Sekizbin yillik geçmisi olan Istanbul'un bastan beri su ihtiyaci vardir. Bu ihtiyaci gidermek için zaman zaman Kirklareli su kaynaklari kullanilmistir. Romalilar 395 yillarina dogru Kirklareli'nden Istanbul'a içme suyu götürmüslerdir. Bu suyolu tarihin en uzun içme suyu kanali olarak bilinmektedir. Ancak Istanbul göç aldikça, buraya iskan yoluyla Anadolu ve Balkanlar'dan özellikleri olan bazi gruplar iskan edildikçe susuzluk sorun olmaya devam etmistir. Hatta Kanuni Sultan Süleyman Zamaninda Istanbul'un içme suyu sorunu üzerine görevlendirilen Imparatorlugun Bas Kalfasi Mimar Sinan Padisaha sundugu bir raporda Anadolu'dan göç ve iskan yoluyla gelislerin durdurulmasini önermis, aksi takdirde Istanbul'un içme suyu sikintisi çekecegini bildirmistir.
Son yillarda, bir aralik Istanbul barajlarinin susuz kalmasi üzerine bir tedbir olarak Kirklareli'nin Kiyiköy'den Karadeniz'e dökülen Kazan ve Pabuç Dereleri Istanbul'a yönlendirilmisledir. Ancak Istanbul'un içme suyu sorunu son bulmus degildir. Sorun dün oldugu gibi bugün de güncelligini ve hayati önemini korumaktadir.
Küresel isinmaya bagli olarak Istanbul SU VAKFI, “Istanbul özelinde ve Türkiye Genelinde 2010-2050 Arasi Iklim Degisikligi” çalismasi yaptirmis ve Istanbul'un 2015 yilina kadar asiri yagis alacagi bunun 2020 yilina kadar da sürebilecegi ve bundan sonra kuraklik sürecinin baslayacagi sonucuna varmistir. Bu asamada Istanbul'da sel baskinlari ve beraberinde asiri kuraklik yasanacagi var sayilmistir. Bu, tabii Istanbul Havzasi için öngörülmüstür. Ancak muhtemel iklim degisikliginin Istanbul'un Anadolu ve Rumeli yakalarini da etkilemesi, Trakya'nin içlerine kadar uzanmasi muhtemel görülmüstür.
Sel baskinlari için Istanbul'u yönetenlerin nasil bir önlem alacaklari bilinmiyor ama kuraklik için bu çalismada ilk akla gelen Kirklareli'nde Türk-Bulgar Siniri'ni olusturan Rezve (Mutlu) Dere'nin Istanbul'a akitilmasidir. Bilindigi gibi Rezve Deresi Igneada taraflarinda Karadeniz'e akan bir sudur. Zaman zaman Bulgarlarla aramizda sorun yaratan bir deredir. Nitekim 1970'li yillarda bu konuda Bulgarlar ile ciddi bir sorun yasanmis, rahmetli Ecevit'in Basbakanligi sirasinda devlet bütün imkanlari ile Rezve Dere'nin yataginda meydana gelen degisikligi düzeltmeye çalismistir.
Pabuç ve Kazandere sularinin Istanbul'a akitilmasindan sonra Rezve Dere'nin de Istanbul'a akitilmasi Yildizdaglari'ni yani Istrancalari ve bu daglardaki su kaynaklarini ne kadar etkiler bilinmiyor. Ancak öyle veya böyle olayin Istrancalarin su potansiyelini etkileyecegi muhakkak görülmektedir.
Kirklareli Topraksu Arastirma Bölge Müdürlügüne göre Istranca Daglari'nda harcanmaya hazir birkaç milyon metreküp su potansiyeli bulunmaktadir.
Geçen yil Kirklareli Açik Ögretim Fakültesi Il Temsilcisi ve ögretim görevlisi Münür Saygin'in öncülügünde, Topraksu Bölge Müdürlügü ortaklasa Kirklareli'nin su kaynaklari ve potansiyeli baglaminda bir panel yapilmis, durum degerlendirilmistir. Hatta bu panelde biz de Kirklareli'nin Tarihi Su Kaynaklari konusunda konusmustuk. Ancak bu çalismanin Istanbul sorunu ile bir baglantisi yoktur.
Görülüyor ki dünyada ve ülkemizde oldugu gibi Kirklareli'nin geleceginde de bir SU SORUNU yasanmasi olasidir. Suyun ekonomik kullanimi kapida görülmektedir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol