AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz, TBMM'de görüşülen Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına ilişkin CHP grup önerisi aleyhinde söz alarak, düşüncelerini dile getirdi
06 Nisan 2016 tarihinde TBBM'de Grup Önerileri'nin görüşülmesinde, Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına ilişkin CHP grup önerisi aleyhinde söz alarak bir konuşma yapan AK Parti Kırklareli Milletvekili Selahattin Minsolmaz, Trakya'nın özellikle Ergene
konusundaki sıkıntılarını, yapılan çalışma ve projeleri dile getirdi. Minsolmaz, 10 dakikalık konuşmasında şu ifadelere yer verdi; "Ergene Nehrini kirleten kaynakların tespiti ve kapatılmasıyla, nehrin bilimsel yöntemlerle temizlenmesi amacı ile Meclis Araştırma Komisyonu kurulmasına ilişkin CHP grup önerisi aleyhinde söz almış bulunuyorum.
Bu önerinin final cümlesindeki konuya dikkat çekerek konuşmama başlamak istiyorum. "Kirleten kaynakların tespiti ve kapatılması." Kapatılması kelimesi iğreti edici. Çünkü kirleten kaynakların tespiti yıllar önce hükümetimiz tarafından yapıldı. Kirleten kaynaklar çok açık.
Sanayiden gelen kirletici unsurlar, yerel yönetimlerden, evsel atıklardan gelen kirletici unsurlar ve zirai ilaçlar ile zirai gübrelemenin kontrolsüz kullanılmasından kaynaklı kirletici unsurlar. Ve dolayısıyla birincil unsur sanayi olmakla beraber bölgemizdeki insanımızın yaşadığı yerleşim yerleri de ikinci unsur. O halde, köyleri mi kapatalım, belediyeleri mi kapatalım, beldelerimi mi kapatalım, fabrikaları mı kapatalım?
Evet, Trakya nüfusu olarak küçük bir yer yaklaşık 2 milyon nüfusla ülke nüfusunun %2.5'ini alan olarak da %20.5'ini 3 tane ille Edirne, Tekirdağ, Çanakkale beraberinde Gelibolu'nun belli bir bölgesi ve benim de milletvekili olduğum Kırklareli ilinden oluşan 20 bin 500 kilometrekare alanla da yine ülke alanımızın %2 alanlık kısmını kaplıyor.
Alan olarak küçük olmakla beraber, kapsadığı tarımsal arazilerin sayın milletvekillerinin de ifade ettiği gibi ülkemizdeki birinci sınıf mutlak tarım alanlarının %70'inden fazlasını ihtiva etmekte ve önemli bir yer. Ergene Nehri de önemli bir yer. Çünkü Ergene Nehri'nin bu 283 kilometrelik güzergahı üzerinde, tarımsal sulamada bir kayıp olduğu aşikar. Ancak hükümetimizden başka da hiçbir hükümetin bugüne kadar bunu dert edinip bir şey yapmadığı da o kadar aşikar."
"Ergene Havzası 1/100000 ölçekli çevre düzen planının onaylandığı 2004 yılında başladım"
Ben şimdi konuşmamın içeriği içerisinde, bölgedeki tarımsal etkileri, sanayi etkileri ve özellikle yerleşimlerdeki imar alanlarındaki etkileri ile hükümetimiz döneminde yapılanları ve yapılması yönünde 2020 hedefine konulan, işte bu parametrelerle bizim bölgede 4. sınıf su olan atık suyu, 2. sınıfa getirilmesi yönündeki eylem planını aktarmaya çalışacağım.
Bu konudaki tüm parti gruplarının duyarlılığı ayrıca güzel. Ülkemizde bir çevre bilincinin oluşturulması gelecek nesiller için emanet aldığımız toprağın, suyun ve havanın da onlara aynı hassasiyet ve duyarlılıkla aktarılması için büyük önem ihtiva ediyor.
Evet, bu konuda ciddi destek olacak ve bu konudaki desteklerimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın Başbakan olduğu dönemde 6 Mayıs 2011 tarihinde ve Sayın Orman ve Su İşleri Bakanımız Veysel Eroğlu'nun da Şafak Hareket Planı diye nitelediği ve Ergene'nin bir an önce kurtulması konusunda 2011 Mayısı'ndaki eylem planımızla başladı.
Bunun bir önceki aşaması imar alanlarıdır.
Bu kürsülerde çok kez dile getirilen imarın yapmış olduğu baskılara ilişkin düzenlemelerdir. Buna ilişkin de Trakya Üniversitemizde benim de çok katılımcı olduğum, moderatör olduğum 2004 yılında Ergene Havzası 1/100000 ölçekli çevre düzen planının onaylandığı 2004 yılında başladım.
Evet, 2004 yılında ben de bu bölgede 25 yıldır 3 ilin kırsalında ve kent bölgesinde faaliyet gösteren bir mühendis kardeşiniz olarak şunu söyleyebilirim; bu güne kadar bölgedeki yapılaşmaya ilişkin gerçekten AK Parti hükümeti gelinceye kadar bir savrukluk vardı.
Sanayi tesisinin yanında bir çiftlik evi, çiftlik evinin yanında bir başka hurdahane, hurdahanenin yanında bir villa ve villanın yanında da bir başka kentsel alan bizim hep birlikte tanık olduğumuz konulardı."
"Islah Organize Sanayi Bölgesi haline getirildi"
"Yine 283 kilometrelik güzergahıyla Trakya'yı kateden Ergene kadar tüm Trakya'yı kateden D100 karayolunu geçtiğiniz zaman, bu imar çeşitliliğini çok net görebiliyorsunuz.
İşte Ergene üzerindeki baskılayıcı kirliliğin temel unsurlarından biri olan, hem konut yerleşmesi hem sanayi yerleşmeleri adına da bunun önlenmesi ve planlanması için 2004 yılında 1/100000 olarak yapıldı. Bu planın tüm belediyelere ve çoğu da CHP'de olan belediyelere görev kıldığı bir konu vardı.
Bu da bir yıl içerisinde 1/25000 ölçekli çevre planlarının yapılmasıydı. Bunlar yapılmadı maalesef. Bunlar yapılmadığı için yine hükümetimiz tarafından 2009 yılında revizyonu yapıldıktan sonra 2011 yılında İl Çevre Düzen Planları onaylandı. Ve 2009 yılından sonra 17 tane sanayi türünden kirletici ve yer altı suyunu çok yoğun miktarda kullanan sanayi türüne kısıtlama getirilerek, önleyici tedbirler sanayi alanında da alındı.
Bunlarla beraber bu önleyici tedbirlerin yanı sıra, sanayicilerin de bu bölgedeki istihdamın büyük bir bölümünü kapsayan, hiçbir şekilde koruma ve kollama düşüncesinin ayrı tutulmadığı bir ortamda hem koruyarak hem kullanarak hem yerleşimlerdeki yaşam hakkını hem de sanayideki büyüme, gelişme ve emsalleriyle rekabet şansını arıtacak şekilde planlamalar yapıldı.
Bu planlamalar kapsamında bölgedeki sanayi yaklaşık Edirne, Tekirdağ ve Kırklareli illerinde 2025 tane sanayi tesisi var. Bu sanayi tesislerinin %82'si Tekirdağ ilinde. CHP belediyesi olan Tekirdağ ilinde. Biz bu sanayi bölgesindeki atıkların da Ergene'deki yükünü azaltmak, alıcı ortamdaki suyun, tarımsal amaçla kullanılacağı niteliğe getirebilmek amacıyla Ticaret ve Sanayi Bakanlığımız, Çevre Şehircilik Bakanlığımız ve Orman ve Su İşleri Bakanlığımızca yapılan eylem planında bu bölgedeki sanayilerin hepsi Organize Sanayi Bölgesi haline getirildi.
13 tanesi Tekirdağ ilimizde ve bunlardan 2'si benim ilim olan Kırklareli'de de Islah Organize Sanayi Bölgesi haline getirilerek bunların atıklarının münferit olarak alıcı ortama verilmesi yerine müşterek arıtma tesisleriyle ve bakanlığın tamamen mobil ve 24 saat online takip sistemi ile denetlendiği alıcı ortamın bu konudaki denetim sistemi kuruldu."
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol