KIRKLARELI'NDE KASAPLAR ÇARSISI HUZUR ARIYOR

Benim, Kirklareli’nde ugrak ve durak yerlerimden biri de tarihi Kasaplar (Sirma Yanko) Çarsisi’dir. 1948 yilinda Poyrali Köyünden Kirklareli’ne geldigimde kasabanin (O zaman Kirklareli’ne halk kasaba diyordu) en özgün (orijinal) yeri, hareketli çarsisi Arasta ile burasi idi. Sehrin kasaplari, sebzecileri, ekabirleri burada yogunlasmisti. Yaya trafigi Cumhuriyet Meydani’ndan, Cumhuriyet Caddesinden ziyade burada dikkat çekiciydi. Burada daha fazla alisverise gelmis ev hanimlari görülürdü. Onlar ya kasap dükkanindan birinde yada bir sebzecinin dükkaninda görülürlerdi. Beyaz Gömlekli kasaplar, Beyaz Gömlekli Sekerci Sevket Plevne, sebzeci Nusret, Yusuf ve Nusret Karakulak, kasap Mahmut ve çocuklari (Gürkaslar), kasap Recep, kasap Tülüs, Istanbul Lokantasi ile birlikte daha bir iki lokanta burada idi. Tabii anlamissinizdir, elli yil önceki Kirklareli’nin Kasaplar Çarsisi’ni anlatmaya çalisiyorum. “Hafza-i Beser Nisyan Ile Malüldür” derler ya insan unutmaya mahkûmdur. Simdi anlatirken Kasaplar Çarsisini bazi seyleri unutmus olabilirim.

Islâmin en temel kurallarindan, hükümlerinden biri, “Zaman degismekle ahkâm da degisir” demesidir. Zaman mekanlari da (yerleri de), insanlari da, binalari da degistiriyor, asindiriyor, yok ediyor, her hangi bir yere savuruyor. Özellikler kayboluyor. Onun yerine baska seyler gelmis oluyor. O zamanlar kim Kasaplar Çarsisi’nin bugün bu hale gelecegini söyleyebilirdi? Avukat Tahir Beyin (Taner’in), Avukat Mekki Ülgen’in yazihanelerini Kasaplar Çarsisi’nda aramak bugün kimin aklina gelir. Demek istiyorum ki Istanbul’da Çiçek Pasaji gibi bir yere benzeyen Kasaplar Çarsisi’nin fiziki, ticari ve sosyal yapisi bugün büyük ölçüde degismis bulunmaktadir. Çarsida bir iki sebzeci, birkaç köfteci, biraneler ve kahvehaneler, iki üç bakkaliye ve bir iki balikçi dükkani çarsiya hareket getirmeye çalismaktadir. Eski havasi, insan yogunlugu kaybolmus olan çarsida simdilerde bir rahatsizlik hüküm sürmektedir. Korgeneral Sükrü Naili Sokagina ya da Caddesine hanim müsteriler giremez olmuslardir. Oradan geçemez olmuslardir. Bakin oranin 15’e yakin esnafi Belediyeye yaptiklari basvuruda sikayet konularini söyle dile getiriyorlar:

“Sükrü Naili Caddesindeki içki satan isyerlerinin içki masalarini kaldirimlar üzerine koymalari ve içki servisi yapmalari, kahveci esnafin kaldirimlardaki masalarda tavla oynatmasi sebebiyle bu kaldirimdaki masalarin kalabalik olmasi sebebiyle bu topluluklarda sakalasmalar, çirkin görüntüler meydana gelmektedir. Bu durum çarsidaki içkisiz isyerlerini olumsuz etkilemektedir. Özellikle hanim müsteriler bu yüzden çarsiya gelemez, buradan geçemez olmuslardir. Bunu da açik açik bizlere söylemektedirler. Biz bu nedenle Kasaplar Çarsisi Esnafi olarak magdur durumdayiz.

Bu basvurunun altinda Ömer Orakçi’nin, Metin Sulak’in (Kirtasiyeci), Cevat Gürkas’in, Erdogdu Özsat’in, Sener Erdogan’in, Cengiz Kurtisoglu’nun, Süleyman Akinci’nin, Tevfik Toprak’in, Mustafa Özturhan’in, Serafettin Gürkas’in, Remzi Kurtisoglu’nun, Murat Erdihan’in, Altan Orakçi’nin, Murat Toprak’in, Mümin Gürdal’in ve Faruk Uzun’un imzalari bulunmaktadir.

Yeri gelmisken söyleyelim. Yollarin, kaldirimlarin mucidi Romalilar’dir. Romalilar yaptiklari yollarda araçlar, insanlar ve hayvanlar bir arada yürürken bakmislar ki bunlar birbirlerine zarar vermektedirler, yayalari caddeden ayirmak, kenara almak için kaldirimlari yapmislardir. Onun için 3 bin yildan beri kasabanin, sehrin kaldirimlari yayalarindir. Zaman içersinde yasalar bu hakki yayalara hukuken tanimislar, kaldirimlara esya veya bir baska sey konmasini yasaklamislar, bu yasaklarin takibini de belediyelere görev olarak vermislerdir. Simdi görev belediyede. Bekleyelim, Görelim Mevla Neyler, Neylerse Güzel Eyler..

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol