"KIS EKONOMISI PAHALIDIR EN ÇOK FAKIRI VURUR"

Bugün eski yilin sonu yarin Yeni Yil’in basi olacaktir. Yillar zamani ifade ediyorsa, zamanda kesinti, bölümü yoktur. Bu nedenle zamani takvime uyarlamak, zamani bölümlemek insanoglunun isidir. Tabiiki biz de buna uymaktayiz. Bu nedenle Eski Yil, Yeni Yil tabirlerini kullanmaktayiz.

Yeni Yillari bir eglenceyle kutlamak bir Cumhuriyet Gelenegi’dir. Ancak eglenmek ve eglenenmenin türü ekonomik durumla ilgilidir. Eglenmede köy-kent farki vardir. Köylüler, kasabalilar gibi eglenmek isteselerde eglenemezler. Çünkü köyde eglence mekanlari, köyde eglence imkan ve sartlari sinirlidir. Bizim çocuklugumuzda yada köylerde ögretmenlik yaptigimiz yillarda bu sartlari görmüs ve yasamisizdir. Bu nedenle yeni bir yilin basi eglenceyle kutlanacaksa onu daha ziyade ekonomisi zengin olanlar yapacaklardir.

Nedense yillarin basi ve sonu kis mevsiminin ortasina gelmektedir. Bu yüzden Yeni Yil Eglencesi ayni zamanda bir Kis Eglencesi’dir. Varlikli insanin kisin nasil eglenecegi, eglenmek için nerelere gidecegi malûmdur. Uludag’a gider, Bolu’da Kartaltepe’ye gider, cani isterse dis ülkelere gider. Bu durum varlikli insanin ekonomisine baglidir.

Yoksul Insan’in ekonomisi var midir? Bana göre yoktur. Belki günlük bir küçük hesabi vardir. Böyle bir aile Yeni Yil’da nasil eglenir? Eglenmeyi düsünebilir mi? Kirklareli esrafindan is adami Cevat Gürkas, “Kis Ekonomisi Pahalidir. En çok fakiri vurur” der. Simdi Türkiye bir Kis Ekonomisi yasamakta, bu ekonomi en çok da fakirin belini bükmektedir. O halde fakir kimdir?

Ekonomistlere göre günlük geliri ile günlük ihtiyaçlarini karsilayamayan insan veya aile fakirdir, yoksuldur. Türkiye’de yaklasik 20 milyona yakin insan fakirdir ve bunlarin bir kismi da açlik sinirinin altinda yasamaktadir. Ne yazik ki ülkemiz fakirligi yenememis, sefaleti ve cehaleti ortadan kaldiramamistir. Simdi bu insanlarin Yilbasi Eglencesi mi olur? Siz bacasi tüten her evde refah oldugunu zannetmeyin. Ateste kaynayan tencerede et mi kaynar dert mi kaynar kimse bilmez. Atalarimiz “Fakirlik atesten gömlektir” demislerdir.

Günes nasil topragi sikar, çatlatirsa fakirlik de insani perisan eder. Bunun için insanin hedefi refahdir. Cumhuriyeti kuranlar bu halki “Bir lokma, bir hirka” felsefesinden, hayat biçiminden kurtarmayi hedefleyip yetisen kusaklara bunu gerçeklestirmeyi birakmislardir. Süphesiz cumhuriyet bu baglamda büyük mesafe almistir. Seksenbes yil öncesine göre hayat biraz seviye kazanmistir. Insanlar yer sofralarindan, yer yataklarindan, içi sap dolu yastiklara basini koymaktan, tuzla bibere banmaktan, beyaz ekmegi kara ekmege katik yapmaktan büyük ölçüde kurtulmuslardir ama bu cumhuriyet halki için yeterli degildir. Mesut ve bahtiyar bir halk için daha fazla refah gereklidir. O da borç alip yemekle olmaz. Daha fazla çalismak, daha fazla tasarruf etmekle olur. Hedef bu olmalidir. Hayatin 24 saat oldugunu unutmamak lazimdir. Bir Ingiliz ekonomi bilgininin bize tavsiye ettigi gibi, “24 saat yerine 25 saat çalismak” zorundayiz. Benim yas 80’e merdiven dayamistir. Ben size bunlari söyleyebilmek için sabahin köründe kalkip yaziyorum. Bu söylemi de gönüllü yapiyorum. Karanliktan sikâyet ettigim için kalkip bir mum yakiyorum. Insanin atesböcegi kadar bir aydinligi varsa onu karanliga tutmalidir diyorum. Demek istiyorum ki çalismaya, yoksullugu yenmeye, refahi yakalamaya inanmak ve bunda kararli ve de israrli olmak lazimdir. Zamana “Dur gitme” demek mümkün degildir. Onu bosa geçirmemek lazimdir. Bosa geçen zaman bilelimki bizi fakirlestiren, çalismaktan alikoyan zamandir.

Saglikli, basarili, huzurlu bir Yeni Yil dilegiyle...  

                                   nazifkaracam@gazatetrakya.com        

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol