Sinema, insanligin en seçkin buluslarindandir.
Sanatin en anlamli dallarindan biri.
Fotograf gibi.
Tiyatro gibi.
Müzik gibi.
Baslibasina kültürdür sinema.
Anilarda kalani da anlatabiliriz sinema diliyle…
Gelecege iliskin yorum ve tasarimlarimizi da.
Direkt söyleyemediklerimizi, tipki romanda ve siirde oldugu gibi, sinema diliyle söyleyebiliriz.
Yerine göre masumdur, yerine göre cüretkâr ve üretken.
Hayal bile edemediklerimizi sinema sayesinde görür, yasar, ufkumuzu genisletir, hayal çeperimizi katmerlendiririz.
Iste böylesi bir sanat dalidir sinema…
Ve… "Kültür Kenti!" edasiyla iddialasan bir ilde, vilayette…
Sinema yok su aralar. Kirklareli insani, sehrinin tek sinemasini yasatamadi.
Gerekli omuz destegini veremedi.
Yani… Her ay bir tiyatro gelse Kirklareli'ye!
Acaba nasil bir sonuç alinir?
Uygar, çagdas, aklibasinda bir sehre, bir sinema fazla gelmemeliydi oysa.
Gürhan Toker'in açiklamalarini özenle okudum.
Sinemanin açik kalabilmesi için ne yapilmasi gerekiyorsa hepsini yapmaya gayret etmis.
Basaramamis.
Acaba sinemanin açik kalabilmesi, çalismasi, topluma hizmet verebilmesi için ne gerekirdi?
Toplumun üzerine düsen sorumluluk neydi?
Nereye kadardi?
Sinemanin yürütülememesinde kimin, kimlerin, ne gibi sorumluluklari vardir?
Türkiye'nin bati ucunda, kuzeybati burnunda sinemayi açik tutamamak nasil bir handikaptir?
Ulusal basina da yansiyan bu durum, Kirklareli'nin genel görünümü hakkinda nasil bir sonuç dogurmustur, nasil bir genel etki yapmistir?
Kültür Kenti diye bir kisvenin iddiali biçimde yinelendigi Kirklareli'de…
Evet, çok büyük bir sehir degil, tamam da…
Sanatsal etkinlikler daha bir güçlenemez mi?
Daha fazla konser… Daha fazla tiyatro… Daha fazla bilimsel, ilimsel, sanatsal etkinlikler diliyorken gönül.
Neyse ki, sinemanin bir bölümü yeniden hizmete girecekmis, yeni aldigimiz bir duyuma göre.
Dileriz, geri kalan bölümleri de yeniden etkinlesir ve…
Dileriz, eskisinden daha donanimli, daha saglikli, daha verimli ve daha huzurlu biçimde geri gelir Kirklareli'nin sinemasi.
Çünkü… Insanlar burada izledi "Babam Ve Oglum"u. Burada agladilar 12 Eylül'ün getirdigi yikim anilarina. 12 Eylül darbesinin kahredici anilari burada alt üst etti bellekleri.
Eskiya'yi burada izledi insanlar ve Åzener Åzen'in, Ugur Yücel'in, erisilmesi güç sanat yanlarini burada bir daha kesfedip bütünlestirdiler ve içleri kana doya alkisladilar yürekten.
Kirklareli'de sinema olmali. Yeni bastan isildamali beyazperde.
Degerler, yitirince anlasilir çok zaman.
Yeni bastan elde edebilirsek…
Bir daha yitirmemek üzere, ne yapilabilirse artik.
Bir sehre, hiç degilse bir sinema fazla gelmemeli.
Yeni bastan, sinemali günlere diyelim…
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol