KIRKLARELİ SEVGİSİ (2)

Hiç kimsenin memleket sevgisini sorgulamak haddimize değildir, herkes yaptığı işi güzelliğine doğruluğuna inanarak yapar, biri o şekilde hizmet ettiğini düşünür bir diğeri başka şekilde hizmet edilmesi gereğine inanır ancak şu bir gerçek ki ne kadar direnç olsa da Kırklareli artık eskisi gibi kalamaz. Seracılığın yaygın olduğu Akdeniz illerimizde havadan veya karadan bakıldığında yeni görenlerin deniz, baraj gibi su kaynağı sandığı yerlerin toplu sera alanlarının dış örtüleri olduğunu şaşkınlıkla öğrenirsiniz. Geçenlerde bir akşam üzeri şehre doğru yol alırken Demircihalil sırtlarına geldiğimde alışkın olmadığım parlak yansımaları görünce şaşırdım ne olduklarını anlayınca daha çok şaşırdım, hayvancılık işletmelerinin çatılarını örten sac levhaların parıltısı şehrimizin siluetini değiştirmiş bile. Bizzat tarım bakanının ifadesiyle; hayvan hastalıklarından ari bölge olduğu için hayvansal ürünlerin ihracat üssü olacak, hızla gelişip büyüyen on binlerce öğrenci barındıracağı düşünülen üniversitesi ile şehrin bu boyutlarda kalması olanaksız, göç te alacak demografik yapısı da değişecek. Bize düşen görev şehrimizi bu değişime hazırlamak, usulüne uygun olmak kaydıyla şehirlimize bu pastadan mümkün olan an büyük payı almak, aldırmaktır ancak...
 İşin en acı yanı bu işleri yapmaları gerekenlerin, özellikle yerel siyasetçilerimizin A. Nihat Asya'nın: Yürü ne diye oyunda oynaştasın... dediği gibi adeta oyunda oynaşta olmalarıdır. Bize göre okumamış sayılan ama ne kadar akıllı olduklarını zamanla daha iyi anladığımız büyüklerimiz olumsuz, boş ya da baştan savma bir işimizi gördüklerinde; hah! bir bu eksikti, os....la boya boyanmaz derlerdi. Memleketin yerelde ve genelde bunca ciddi meselesi varken bizim yerel siyasetçilerimiz yerel yöneticilerimiz nerede? Halkın her ne sebeple yapılırsa yapılsın sokak boyaması vb. her türlü eyleme doğru bulmasam da saygı duyarım (başkasına zarar vermediği sürece) ancak kamu personeli ve yerel yöneticiler bu işe alet olmamalıdır.
 Kültürümüzde çocuk kavgasına büyükler karışmaz, onlar çocukça sebeplerden kavga yapar biraz sonra çocuk saflığıyla barışır birlikte oyun oynar, araya büyüklerin girmesi bazen kavgaların büyümesine, geri dönülemez hataların oluşmasına sebep olur. Belediyeler birbiriyle siyasi değil hizmet yarışında olmalı, mensubu oldukları siyasi partinin değil tüm halkın hizmetinde olmalılar.
Halkın yaptığına elbet te sözümüz yok ta, Aşıklar Merdiveni vb. yerleri boyayan hemşehrilerime sadece şunu sormak isterim; boyayarak kendinizce güzelleştirdiğiniz o yerlere kaç tane engelli aşık kardeşimiz ulaşıp keyif sürebilecek. Ya da bırakın Aşıklar Merdivenleri size özel kalsın, sizin gezdiğiniz kaldırıma, bindiğiniz araca vb. kaç tanesi ulaşabiliyor. Altyapısı tam olmayan, kaldırımı, kaldırımda engelli rampası vb. olmayan yerde halkın talebi bunlar olması gerekmez mi? boya neyimize. İllâ eylem yapılacaksa gelin daha anlamlısını beraber yapalım; boyadığınız yerlerden biraz yukarı çıkıp Söğütçük çeşmesinin, Çamlık etrafının poşetlerini toplayalım, daha da önemlisi kendi içme suyumuzun temin edildiği barajımızın havzasında ki çöpleri temizleyelim. Elli kilometre öteden Çağlayık'tan kalkıp gelmeyen namerttir.
Yerel seçim hazırlıkları, çalışmaları hızla sürüyor amma gelin görün ki; benim görebildiğim kadarıyla Kırklareli bir 'satranç tahtası' nasıl hizmet ederim değil nasıl seçim kazanırım yarışı büyük. MHP tek adayla yola çıkıp çalışmalara erken başladı, CHP birbirinden güçlü çok adaylı, önce kendi içinde büyük yarış olacak gibi gözüküyor herkes olaya kendi boyutundan bakıp kendi desteklediği aday üzerinden yorumlar yapıyor. İktidar partisi de daha aday belirlemedi, ne proje belli ne yapılacak vaatler. CHP'nin aday adayları arasında benim görebildiğim sosyal medyayı da kullanarak en hızlı çalışmayı sanki adaymış gibi sürdüren Ünal Başkur. Çeşitli platformlarda projelerini anlatıp paylaşıyor, elbette ki proje demek her şey demek değildir ama henüz aday olacağı bile belli olmayan birinin adaymış gibi çalışması güzel. Ünal bey projelerini anlatıyor anlatmasına da, Zaman gazetesinin 13 Şubat 2013 tarihli sayısındaki habere göre CHP genel başkan yardımcılarından Gülseren Onanç CHP'yi takip eden gazetecilere, seçmen davranışları ve partisinin halkla ilişkileri hakkında yaptığı açıklamalarda; CHP'ye verilen oyların daha çok ideolojik olduğunu söylemiş, yani proje en az ikinci planda. Seçimi kim kazanırsa kazansın yeter ki Kırklareli'm kazansın, benim Kırklareli sevgim bunu söyletiyor.
sairmehmet39@hotmail.com                                                                                               0 539 839 75 78

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol