KIRKLARELI'NDE TATAR MAHALLESI SAKINLERI NEREYE GITTILER?

Bundan önceki bir yazimda 1829 Osmanli-Rus Savasi’ndan ve bu savas sonrasinda Ruslarin Çorlu’ya kadar Trakya’yi isgal ettiklerini, bu isgalin üç ay kadar sürdügünü, 1830 da yapilan Edirne Anlasmasi ile bu isgalin sona erdiginden söz etmistim. Kösemizin yetersizligi nedeniyle Ruslar’in Trakya’da neler yaptiklarini, ne gibi olaylara ve gelismelere neden olduklarini anlatmamistim. Sadece isgal sirasinda ve sonrasinda Trakya’da BÜYÜK KIRAN HASTALIÄzI çiktigini, bunun korkunç derecede ölümlere sebebiyet verdigini dile getirmistim. Oysa Ruslar bu savasta onlarin baskisi ile Balkanlar’a ve Trakya’ya göç etmis olan Kirim Tatarlari’na da zulm etmisler, Osmanli’ya yardimin hesabini görmüslerdir.

Bizim tarihimizde “KIRIM” denince akla Tatarlar gelir. Oysa Tatarlar Asya kökenlidirler. Hazar Denizi’nin Dogusu’nda ve Batisinda yasamislardir. Buralari onlarin Büyük Tataristan, Küçük Tataristan dedikleri topraklaridir. Onlari topraklarindan eden Ruslar olmustur. Özellikle 1829 ve 1877-1878 Osmanli-Rus Savaslari sirasinda Çerkezler, Tatarlar Balkan Türklügü ve Müslümanligi büyük zarar görmüs, göç ve göçmen olmuslardir. Tatarlar’in ve Çerkezler’in büyük çogunlugu Osmanli topraklarina siginmislardir. Özellikle 1853 ve sonraki yillarda kitleler halinde göçe zorlanan, göç etmek zorunda birakilan Tatarlar gruplar halinde Trakya’nin köy, kasaba ve sehirlerine gelip yerlesmisler, köy ve mahalleler kurmuslardir. Tatarlar’in kurduklari mahallelerden biri de Kirklareli’ndeydi. Kirklareli’nin Bademlik tarafina sarkan, Demirtas Mahallesinin Bati yaninda olan bu Tatar Mahallesi halki 1829 Osmanli-Rus Savasi sirasinda Kirklareli’nden göç etmek zorunda kalmistir.

Ruslarin Balkanlar ve Trakya üzerinden Sicak Denizler’den olan Akdeniz’e inme politikasi eskidir ve bir Devlet Politikasi’dir. Bunun için 1600’lü yillarda Avrupa içlerinde fetih yapan Osmanlilarin yolunu kesen Ruslar olmustur ve her vesileyle Osmanlilar’la savasmislardir. Tarihte en fazla savas yaptigimiz ülke Ruslar olmustur. 1829, 1877-1878 savaslari da bu cümleden savaslardir ve her seferinde Balkanlar’daki Evlâd-i Fatihan Türk varligi bundan zarar görmüs.

Balkanlar’dan ve Trakya’dan Anadolu’ya göç etmek zorunda kalmistir. Nitekim 1829 Savasi’nda da Trakyalilar Anadolu’ya kaçmak, Ruslarin Trakya’da ulasamadiklari yörelere gitmek zorunda kalmislardir. Örnegin Kirklareli’nin Tatar Mahallesi halki bu göç edenler arasinda olmustur. Kirklareli ve Edirneli Tatarlarin bir kismi Hayrabolu taraflarina, bir kismi da dogrudan Anadolu’ya gitmislerdir. Bu gidenler bir daha da geri dönmemislerdir. Dönenler ise Trakya’da bazi Tatar Köylerini kurmuslar, bazi köylerde kalmayi tercih etmislerdir. Onlarin nerelerde olduklarini en iyi bilenlerden biri de Trakya Otocam Fabrikasi Insan Kaynaklari Müdürü Aziz Dostum Talat Heral’dir. Talat Heral, Balkanlar’dan göç etmis bir ailenin insanidir. Tatarlarin kimlikleri yüzlerinde oldugunu o söylemistir. Yani bir insanin Tatar olup olmadigini yüzünden anlarsiniz.

SAVAS, GÖÇ VE GÖÇMENLIK Türk insaninin kaderidir. Türk insani hâlâ yerine oturmus degildir. Anadolu ve Trakya’da yer degistirmeleri Balkanlar’daki Kiliç Artiklari’nin göçleri devam etmektedir. Bunun daha uzun yillar devam edecegi tahmin edilmektedir. Ne demis atalarimiz ve de tarihimiz: “Türk göçte dogar gurbette ölür.” Ancak sair Kemalettin Kamu bir siirinde buna bir baska anlam yakistirmis, “Ben gurbette degilim, gurbet benim içimde.”

                                               nazifkaracam@gazatetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol