KITABIN DA DÜSMANLARI OLUR MU DEMEYIN

Görebildigim kadari ile ulusal basin bu yil Kütüphane Haftasi’na pek ilgi göstermedi. Bunun seçimlerle ilgisi oldugunu saniyorum. Oysa Türkiye için, halkimiz için Kütüphane ve Kitap çok önemli sorundur. Sorunun önemi kitap ve kütüphane fukarasi ve okuma özürlü olmamizdan ileri geliyor. Bazi yazilarimda ifade ettigimi bu yazimda da ifade edecegim: Peygamberin ümmeti, Mustafa Kemal Atatürk’ün milleti okumuyor. Dünyanin kitap okudugu bir zamanda Türkiye’de insanlarin kitap okumamasi düsündürücü bir olaydir.

Niye okumadigimiz üzerinde durmayacagim. Çünkü cümle alem ve dünya da biliyor ki Türkiye’de kitap okunmuyor. Ileri ülkeler ayda en az bir kitap okurken bizim insanlarimiz ayda 6 saat, on yilda bir kitap okumaktadir. Bu durum da gösteriyor ki bizde KITAP KÜLTÜRÜ yoktur. Hatta Türkiye’de bir yilda basilan kitap adedinden kisi basina düsen kitap da yoktur. Çünkü ileri ülkelerde bir kitap yüz bin, bir milyon adet basarken bizde bir kitap en çok iki veya üç bin basmaktadir. Çünkü kitabin alicisi ve okuyucusu yoktur.

Kütüphane sayisi açisindan da ileri ülkelerin çok gerisindeyiz. Ülkemizde Halk Kütüphaneleri, Üniversite ve Okul kütüphaneleri dahil, toplam 7 bine yakin kütüphane vardir. Buralarda bulunan kitap sayisi 30 milyon dolayindadir. Oysa 8-10 milyon nüfusu olan Bulgaristan’da 8 bin 700 kitaphane, bu kütüphanelerde ise 73 milyon kitap vardir. Bizde ise kitap için kâgit sarfiyati yilda 14 bin ton iken tuvalet için kâgit harcamamiz 39 bin tonu bulmaktadir. Bu durumda akla su gelebilir: Türkiye’de Kitap Düsmanligi mi vardir?

Türkiye’de Kitap Düsmanligi yoktur denemez. Çünkü çok partili hayatta yasanmis iki Kültür ve Kitap Düsmanligi olayi vardir. Biri 1950 yilinda ATATÜRK’ÜN KURDUÄzU HALKEVLERI ve HALKODALARI’nin kapatilmasiyla bodrumlara atilan milyonlarca kitap vardir. Ikinci Kitap Düsmanligi Olayi 1980/12 Eylül Darbesi ile yasanmistir. Fasist baski nedeniyle Cumhuriyet Aydinlari kitaplarini yakmak, su kuyularina atmak ve topraga gömmek zorunda kalmislardir. Tabii bütün bu olumsuzluklar bizim kaldigimiz yerden itibaren tekrar kitap okumamiza, evlerimize kitap almamiza mani degildir ve olmamalidir. Kitap okumamaya bu olaylari mazeret göstermek yanlistir.

Ancak Türkiye’de bu olaylarin, bu kitap düsmanligina karsi KITAP KURTARMA OLAYI’da yasanmistir. 1939 yilinda korkunç Erzincan Depremi’nde, Erzincanli aydinlar, orada memur ve ögretmen olarak çalisanlar depremde kütüphanedeki kitaplari kurtarmayi basarmislardir. Bu KITAP SEVERLIK Olayi’ni o sira Erzincan’da ögretmenlik yapan, sonradan Istanbul Üniversitesine hoca olan Aziz Dostum Prof. Dr. Cahit Tanyol’dan dinlemisimdir.

Dogalki dünyada da kitap ve kütüphane yakmalar, kitap kurtarmalar olmustur. Cumhuriyet tarihinin ilk Kültür Bakani Prof. Dr. Talat Halman bir yazisinda bu baglamdaki birkaç olayi söyle yazmistir:

“Milattan önce 250 yilinda Çin’de Konfüçyüz’ün kitaplari yakilmisti. Milattan önce 215 yilinda ise, Çin Seddi’ni yaptirmis olan imparator Si Huang Ti, uygarlik tarihinin kendisiyle baslamis oldugunu göstermek amaciyla kendinden önceki tüm eserleri yaktirmis, yiktirmis ve 400 bilim ve sanat adamini diri diri gömdürmüstür.”

“Milattan sonra 132 yillarinda ise Musevi düsünürü Sen Yusuf Akiba’yi kaziga baglamislar, onu ve Tevrati, Ahd-i Atik-i atese vermislerdir. Ateste kitaplarin yandigini ve yanmakta oldugunu gören Musevi düsünür, “Kâgit yanip kül olsa da, sözler uça uça yasar” diyerek dünyaya bir mesaj birakmistir.

Roma Imparatoru Sezar M.S.48 yilinda Iskenderiye’deki ünlü kütüphaneyi yaktirmistir. 700 binden fazla yazma eser kül olup gitmistir. Bu yanma olayindan yaklasik 341 yil sonra ayni kütüphaneyi bu sefer Bizans Imparatoru Teodosius yaktirmistir. Kütüphaneyi üçüncü defa yaktiran ise Hz. Ömer olmustur. Hz. Ömer elinde Kur’an’i tutarak, “Kitaplari yakin, çünkü tüm kitaplarin özü bu kutsal kitapta toplanmistir” demistir.” 1934 yilinda Almanya’nin basinda bulunan Hitler de milyonlarca kitabi yaktiranlardan biridir. Daha sonra da ülkeden bilim adamlarini kovmus, Musevi kökenli 6 milyon insani yakmistir.

Görülüyorki kitap ve aydin düsmanligini yapanlar krallar, diktatörler ve fasist devlet adamlari olmustur. Atatürk ise kendi aleyhinde yazilan bir kitabi yasaklayan hükümete çikismis, “Birakin insanlar okusunlar, benim ne oldugumu anlasinlar. Yasaklamayin” demistir. ATATÜRK FARKI budur.              

                                   nazifkaracam@gazetetrakya.com

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol