmis bir yerdir. Sair Ilkokulu orada okumus, ortaokul ve liseyi kapsayan Kepirtepe Köy Enstitüsü’ne gitmistir. Yüksek ögrenimini, Yüksek Köy Enstitüsü’nde yapmistir. Pedegojik formasyonuna Gazi Egitim Enstitüsü’nün Pedegojik Bölümü’nde tamamlamistir. Ögrencilik yillarinda siirle de ugrasmaya baslamis, dersleri disinda Kitap Kültürü ile temas kurmustur. Bu tür yetismek Köy Enstitülerinin dogal islevlerinden biridir. Ancak sairin yasami bu birkaç kalin çizgiden ibaret degildir. Göçmen bir ailenin çocugu olmasi, küçük yaslarda birtakim sansizliklar, zorluklar yasamasi ona hayati ögretmistir. Yasadiklari, gördükleri, ögrendikleri ve ögretmenlik ülküsü zaman zaman siirlerine yansimistir. Recep Bulut siiri kendisini anlatmak, yetisen kusaklara isik tutmak, okuyanlara ufuk açmak için kullanmistir. Bu arada siir türlerinden Rübailer de yazmistir. Örnegin, ikinci baskisini yaptigi “DOÄzUDAN ÇIZGILER/ BEYAZ MAVI” kitabinda ülkenin cografyasindan, Köy Enstitülerinden esintiler getiren “nisandaki uyanis” siirinde söyle der:
“Daglardan sular geliyor sular/ Günesleri almis basina/ Bu sevgiler, bu yürekler senindir/ Selam Memleketimin topragina, tasina.”
“Üzgünlük bulutlari dagildi/ Sulara, derinlere bir günes vurdu/ Yeni sabahlar, yeni günesler gördük/ 17 Nisan Bindokuz yüz kirklarda.”
“Masallar, düsler gerçek olurmus/ Acilar, üzgünlükler kalkip gidermis/ Özgürlük, mutluluk bir gün gelirmis/ Nisan agaçlarinin yapraklarinda.”
“Günessiz, çiçeksiz yerler kalmadi/ Senliksiz, umutsuz evler kalmadi/ Bayramlar içinde bayram gibiydi/ Halkimin, Topragimin büyük sevinci.”
“Daglardan sular geliyor, sular/ Günesleri almis basina/ Bu sevgiler, bu yürekler senindir/ Selâm memleketimin, topragina tasina.”
Recep Bulut’un bütün siirleri onun bir Dava Insani oldugunu, kavgayi bu dava için yaptigini göstermektedir. Nedir o kavga? Nedir o dava? Halki cahillikten, bilgisizlikten, karanliktan kurtarma, aydinligin eline teslim etmektir. Bu da yeterli degil. Vatanin topragini, dogasini sevmek, onu bayindir yapmak, günese, dünyaya gülümsemesini saglamaktir. Nitekim “YENI RÜBAILER” 3. Kitabinda yer alan 303 ve 304 Nolu Rübai’de söyle der:
“Çagdas yasam ilkeleri verilmeli gençlere/ Siyasetin dogrulari verilmeli gençlere/ Kendi düzenlerini kendileri kurmali/ Düsmesinler ilerde dirayetsiz ellere.
Isik gelsin isik, karanliklar yikilsin/ Gözümüz gönlümüz dünyalara açilsin/ Yasarken karanlikta bogulmasin yürekler/ Dalga dalga denizlere, ufuklara açilsin.”
Recep Bulut’da ögreticilik, yol göstericilik, iyilik ve güzellikler, beklentiler ve özlemler önde gelmekte, bunlar siirin dokusunda önemli yer tutmaktadir. Zira Recep Bulut köyün, tasranin karanligindan, bilgisizliginden çikarak aydinla kosmustur. Geride, köyde biraktiklarinin neler istediklerini, neler beklediklerini, neyi özlediklerini bilmektedir. “ÜLKÜCÜ ÖÄzRETMEN” bunlara yanit verendir. Bütün anlatim araçlari, anlatim yollari ve yöntemleri karanligi aydinlaga dönüstürmek için kullanilmalidir. Siirse, siir de bunun içindir.
Sair bugüne kadar 12 siir kitabi çikarmistir. Siirlerini, “Beyaz Mavi, Dogudan Çizgiler, Halk Trenleri, Atatürk-Atatürk, Nisandaki Günesler ( Köy Enstitüleri, Inceleme Arastirma), Yeni Rübailer (iki kitap bir arada), Günese Dogru, Yasam Çizgileri, Sakin Türküler, Yeni Rübailer 3. Kitap, Gün Toplami, Agaçlarin Yüregi.” kitaplarinda toplamistir.
Milli Egitimin her kademesinde çalismis ve görev yapmis olan Sair Recep Bulut cumhuriyete esit bir yastadir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol