KURT BAYRAMI SEVGİLİLER GÜNÜ OLMUŞ

Dün 14 Şubat SEVGİLİLER GÜNÜ idi. Evli olanlar, olmayanlar, genç kızlar ve yaşlılar birbirlerinin Sevgililer Günü'nü kutladı. İlk anın heyecanını çağrıştırmak için bunu yaptılar. Birbirlerine sevgilerini hatırlattılar. Bu anlamda gelenek güzeldir. "AŞIKLAR GÜNÜ" ya da SEVGİLİLER GÜNÜ hayatın içinden, insanın yaşamından gelen bir olaydır.
Olayın geçmişi birkaç bin yıl öncesine kadar gider. Sevgililer Günü tarihte "Valentin Aşıklar Günü" olarak anılır. Hristiyanların Peygamberi İsa'dan 400 yıl önce Romalılarca kutlanan Çobanların Tanrısı (Fausus Lupercus) Şenliği yani KURT BAYRAMI'na uzanmaktadır. Kurt Tanrısının bir mağarada yaşadığına inanan Romalılar, mağaranın önünde toplanıyorlar ve tıpkı bizim Hıdrellez'deki gibi bir küpün içine atılan kız adlarının çekimiyle başlıyor. Bu çekilişi bir savaş kahramanı yapmakta, adı çıkan kızla "Özel Bir Çift" oluşturuyorlar ve gelecek yılın 15 Şubatına kadar akıllarından geçen bir fanteziyi canlandırıp yaşatıyorlar. Bu bir anlamda özgür bir beraberliktir. Romalıların bu geleneği İsa'dan sonra yani Hristiyanlığın 500’ncü yılına kadar devam etmiştir. Tabii olayın içinde ve kökeninde dinsel bir özellik bulunduğu gözden kaçmamalıdır.
Roma kilisesi zaman içersinde gücünü yitiren, ilgi toplamaktan uzaklaşan bu geleneği bir başka biçimde sürdürebilmek için tarihin derinliğinde kalmış "Aşkı Namusluca Yaşamış" bir Papaz olan Valentin'i bulmuştur. Çünkü artık Romalı evliler savaşa istekli değildirler, savaşın yükünü taşımak istememektedirler. Bunun üzerine Roma İmparatoru 2. Claudius bir yasa ile Romalıların evlenmesini yasaklamıştır. Bu suretle savaşlara aşla, meşkle, istekle gidecek insanlar bulduğuna inanmıştır. Oysa aşkı namusluca yaşamış Papaz Valentin bu görüşte değildir ve yasağa rağmen gençleri gizlice evlendirmektedir. Romalı İmparator Claudius çıkardığı bu yasaya rağmen gençleri evlendirmeye devam eden Valentin'i yakalatıp önce hapse attırmış, sonra linç ettirip kafasını kestirmiştir. Bunun üzerine Romalı yöneticiler 496 yılında yani bundan 2510 yıl önce Kurt Bayramı Şenliği'ni ortadan kaldırarak yerine idam edilen Papaz Valentin'in adıyla "AŞIKLAR BAYRAMI SAİNT VELANTİN" yani bu günkü SEVGİLİLER GÜNÜ'nü koymuşlardır. Sevgililer Günü'nde yapılan kutlamaların söylenmeyen bir anlamı vardır ki tıpkı "AKŞTA İLK GÜNKÜ GİBİ" o nasıl duyulmuş ve yaşanmışsa öyledir.
Gazeteci yazar Mine G. Saulnier'in 14 Şubat 1991 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’nde bu konuda çıkan yazısına göre Özel Adlar Sözlüğü'nde Valentin "KOCA, EŞ" anlamına gelmektedir.
Aşıklar Bayramı ya da Sevgililer Günü'nün sahibi Papaz Valentin ile ilgili söylenceler de vardır. Saint (Sen) Valentin 250'li yıllarda Roma'da yaşamış bir Aziz ve aynı zamanda bir Papazdır. Roma İmparatoru Claudius gençleri gizlice evlendirdiği için hapse attırdığı Valentin cezaevinde iken zindancının kör kızına aşık olmuştur. Linç alanına, idam sehpasına gitmeden önce aşık olduğu kıza bir veda mektubu yazarak altına "Senin Valentin" ismini yazmıştır. Valentin'den gelen bu mektubu okumak için can atan genç kızın mucizevi bir şekilde gözleri açılmıştır.
Ünlü ünsüz kişilerin Sevgililer Günü'nde sevgililerine, ilk günkü heyecanı yaşayan eşlerine mektup yazmaları adet olmuştur. Bu mektup ve mesajlarda çok özel kelime ve sıfatlar da kullanmaları gelenekselleştirilmiştir. Örneğin:
".. Seni sevmeden bir günüm geçmedi. Oysa bir gün, sen beni sevmeyeceksin. O gün gerçeği söyle bana: Ya sana olan aşkımın ya da yaşamımın sonu olur. Ama seni karşılıksız sevecekse yüreğim, onu dişlerimle paramparça ederim." Bu mektubu ünlü Fransız İmparatoru Napolyon Bonapart sevdiği kadın Josefi'ne yazmıştır.
"Sonsuza dek. Yolun sonuna dek bana söyleme. Çünkü bana bir sen yakınsın, uzakta kaldığın halde." Bu da bizim bir Sevgililer Günü mesajımızdır. Dilerim ki günleriniz, günlerimiz hep Sevgililer Günü gibi olsun.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol