Bir zamanlar Istanbul’da Gazli Çesme deri sanayiinin yogunlastigi yerdi ve burada önde gelen sanayicilerden Mehmet Omurtak’i Trakyali dericiler iyi tanirlardi. Mehmet Omurtak, Bulgaristan’dan Türkiye’ye göç etmis ünlü bir kisidir. Mehmet Omurtak geçenlerde hayata veda etti. Kirklareli’ne gelmisligi çoktur. En son 1990’li yillarin basinda Il Halk Kütüphanesinde Op. Dr. Hüseyin Karaçam Konferans Salonunun açilisina gelmisti. Konferans salonu yaptiran ünlü banka yöneticilerinden Burhan Karaçam ile Mehmet Omurtak’in damadi Orhan Karaçam kardes çocuklaridir.
Rahmetli Mehmet Omurtak’i öne çikarmamin elbetteki bir nedeni vardir. Mehmet Omurtak, Kirklareli’nden deri alan bir sanayici idi. Onu Cevat ve Serafettin Gürkas kardeslerden dinledim. Yalniz Mehmet Omurtak’i degil, Kirklareli’nin geçmisinde kalan ünlü dericileri, yapakçilari, yabanci ülkelere hayvan ihracati yapanlari da ögrenme imkanim oldu. Mesela adina Kirklareli’nde okul yaptirilmis olan Fahri Kasapoglu, Istanbul Gazli Çesme’de deri fabrikasi olan bir sanayici idi. Islenmis derileri yabanci ülkelere ihraç ederdi. Özellikle ihracati Rusya’ya olurdu. Bu islenmis deriler Giyim Sanayinde kullanilirdi. Akrabalik derecelerini bilmiyorum ama Ziya Kasapoglu’da Kuyumcular çarsisinda deri dükkani olan bir kimseydi. Mesela Kirklareli’nin bir baska ünlü derici ailesi de Pilavcilar idi. Alis Pilavci Istanbul’da, Ahmet Pilavci ve Behçet Pilavci Kirklareli’nde dericilik yaparlardi. Bunlarin disinda Derici Yunus ve Kardesi Osman Zinet Kirklareli’nin ünlü dericilerindendi. Ahmet Veral, Ahmet Valandova deri ve yapagi ticareti ile mesgûldüler. Ünlü futbolcular Ismail ve Metin Kurt’un babalari KURT HÜSEYIN, Yunanistan’a canli hayvan ihraç edirdi. Necati ve Sezai Tabak’lar Deri Elbise imal edip Rusya’ya satarlardi. Istanbul Gazli Çesme’de fabrikalari vardi.
Birkaçi disinda tümü simdi hayata veda etmis olan Kirklareli’nin bu ünlü is adamlarini anmak, Kirklareli’nde kaybolan bu is koluna deginmek suretiyle tarihe isik tutmak istedim. Kirklareli’nin geçmisinde deri isleyen Tabakhaneler, soyadlari bile TABAK olan aileler, kisiler vardi. Yapakçilar, dericiler Kirklareli’nin hayvan zenginligini ifade ediyorlardi. Istanbul’a haftada 8-10 kamyon deri ve yapak sevkiyati yapilirdi. Kuzu zamani kamyon dolulari kuzular Istanbul’a götürülürdü. Bunlarin hepsinin alicisi vardi. Zaman zaman Istanbul ve Bursa’dan Dokuma Sanayicileri Kirklareli’ne gelir kaliteli deri ve yapagi toplarlardi. Tabii Kirklareli’nde dericiler, yapakçilar varken çarikçilar da vardi. Saraçlar vardi. Simdi bunlar olmadigi gibi, bu tür is kollarinin, ticaret alanlarinin oldugu da unutulmustur. Tabii söylemeye gerek yoktur. Kaybolan, Kirklareli’nin hayvanciligidir, bu alandaki ticareti ve ekonomisidir. Günümüzde kasaplar kesecek hayvan bulamadiklarindan yakiniyorlarsa hayvanciligin bitmis olmasindandir. Bu is kollari kapanmissa ondandir. Siz son yillarda Kirklareli’nden Istanbul’a kamyonlarla yapagi, deri ve kuzu sevkedildigini, bu isleri yapan kimseleri, isyerlerini gördünüz mü? Görmediyseniz kaybolan Kirklareli’nin zenginligidir, hayvanciligidir, ekonomik ve ticaret hayatinin bir parçasidir.
Ne diyelim? Geçmis zaman olur ki hayali cihan deger.
nazifkaracam@gazetetrakya.com
Behçet pilavcı dedemdi