KIRKLARELİ'NDE PADİŞAH KÖYÜ (PAVLİ)

Geçen hafta Padişah Abdülhamit'in mal varlığından, dönemindeki etkili ve derin olaylarından söz etmiştim. Söz ettiğim mal varlıkları arasında Padişahın Kırklareli'nin köyünden, arazilerinden, çiftliklerinden söz etmiştim. Fakat sonradan kendi kendime “ÖĞRENMİŞKEN NİYE YAZMAYAYIM” diye düşündüm. 69. yıla girmiş olan yazarlık hayatımda hiçbir bilgiyi okuyucularımdan esirgediğime göre Padişahın Kırklareli'ndeki mal varlıklarını niye yazmayayım? Yazdıklarım, yazacaklarım tarihe mal olmuş bilgilerdir. Okuyucularım bilmeli ki benim işim tarih sapmak değil, işim tarihi araştırıp yazmaktır. Gazeteci Soner Yalçın'ın yazdığıma, bizim bilip söylediğimize göre Halife Padişah Abdülhamit'in Kırklareli dahilinde bir köyü arazileri ile bir merası ve birde çiftliği vardır. Koruları da bulunmaktadır. Bu yazımda Osmanlı Sultanı'nın köyü PAVLİ'yi anlatmak istiyorum. Bilginin mülkiyeti yazarına aittir. Halife Padişah Abdülhamit'in meraları, çiftlikleri, ormanları ve bizim bilmediğimiz başka şeyleri de vardır. Osmanlı Devletinin hakimiyeti altındaki topraklar Halife Padişahlar'ın mülkü sayılırdı. Bu topraklar üzerinde yaşayanlar Padişahın Kulları olarak vasıflandırılırdı. Günde üç defa "PADİŞAHIM ÇOK YAŞA" demek zorunlu idi.
Geniş arazi ve ormanları ile Abdülhamit'in olan bu PAVLİ KÖYÜ bugün İlçe Merkezidir. Zaman içinde Bucak yani Nahiye olarak da anlatılmıştır. Ancak bugün Pavli Köyü PEHLİVANKÖY adı ile anılmaktadır.
Pavli adı Hıristiyan Azizleri'nden Paul'dan gelmektedir. Hıristiyanlıkta Paul taraftarlığı yapanlara Pavlikan denmiştir. Bu bir nevi Hıristiyan tarikatıdır.
Bildiğimiz kadarı ile Pavlikanlar tarihte Malatya taraflarında yaşarlardı. Romalılar zamanında yörede cereyan eden bir savaşa katılmadıkları için Avrupa'nın güneyine, Doğu Trakya'ya geldiklerinde Babaeski ile Havsa arasında kalan ve güneye sarkan, bugün Pehlivanköy'ün üzerine yerleştiği araziye yerleşmeyi tercih etmişlerdir. Yöre Pavlikanlar ile Hıristiyanlaşırken daha sonraki bir zamanda bu bölge Hıristiyanları arasında Bulgar ve Sırp unsurlar arasında Bogomil isimli bir Sırp önder kendisine kutsallık vererek TANRI'YI SEVENLER adı altında bir tarikat hareketi başlatmıştır. Böylece bölge dinsel bir ilgi alanı olmuştur. Bu dinsel kökenli hareketler Milat sonra 300'lü yıllar da meydana gelmiştir. Sırp Hıristiyanlar arasında giderek yoğunluk kazanan Bogomil Tarikatı bir süre sonra TANRI'YI SEVENLER adı ile Balkanlar'a kadar uzanmış ve dinsel ve inançsal kavgalara, katliamlara neden olmuştur.
300'lü yılların ilk yarısında Hıristiyanlık serbest kalınca Hıristiyan Aziler Havsa'da bir toplantı yapmışlardır. Bu aşamada Babaeski, Pavli (Pehlivanköy), Havsa yarı kutsal yerler olarak ilgi görmüştür. HAVSA'ya ZAFER ANITI dikilmiştir. Hıristiyan Azizler'den Ayanikolos Babaeski'ye gömülmüştür. Daha sonra Babaeski'ye ünlü Türk Dervişi Sarısaltuk buraya yani Babaeski'ye gömülmüştür. Bu nedenle Osmanlılar’da Babaeski'nin dini liderler ve azizler nedeniyle kazandığı saygınlığı devam ettirmişlerdir.
Osmanlılar zamanında Pehlivanköy yani PAVLİ köy idi. Fakat bereketli topraklar üstünde insanlar vardı. Bütün bu birbiri ile çelişen, gelişen olaylar sonrası Pehlivanköy Deresi üzerine Romalılar zamanında yapılmak istenen köprü efsane haline gelmiş, mitelojik unsurlar kazanmıştır. Bütün bu olaylar Roma'nın ilk 300’lü yıllarında yaşanmıştır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol