KÜÇÜK INSANLARIN GÖLGELERI BÜYÜK GÖRÜNÜYORSA..

Bizim toplumda BÜYÜK ADAM-KÜÇÜK ADAM farki için halkimizin çok çesitli kistaslari, deger ölçüleri vardir. Åzimdilerde bu deger ölçülerinde asinmalar, kayiplar olsa da yine de halka göre Küçük Adam baska, Büyük Adam daha baskadir. Mesela benim çocuklugumda köyümün insanlarina göre Büyük Adam modern giyimli, kelli felli görünen insandi. Makami, koltugu varsa, maasi yüksekse o da Büyük Adam sinifindan sayilirdi. KÜÇÜK ADAM ise kahvelerde oturan, toplumda yeri olmayan, dagda, bayirda, çayirda, tarlada, saç sakala karismis, üstü basi dökülmüs siradan insanlardi. Küçük Adam'in aklina, sahsina, söylediklerine itibar edilmezdi. Köyde agalar, kasabada esraf, sehirde tüccar konusurdu. Bu degerlendirmeler çok partili hayata geçtikten sonra biraz degisir gibi olmustur. Çünkü seçim Küçük Adam'a ilgi yaratmistir. Köyde Küçük Adam'in aranmasi, birileri ile kasabadan ona selam gönderilmesi, birilerinin ona kartini vermesi, bayramlarda tebrikler almasi Küçük Adam'i toplumda belli bir yere getirmistir. Büyük Adam ise hep büyük kalmistir. Ancak simdilerde, Devr-i Demokrasi'nin ilerleyen yillarinda Küçük Adam, Büyük Adam farki mesafeyi epey kapatmistir. Görüntü yapay da olsa yavas yavas bir DEÄzER olarak algilandigini sezer ve görür olmustur. O kadar ki Ikinci Dünya Savasi sonrasi Fransa'da KÜÇÜK ADAMLAR PARTISI kurulmustur. Kendini küçük görenler, Küçük Adam muamelesi görenler bu partide yer almislardi. Büyük de siyasi bir güç olusturmuslardi. Saniyorum o yillarda bu Küçük Adam Hareketi'ne sasirmis olacak ki bir degerlendirme yapmis, sunlari söylemisti:
"Eger bir yerde küçük insanlarin gölgeleri büyük görünüyorsa orada günes batiyor demektir."
Biz siyasi hayatimizda Küçük Adam'in gölgesini 1950'den sonra görmeye baslamistik. O yillarda Demokrat Parti'nin köylerde Ocak-Bucak teskilatlari vardi. Köyün AYLAK ADAM'lari genelde Ocak-Bucak Baskanliklarina seçilirlerdi. Bunlar seçilmislerle, seçilecek olanlarla çok içli disliydilar. Kendilerini Parti Komiseri gibi görürlerdi, öyle de kendilerine siyasiler tarafindan itibar edilirdi. Istemedikleri memuru, ögretmeni halktan topladiklari imzalarla tayin ettirebiliyorlardi. Mesela ben yazi yazdigimdan dolayi küçük adamlarin gölgelerini üzerimde büyük görmüsümdür. Åzehirde Iki Numarali Kütüphane Ögretmeni iken kütüphaneyi kapattilar, beni de sehirden köye gönderdiler. "Nakil cezadan degildir, tebdili mekanda ferahlik vardir" dediler. Kimdi bunlar? Küçük insanlardi fakat gölgeleri büyüktü. Öyle görünüyorlardi. Onlar cumhuriyeti kuranlari elestiriyorlardi. Ismet Pasa için demediklerini birakmiyorlardi. INÖNÜ kim onlar kimdi? Ama gölgeleri büyük oldugu için günesi karartiyorlardi. Tabii bir yerde küçük insanlarin gölgeleri büyük görünmeye baslamissa orada günes batiyor demektir. Iste bu karanlikta küçük adam büyük söylemeye, büyük oynama basliyordur.
Tabii Fransa'da Küçük Adamlar Partisi'nin ömrü uzun olmadi. Bir parladi bir söndü. Çünkü iktidara gelecek güçleri yoktu. Toplumda bulunduklari yer belliydi. Sonunda kaybettiler. Çünkü kendilerinde orantisiz güç vehmetmislerdi. Büyük balik küçük baligi yine yemisti. Mesele budur.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol