KIRKLARELİ (MEYVELERİN CENNETİ) HAKKINDA - 2 -

Salhane Höyüğü ve Kanlıgeçit kazılarını başarıyla sürdüren Değerli Tarihçi Prof. Dr. Mehmet Özdoğan buradakilerin koloniler olduklarını söylemektedir. Koloniler döneminde Kırklareli'nin adı neydi? Trakya Üniversitesi Arkeoloji Bölümü Öğretim üyelerinden Sema Sandalcı'nın, Yunanlı Yazar Yoannos S. Yanna Kopulos'un yazdığı "En Saranda Ekklisies Tis Anatolikis Trakis adlı kitabından bizim için yaptığı çeviride en çok bilinen adlarından Saranda Ekklesia adı Eski Hellence’de geçmemektedir. Helenistik Dönem'de Kırklareli adının Herakleia olması ihtimali vardır. Tabii Kırklareli'nin bir değil, birçok ismi olduğunu hemen söylemek gerekir. Öyle veya böyle Trakya, Traklar’ın yurduydu. Ve Yunanlı yazar Yoannos S. Yanna Kopulos Trakya adının Thrakes'in eşi Thrassa'dan kaynaklandığını söylemektedir. Ancak bu bilginin kaynağı henüz belli değildir. Tarih Traklar için "Kendileri giden, adları geride kalan" halk nitelemesini yapar. Çok dağınık ve çok çeşitli kabileler, boylar halinde yaşadıkları söylenir. Tarihin Babası kabul edilen Herodotos (Herodot) onlar için "Trakya'nın bütün nüfusu, bütün ülkelerin nüfusundan fazladır. Eğer Trakyalılar bir bütün halinde tek bir kralın yönetimi altında birleşmiş olsalardı, kanıma göre, yeryüzündeki en güçlü ulus olurlardı. Onlarla kimse baş edemezdi. Gerçekte böyle bir şeye olanak yoktur. Bundan ötürü de Trakyalılar zayıf bir ulustur. "Nitekim Traklar tarih sahnesinde kaldıkları sürece dilleri ve kültürleri ile etkili olamamışlardır"
Traklar Güney Avrupa'dan Asya'nın Batı kıyılarına geniş bir alanda yaşamışlar, etkili olmuşlar, çok da değişik kabile isimleri almışlardır. "Kuzey Bulgaristan'da yaşamış olan Getler, Edirne yöresindeki Odrüsler, Marmara Ereğlisi'nde, Kıyıköy (Midye), İğneada, Istıranca Dağları'nda ve Ergene Vadisi'nde yaşayanlar Trak soyundan gelen boylardı. Fakat en ünlü ve güçlü olanları Odrüsler ile Getler'di. "Dağ Trakları, Kralsız Traklar, Kılıç taşıyan Traklar, Darı Yiyen Traklar" diye anıldılar. Dağ Trakları ile Darı Yiyen Traklar Kırklareli'nde yaşayanlardı. Ama Traklar tarihe Asya ve Avrupa Trakları olarak geçtiler. M.Ö. 700'lü yıllarda Grekler (Eski Yunanlılar), M.Ö. 500'lü yıllarda da Persler ile karşılaştılar. M.Ö. 513 yıllarında da Persler’e savaşmadan teslim oldular. Tarihsel değişim ve gelişim sürecinde "Ne Makedon ne de Grek (Eski Yunanlıydılar) Hiçbir zaman da "Denizci Halk" olmadılar.
"M.Ö. bininci yılda Trakya Anadolu Kültürü'ne açık bir coğrafya idi. Burada yaşayanların Tanrıları, fikirleri, inançları Anadolu'dan geliyordu. Fakat yine de Traklar’ın kendilerine özgü bir dil ve dinleri vardı. Ama bugün "ölmüş bir halk "olarak anılmaktadırlar.
M.Ö. 8. yüzyılda Marmara kıyılarında koloniler ve kentler görülmeye başladığında Trakya'nın iç kesimlerinde yaşayan Trak boyları bundan çok etkilendiler. Bir süre saldırdılar ve Trakya'nın şiddetli soğukları karşısında savunmada kaldılar. Ancak M.Ö. V.yüzyıla gelindiğinde bazı Trak boyları Kral Teres yönetiminde birleşerek Edirne - Arda yöresinde Odrüs Devleti’ni kurdukları görüldü. Edirne adı ve geçmişi bu kadar eskilere dayanmaktadır.
Tarih Sahnesi'nde kalmak, tarihsel süreç içersinde özgürlüğü ve bağımsızlığı korumak halklar için zor bir olaydır. Traklar bu zoru aşamamış, nitekim M.S. 46 yılında Trakya artık Roma'nın bir ili olmuştur. "Ordüs Devleti'nin kuruluşundan Roma’nın ili durumuna gelinceye dek geçen beş yüz yıllık süreçte Trakya çok hareketli, çalkantılı bir dönem yaşamıştır. Bu dönmede Trakya’nın tarih sahnesinde Makedonlar, Keltler, Gotlar, İskitler, Persler gibi savaşı bilen, davaları, amaçları, iddiaları olan uluslar görülmüştür.
(Devamı Yarınki Sayıda)

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol