Kirklareli Kültür Sanat ve Edebiyatçilar Dernegi, her ayin ilk Cumartesi günleri gerçeklesen rutin toplantisi ve kültür dinletisi haricinde ara bir toplanti düzenleyerek, faaliyetlerini degerlendirdi ve küçük bir siir dinletisi gerçeklestirdi.
Geçtigimiz Cumartesi günü saat 14:00’da biraraya gelen dernegin toplantisina, basta dernek Baskani Nazif Karaçam olmak üzere; yönetim kurulundan ve üyelerden Aleaddin Ikican, Savas Erdem, Seval Koba, Enis Ilgar, Mustafa Bayraktar, Sebahattin Senpazar, Firdevs Büyükates, Gündüz Mutluay, Güner Gürkas, Orhan A. Sesen, misafirlerden Müzeyyen Çinar, Erdogan Kantürer, Hürol Erbay, Erkan Yakali, Hasan Meriç, Rabia Çakmakçi ve Almanya’dan gelen Güroltürk Zorba katilim gösterdi. Ilk konusmayi yapan Nazif Karaçam, emin adimlarla yola devam eden dernegin, kisa süre içerisinde kalici faaliyetlere imza atmaya basladigini ve bu isleyisin devam edecegini anlatti. Türkiye’deki kültür dünyasina yönelik konusmalarda yapan Karaçam, geçmisten günümüze örnekler sunarak kültürde gelinen tabloyu degerlendirdi. Karaçam; “Yapilan arastirmalarda Avrupa’da insanlarin yida en az 25 kitap okudugu belirtiliyor. Ancak bu rakam ülkemizde maalesef çok çok düsük. Türk insani 10 yilda 1 kitap okuma düzeyine gelmistir. Bu üzücü ve vahim bir durumdur. Bunun süratle asilmasi gerekmektedir. Matbaa icat edildiginde tüm Avrupa’ya yayilmis, fakat Osmanli Imparatorlugu’na ancak 282 yil sonra gelmistir. Bu nedenle Avrupa gelismis, ancak Osmanli geri kalmistir. Osmanli Imparatorlugu’nun gerilemesi ve yikilmasinda siyasi, sosyal ve stratejik unsurlarin yaninda kültürsüzlük ve bilgisizlikte vardir.
Cumhuriyet ilk kuruldugunda yapilan istatistige göre Türkiye’nin nüfusu 11 milyon kisidir. Okuma-yazma orani da %2’dir. Bu nüfus içerisinde ülke genelinde, lisede okuyan kisi sayisi 500, okula giden kiz ögrenci sayisi ise 25 idi. Mustafa Kemal Atatürk, genç Cumhuriyet’le beraber, nitelikli birçok devrim gerçeklestirmis ve bu rakamlari üst düzeye ulastirmanin atesini yakmistir. Zaman içerisinde okuma-yazma orani yükselmis, egitimde birçok çigir açan gelismeler olmustur. 1950’li yillarda varolan halkevleri ve halkodalari, kültürel faaliyetlerin yogun bir sekilde yasandigi yerlerdi. O zamanlarda sehre tiyatro geldiginde, insanlar oyunu izlemek için salona akin eder, köyde yasayan vatandaslar da traktörlerle, minibüslerle kente gelerek, tiyatroyu izlemek için siraya girerlerdi. Ben çok iyi hatirliyorum. Kirklareli’de 800 kisilik çok güzel bir sinema salonu vardi. Bu salon, tiyatro aksamlarinda tiklim tiklim dolardi ve polis izdihami önlemek için tedbirler alirdi. Çünkü o zaman insanlar ögrenmeye ve bilgiye açti. Ancak günümüzde o eski kültürel faaliyetlerin yogunlugu kalmamis, insanlarimizin okumaya olan istekleri azalmis, kültürde kisir döngü halini almis yozlasmalar basgöstermistir.
Bizim dernegimizin en büyük amaçlarindan biri de, eskiden varolan halkevlerindeki kültürel yogunlugu tekrar saglayabilmek, halki okuyan bir kesim haline getirebilmektir. Dernegimizin ismi de, Atatürk’ün Cumhuriyet’inin hedeflemeleri dogrultusunda olusturulmustur. Çünkü Mustafa Kemal’de, birtakim kavramlar çok önde olmustur. Bu kavramlar dogrultusunda bizler de, atesböcegindeki kadar atesimizle karanliga isik tutmaya çalisiyoruz.” dedi.
Kültürün ebediyete kadar yasayan bir kavram olacagini dile getiren Karaçam, ‘dünya yikilsa da kültür kalir’ diyerek konunun önemini dile getirdi.
Karaçam’in konusmasinin ardindan yönetim kurulu üyesi Savas Erdem, her üye için olusturulan dosyalari katilimcilara göstererek sahiplerine dagitti. Ayni zamanda dernegin antoloji çalismasindan ve iletisim dosyasinin olusturulmasindan bahsetti.
Bu açiklamalarin ardindan da Aleaddin Ikican’in yönettigi siir dinletisine geçildi. Katilimcilar sirasiyla siirlerini okurayak duygularini paylastilar. Kisa bir ara verilen dinleti sonrasi katilimcilara çay ikrami yapildi. Aradan sonra, katilimcilarin ikinci tur siirlerini okumasiyla dinleti, Mart ayinin ilk Cumartesi günü bulusmak üzere sona erdi.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol