Kırklareli mitolojik yönden kültür yönünden zengin bir bölgede bulunmaktadır. Tarih öncesi zamanların birçok masalı ve Tanrı'sı Tarih sonrası bu yöreye, bu coğrafya bölgesine sarkmıştır. Avrupa Halk Kültürü'nde (Folklorunda) gördüğümüz birçok mitolojik olaylar, gelenekler ESKİ TRAKYA'ya yani bu günkü Türk Trakyası'na kadar gelmiştir. Hatta birçok mitolojik olay bölgemizde cereyan etmiştir. Tanrısal ve masalsal kahramanlar buralarda menkibeler yaratmışlardır. Bu yüzden Trakya'da bazı kentler (Şehirler) efsanelere bürünmüşlerdir. Mesela Kırklareli Efsane Kentler'den biridir. Bu yöreyi "Efsaneler Diyarı" olarak nitelendirmek de mümkündür. Bugünkü adıyla dahi Kırklareli efsane bir yerdir.
Efsanelere göre Kırklareli'nin bir ATASI vardı. Kırklareli'ni o yaratmıştı. O, Polos(Yoğuntaş) Tepesi'nde oturur, bütün Trakya'yı gözetirdi. İnsanları yönlendirir, şiddetten hiddetten korur, güler ve güzel yüzünü gösteririr, iyiliklerde bulunurdu. Zaman zaman da Trakya'yı dolaşır, Kırklar'ın yerini göğünü, ormanlarını, su kaynaklarını korurdu. Daha çok Kaynarca, Pınarhisar ve Poyralı Kaynakları'nda vakit geçirirdi. Tarihte soğuk ve sıcak akan bu 32 kaynakta Trakyalılar yılda bir kez yıkanırlar, kendilerinin günahlarından, hastalıklarından korunduğuna inanılırdı. KIRKLAR'ın ATASI zaman zaman da 8 bin yıl önce Kırklareli'nin Aşağıpınar mevkiinde kurulmuş olan AŞAĞIPINAR KÖYÜ'nü ziyaret eder, bu coğrafya bölgesinde tarihin ilk köyünü kurdukları için insanlarını kutsardı. Aşağıpınar Köylüleri de ona sunaklarda bulunur. Şenlikler düzenlerdi. Kırklareli'nde AŞAĞIPINAR KÖYÜ'nü bulan İstanbul Üniversitesi Öğretim üyelerinden Prof. Dr. Mehmet Özdoğan'dı.
KIRKLAR'IN ATASI en çok ORPHEUS (Orfeus'un) müziğini sever, onu huşu içerisinde dinlerdi. Orfeus'un çaldığı Flüt'ten çıkan yanık müzik nağmeleri yalnız Kırklar'ın Atasını etkilemekle kalmaz, bütün tabiat ve vahşi hayvanlar derin bir sessizlik içerisinde onu dinlerdi. Tearos Taynakları'nda yıkanan, eğlenen Trakyalıların sevinç çığlıkları duyulurdu. İlkbahar geldiğinde Trakyalılar KIRKLARIN ATASI'nın cağrısına uyarak, Mayıs ayında Kırlara koşarlar, Tanrı Dionyaos'un kış uykusundan uyandırdığı doğayı şenliklerle karşılarlardı. Bu Doğa Şenlikleri günümüzde NEV'RUZ ve HIDRELLEZ olarak devam etmektedir.
Tanrı Orfeus müziği sevgilisi Eurydike için çalardı. Bu yüzden Trakyalı kadınlar Eurydike'i kıskanırlardı. Kıskançlıklarını gizleyemeyenler ise çığlık atarlardı.
Kırklar'ın Atası, Şarap ve Bereket Tanrısı Dionysus'a adanmış Trakya'da "ÖRFİK DİN'in Kurucusu" Orfeus'u yanlarına alır, Yunanistan'daki Olimpiyos Dağı'nda oturan Tanrıları dolaşmaya giderlerdi. Tanrıların çoğu orada yaşarlardı. Bu dönem, ÇOK TANRILI Dönem'di. Bugün bu Tanrılar'dan Trakya'da Kırklar'ın adından başka hiçbirşey kalmamıştır. Çünkü insanlık Çok Tanrılı Dönem'den TEK TANRILI Dönem'e girmiştir. TANRI birdir. O, her yerde hazır ve nazırdır. Bizim Şah Damarı'mız kadar bize yakındır. Böyle biline.
Bir hususu açıklamak gerekir: Tarihler Orfeus'un bir Din Hareketi olduğunu, kendisinin şarkıcı, kahin, büyücü olduğunu ve hareketin Trakyada doğduğunu yazarlar.
bence fazla bilgi alamadımm :( üzgünümm..