Tiyatro sanatçisi Semih Erkmen Kirklareli’nde son iki kusak insanlari tanimazlar. Adini da duymamislardir. Oysa o çok yönlü bir Cumhuriyet Aydini idi. Liseden sonra Ankara Devlet Tiyatrosuna okumaya gitmisti. Ünlü Devlet Tiyatro sanatçisi Semih Sergen onun sinif arkadasiyidi. Fakat ne yazik ki rahatsizligi nedeniyle okulu tamamlayamamisti. Kirklareli’ne dönmüstü. 1950’ den beri arkadastik. Sanatçi olmanin ötesinde okuyan, yazan bir insandi. Ayni zamanda sosyal bir insandi. Halkevi’nin tiyatro kolunda bulunan yetenekli gençlerle sahneye eserler koyuyor, bazen tek basina da oynuyordu. Yetenekli bir sanatçiydi. Zaman zaman da Halk Egitim’de tiyatroya merakli gebçlere kurslar veriyor, sahneye piyesler koyuyordu.
Semih Erkmen taninmis bir aileden geliyordu. Bugünkü Gürpinar Pasaji’nin oldugu yerde evleri vardi. Iki kardestiler. Semih okuyan bir Cumhuriyet insaniydi. Geçimini muhasebecilikten sagliyordu. Bir aralik Verem Savasi Dernegi katipligini yapti. Ben de yönetim kurulundaydim. Bugünkü Saglik Müdürlügünün ve Verem Savas Dispanseri’nin oldugu bina onun katip, benim yönetimde oldugum sirada halkin destegi ile yapilmis, sonra Saglik Bakanligi’na Devredilmisti. Semih Erkmen bütün hesaplari kurusuna varincaya kadar tutar, yönetime hesap verirdi. Dürüst ve namuslu bir insandi.
Semih Erkmen güçlü bir kaleme sahipti. Yerel gazetelere yazilar ve siirler yaziyordu. Kirklareli’nin entelektüellerini tanir ve bilirdi. Atatürkçü idi. Kültürel ve sanatsal etkinliklerde o hep vardi. Evlilik dolayisiyle Istanbul’a gitmisti. Ancak bu evlilikte basarili olmadi. Iki çocugu vardi. Ikisi de sanatçi ruhluydular. Kizi genç yasta öldü. Bu ölüm Semih Erkemen’i yikti. Esinden ayrildi ve bir Is Haninda muhasebecilege basladi. Bu Is Haninda yatip kalkiyordu. Arada bir Kirklareli’ne geliyordu, bulusup görüsüyorduk. Istanbul’da sanat çevreleriyle siki iliskileri vardi. Ünlü sanatçilarla, yazarlarla diyalog içersindeydi. 28.6.1998 tarihli mektubunda söyle yaziyordu:
“.. Radyoda, Hasan Izzetin Dinamo’nun anisina program yaptik. Güngör Genççal, Zihni Anadol, Ruhan Mavruk ve ben proramda yer aldik. Ben onun siirlerinden okudum. 40 Kusagi Sanatçilarini sirasiyla anmak için anlastik. Bakalim gerçeklestirebilecek miyiz?
“Sagligim iyi olsa, çok programlar yapacagim. Ama, artik çok ihtiyarladim. Mide ve kolit beni çok rahatsiz ediyor. Simdi, ayaklarim basladi. Fazla ayakta kalirsam, kramp giriyor. Bacak tansiyonum var. Asagiya düserse, damar tinakligi olacak. Eskisi gibi çalisamiyorum.” Durumundan böyle sikayet ediyordu. Bir süre sonra da öldü.
Semih Erkmen hastaliklarla bogusurken Hasan Izzettin Dinamo’yu düsünmüs olmasi bosuna degildir. Hasan Izzettin Dinamo edebiyatimizda “40 KUSAÄzI” denilen akimin sair ve yazarlarindandir. Milli mücadeleyi anlatan “KUTSAL ISYAN” ve “KUTSAL BARIS” kitaplarinin yazaridir. O da Çileli bir aydindi. Kutsal isyan ve kutsal Baris kitaplarin okuyun derim.
Bir gün Kirklareli sair ve edebiyatçilari üzerine birileri arastirma yaptiginda karsisina çikacak olanlar arasinda Semih Erkmen de vardir. Arsivimde bulunan ve bugüne kadar yayimlanmamis olan siirlerinden bazilarini yayimlayarak kamuoyunun bilgisine sunmak istiyorum. Bu degerli insanin yetisen kusaklar tarafindan taninmasi gerektigine inaniyorum. Çünkü o, kendi çizgisinde giden, kendi tarifesiyle yasayan biriydi. Alingan ve kuskulu, kuruntulu olmasina ragmen dostlariyla bereberligini sürdürmeye özen gösterirdi. Çoktandir onu anamadigim için üzülüyordum.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol