Geçen hafta, “Kıyâmet”in ne demek olduğundan, nasıl kopacağından ve küçük alâmetlerinden birer nebze bahsettik... Hadîs-i şerîflerde, “Kıyâmet”in kopmasından önce, on büyük alâmetin çıkacağı da bildirilmiştir. Bu alâmetlerden birisi ortaya çıkınca, diğerleri birbiri ardından meydâna gelecektir. Cennet’e ve Cehennem’e gideceklerin adedi tamâm olunca kıyâmet kopacaktır.
Eshâb-ı kirâmdan bir cemâatin, kıyâmetten konuştuğu bir sırada, Peygamber Efendimiz buyurmuştur ki: “On büyük alâmet görülmedikçe kıyâmet kopmaz. Bunlar: 1- Duhân (duman), 2- Deccâl, 3- Dâbbetül-arz, 4- Ye’cûc ve Me’cûc'ün çıkması; 5- Îsâ aleyhisselâmın gökten inmesi; 6- Güneşin batıdan doğması; 7-8-9- Doğuda, Batıda ve Arabistân'da yer batması/çökme olması; 10- Bunlardan sonra Yemen'den bir ateşin çıkıp, insanları bir araya getirmesidir.” (Müslim)
Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî, Nesâî, İbn-i Mâce, İmâm Ahmed, Taberânî, İbn-i Hibbân ve İbn-i Cerîr’deki hadîs-i şerîflerde, şu on alâmetin çıkacağı bildirilmiştir:
1- Hazret-i Mehdî gelecek. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Kıyâmet kopmadan önce, Allahü teâlâ, benim evlâdımdan birini yaratır ki, ismi benim ismim gibi, babasının ismi, benim babamın ismi gibi olur. Ondan önce dünyâ zulümle dolu iken, onun zamanında adâletle dolar.” [Tirmizî]
2- Deccâl gelecek. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki: “Deccâl çıkar, tanrı olduğunu söyler. Onun tanrılığına inanan kâfir olur.) [İbnü Ebî Şeybe]
3- Hazret-i Îsâ gökten inecek. Kur'ân-ı kerîmde meâlen buyuruluyor ki: “Allah’ın Resûlü Meryem oğlu İsâ’yı öldürdük dedikleri için Yahûdîeri lanetledik. Onlar İsâ’yı öldürmediler, asmadılar da. Öldürülen, kendilerine İsâ gibi gösterildi...” [Nisâ, 157] “Elbette o [Hazret-i İsâ’nın kıyâmete yakın gökten inmesi], kıyâmetin yaklaştığını gösteren bilgidir. Sakın bunda şüphe etmeyiniz!” [Zuhruf 61, Beydâvî Tefsîri]
Hadîs-i şerîfte de buyuruldu ki:
“İsâ, âdil bir hakem olarak gökten inecek, haçı kıracak [yani Hıristiyânlığı kaldıracak], domuzu öldürecek [yani domuz etini yasaklayacak], İslam’dan başka şeyi yasaklayacaktır.) [Buhârî, Müslim, Ebû Dâvûd, Tirmizî, İbn-i Ebî Şeybe]
4- Dâbbetü’l-arz çıkacak. Bu husûstaki hadîs-i şerîflerden birinin meâli şöyledir: “Dâbbetü’l-arz, Mûsâ’nın asâsı ile mü’mine dokunur, alnına ‘Cennetlik’ yazılır, yüzü nûrlanır. Kâfire, Süleymân’ın mührü ile vurur, ‘Cehennemlik’ yazılır, yüzü simsiyâh olur.” [Tirmizî] Bu hayvândan Kur'ân-ı kerîmde de bahsedilmektedir. [Neml, 82]
“Zengine malı için tazîm edilecek, fuhuş yayılacak, gayr-i meşrû çocuklar çoğalacak. Büyüğe hürmet, küçüğe de merhamet edilmeyecek. Kurtlar, kuzu postuna bürünecek.” [Hâkim]
“Kötü kadınlar çoğalıp, fuhuş bir toplum içinde yayılırsa, halk, daha önce görülmemiş [frengi, AIDS gibi] bulaşıcı hastalıklara marûz kalacak. Ölçüde, tartıda hîle yapılacak ve geçim darlığı baş gösterecek.” [Beyhekî]
“Çalgı her yere yayılacak, güvenlik güçleri çoğalacak.” [Beyhekî]
“Livâta [Lût aleyhisselâmın kavminin çirkin işi] mubâh sayılmadıkça, gökten taş yağmadıkça kıyâmet kopmaz.” [Deylemî]
“Kardeşler farklı dînden olmadıkça kıyâmet kopmaz.” [Deylemî]
“Ulemâ, halkın istediği yönde fetvâ verip, helâle harâm, harâma helâl derler; Kur'ânı ticârete/menfaate âlet ederler.” [Deylemî]
“Bir câmide binden fazla kişi namaz kılacak, fakat, içlerinde bir tane mü’min bulunmayacak.” [Deylemî]
“Yağmurların bereketi kaldıkça kıyâmet kopmaz.” [Ebû Ya’lâ]
“Çocuklar öfkeli olmadıkça, büyüğe saygısızlık yapılmadıkça kıyâmet kopmaz.” [Harâitî]
“Kur’ân-ı kerîm kalkmadıkça kıyâmet kopmaz.” [Ebû Nuaym]
“Kur'ân [Radyo, TV gibi] çalgı âletlerinden okunacak.” [Terğîbü’s-salât]
“İnsanlar, yalnız malın/paranın gelmesini düşünecekler, helâlini-harâmını düşünmeyecekler.” [Riyâdu’n-Nâsıhîn]
İslâm âlimleri, Kıyâmetin küçük alâmetlerinden bazılarını da şöyle zikretmişlerdir:
“...Oyun ve çalgı âletleri çok kullanılır. Adam öldürmek ve fitne çok olur. Her köşede zâlim ve cebbârlar görünüp, zorla insanların mallarını ellerinden alırlar. Tuğyân, taşkınlık yapılıp, yeme, içme ve giyinmede isrâf edilir. Deccâl vekîlleri çıkıp, insanları doğru yoldan çıkarırlar. Doğru söyleyene insanlar kızıp, onu başlarından kovmaya, işinden ayırmaya çalışırlar.
Erkek karısına uyup, anasına muhâlefet ve isyân eder. Kadınlar kocalarına karşı gelir ve dediklerini yapmazlar. Erkek ile kadınlar arasında harâma/günâha vâsıta olanlar çok olur.
Gençler, günâhlara dalıp, kadınlar işi azıtarak hem kendileri baştan çıkarlar, hem de başkalarını baştan çıkarırlar. Hadîs-i şerîfte; “Gençleriniz fâsık olunca, sizin hâliniz ne olur?” ve “Kadınlarınız taşkınlık edip, İslâmiyetin hudûdunu aşınca hâliniz ne olur?” buyuruldu...” [İbn-i Hacer-i Mekkî el-Heytemî, İmâm-ı Süyûtî]
Sual: Vefat edenlerin yakınlarına taziye için ne denir, taziye kaç gün devam eder ve bu konuda nasıl hareket edilir?
Cevap: Meyyit sahiplerinden büyük, küçük erkeklere ve yaşlı kadınlara rast gelince, taziye etmek, yani "başın sağ olsun" demek gibi, sabır tavsiye etmek müstehabdır. Taziye için; “A’zamallahü ecrek ve ahsene azâek ve gafere limeyyitik” denir ki; “Allahü teâlâ, sevabını, dereceni arttırsın ve güzel sabır etmeni nasip eylesin ve meyyitinin günahlarını affeylesin” demektir. Musibetlere, elemlere sevap olmaz. Bunlara sabretmeye sevap verilir. Fakat, elemlere sabredilmese de, günahların affına sebep olurlar. Hastalık da musibettir. Meyyit sahibinin, taziye için, üç günden az, bir yerde bulunması caiz ise de, camide beklemesi ve kadınların hiçbir yerde beklemeleri caiz değildir.
***
Sual: Ölen süt çocuğunun cenazesi de, tabuta konularak mı götürülür?
Cevap: Ölen süt çocuğunu ve biraz büyüğünü, bir kişi iki eli üzerinde götürür. Bu kişi, hayvan üzerinde de olabilir. Büyük çocuklar ise, tabut ile götürülür.
***
Sual: Bir kimse, tarlasından çıkan mahsulün uşrunu vermeden bunları kullansa, haram mı işlemiş olur?
Cevap: Konu ile alakalı olarak İmâd-ül-islâm kitabında deniyor ki:
“Çift sürmekle hasıl olsun, bağdan hasıl olsun, mahsulün onda birini fakir Müslümana vermeden önce yemek haramdır. Eğer ölçü ile çıkarıp yedikten sonra, yediğinin de uşrunu hesap edip verirse, önce yemiş olduğu helal olur. On kile buğday alan, bir kilesini Müslüman fakire vermezse, yalnız o bir kilesi değil, on kilenin hepsi haram olur.”
***
Sual: Bir kimsenin tarlasına, sahibinden izin almadan buğday eken kimse, elde ettiği buğdayı kullanabilir mi?
Cevap: Konu ile alakalı olarak İmâd-ül-islâm kitabında deniyor ki:
“Sahibinin rızası yok iken, onun yerini, tarlasını ekip mahsul alan kimseye, elde ettiği mahsulden yalnız masrafı, sermayesi kadarı helal olup, fazlası haram olur. Fazlasını fakirlere sadaka vermesi lazımdır.”
***
Sual: Bir kimse, ölmeden önce kendisi için mezar hazırlayabilir mi?
Cevap: Bir kimsenin, hayatta iken, kendisi için kabir kazdırması caizdir. Kabir, kendi mülkünde ise, ona mahsus olur. Kendi mülkünde değilse, kabristanda yerini satın almamışsa, başkası da oraya gömülebilir.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol