Karagöz sanatının deniz feneri; "Her ne sürçü lisan ettiysek affola"

Sınırları kaldıran, Bulgaristanlı ve Türkiyeli gençlerin kültürel olarak kucaklaşmasını sağlayan, Komşuluk ilişkilerinin önemini vurgulayan "Geleneklere giden yolda el ele" isimli AB hibe programında ki proje kapsamında Kırklareli'ne gelen UNICEF kültür mirası listesinde yer alan ve Dünyanın en yaşlı Karagöz ustası Cumhuriyetimizle aynı yaşta olan 1923 doğumlu Taceeddin Gider Önadım Medya Grubu Haber Muhabirleri ile sıcak ve sanat kokan bir söyleşi gerçekleştirdi. Karagöz sanatı ile beraber geçirdiği 60 yılını anlatan projenin onursal Konuğu Gider ayrıca Gençlere gelecek ile ilgili tavsiyelerde de bulundu. "Gençlere karagöz sanatını okuyarak, seyrederek, kurslara katılarak bu sanat hakkında bilgiler edinmelerini tavsiye ediyorum. Çünkü bu sanat her yönü ile halkımızın geleneklerini,  göreneklerini anlatan bir  sanattır yani Bizim ta kendimiz." Diyerek sözlerine başlayan Karagözün dünya üzerinde ki deniz feneri, Işında yönünü bulan karagöz ustalarına kadar bir çok konuda bilgiler verdi.
"60 yıldır bu işle uğraşıyorum. Bir nevi benim için hayat felsefesi oldu. Daha önceleri teknoloji ve ihtiyacınız olduğu malzemelere uzanmak bugünkü kadar kolay olmadığı için sıkıntılı ve emek isteyen süreçlerde dahi bu mesleğimi ve sanatımı yapmanın mutluluğunu yaşamaktayım." Diyerek başladığı konuşmasının devamında Gider, sorularımızı şu şekilde cevapladı;
Karagöz ile başlayan ve 60 yıl süren bu sanat yolculuğunda kilometre taşı olarak gördüğünüz gelişmeler neler oldu?
"Karagöz'ün en güzel şekilde yapıldığı mukavvayı yağda kızartarak yaparsanız daha güzel bir görüntüde ve kullanışta olur. İlk yıllarımda mahallelerde sergiliyorduk. Perdeleri mahallelere koyardık ve mahalleli ile iç içe güzel yıllarımızı neşe dolu kahkahalarla süslerdik. Daha sonraki dönemlerinde halk evlerine ve halk odalarına girdim. Buralarda piştiğimi söyleyebilirim. En eski karagöz ustalarından İrfan beyin açtığı kursa devam etim. 1973 yılında rahmetli Nurettin Sevim'in 2 sene süren kurslarına katıldım. Burada gereken bilgi ve becerimi üst seviyelere çıkarttığımı söyleyebilirim. Nurettin Sevim Türkiye'de tiyatroyu kuran nadide bir sanat adamıdır. 1974 yılında emekli olmam ile birlikte amatörce çalışmalarım oldu. 1976 yılından 2011 yılına kadar AK sanatta her hafta 36 sene boyunca karagöz kukla tiyatrosunu yönettim. 36 yıllık bu süreçte yetiştirdiğim gençler oldu şu anda her biri benim yerime namzet isimler arasındaki yerlerini almış durumdalar. İspanya, Fransa, İngiltere'de yaşamlarını sürdüren onlarca öğrencim var. Geriye baktığımda güzel işlerin altına imza attığımı görmekteyim. Şu anda yanım olan ve Kocaeli Üniversitesi Kukla kulübünü kuran ATA Canaz'da benim sahne tozumu yutan öğrencilerim arasındadır. Çeşitli zamanlarda çeşitli devlet kurumlarının düzenledikleri kursları yöneterek oralarda da bir çok gencin bu mesleği benimsemesine ve yetişmesine katkımız oldu. Şu anda her biri usta olarak karagöz oynatıyorlar."
Popüler kültür ile birlikte karagöz sanatında ki değişimler ve insanımızın bu sanata bakış acısı nasıl oldu?
"Günümüz dünyasında sanat ve sanatçılara bakıldığında bulundukları bölgelerin örf adetini yansıtmak yerine, gelenek ve göreneklerini sergilemektense popüler kültürün getirisi olan tamamen altı boş olan sanatın gerekliliklerini yapmaktalar. Bu da ülkemiz adına pek hoş olmayan bir sanat zemini hazırlamakta. Özellikle gerçek örf ve adetinden koparılarak sanat denilen balonun görselliğine aldanan insanlar bu alanda bir şey kazanamadıkları gibi  elinde var olan tarihler ötesinden bizlere emanet edilmiş olan değerleri de kaybediyorlar. Türkiye'de son zamanlarda karagöz gibi tarihi ve kültürel değeri olan sanatlara karşı bir ilgi mevcut. Eski kelimelerle anlatamıyor olsak ta unutulmaması ve sahip çıkılmak istenmesi çok güzel bir şey."
Türkiye'nin en sakin illerinden olan Kırklareli ile ilgili 2 günlük izlenimleriniz?
"Kırklareli'ne ilk kez geliyorum. Neden daha önce gelmemişim dediğim illerden biri oldu geçirdiğim bu iki günde özellikle gençlerin yaptığımız bu tarihi ve kültürel sanatın etrafında toplanması ayrıca hoşumuza gitti. Karagöz'ün Kırklarelili tarafında sahip çıkılması Türkiye'de bir çok il tarafından da daha önce yapılmış bir şey. Ama bu sahip çıkma konusunda Bursa bir adım önde gibi gözüküyor. Karagözün mezarının orada olduğu söylenmekte. Türkiye içinde illerimizin karagöze sahip çıkmak istemeleri gerçekten çok güzel bir şey. İnsanlarımız artık gerçek sanatın ne olduğunu ayırt etmeye başlamış durumda. Çıplaklıkta bir sanattır. Ama çıplaklığın ve popüler kültürün gençlerin üzerinde ki etkisi nedeni ile kültürel değer olan tarihi sanatlarımızda git gide deformasyona uğramış durumda. Eski sade Türkçe ile oynadığımız oyunlar  artık bu popülaritenin kelime dağarcığında bulunan kelimeler etrafında şekillenmeye başladı. Buda bizleri kara kara düşündürmekte."
Cumhuriyetimizle aynı yaşınızın size verdiği tecrübe, gençlere nasıl bir tavsiye olarak geri dönecek?
"21'nci yüzyılın kıyısında teknoloji deliliği ve sanatın köreldiği bu dönemde Kırklarelili, Türkiyeli ve dünyanın dört bir yanında bulunan Türk gençlerine tavsiyem tarihini unutmadan gelenek, göreneklerini yaşatarak örf adetine saygılı bireyler olarak yaşamaları ve bu değerleri kendilerinden sonraki nesillere emanet etmeleridir. Dünya üzerimizdeki varlığımız ancak bu şekilde muhafaza edilecektir."
Önadım Medya Grubu olarak, Yüzyıllardır diyar diyar anlatılan ve merak edile tarihi ve kültürel anlamda bizi anlatan Karagöz  sanatına 60 yılını veren ve gençlerin hem sosyal hem kültürel hem de sanatsal anlamda bilgilerini aktaran karagöz sanatının Deniz feneri olan Taceddin Gider'e teşekkür ederiz.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol