“Kırklareli afet bölgesi ilan edilmeli” Trakya’da sıcaklar ayçiçeğini vurdu

Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ olarak ülkenin Ayçiçek üretiminde yaklaşık olarak yüzde 43’ne sahip. Neredeyse yarısına denk gelen üretim rakamlarının gerçekleştiği bölgede yaşanacak verim düşüşünün ülke ekonomisi ve üretimine önemli etkilerinin olacağı belirtiliyor.
Trakya’da sıcaklıklardan kaynaklı sorunların yaşandığını ifade eden DEVA Partisi Trakya Milletvekili Cem Avşar, Kırklareli, Edirne ve Tekirdağ’ın afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğini ifade etti.
Avşar, Trakya’da beklenen
 ayçiçeğinde rekolte düşüşünü meclise taşıyor
DEVA Partisi Trakya Milletvekili Cem Avşar, Trakya’da yaşanan aşırı kuraklık sebebiyle üreticinin ayçiçeğinde çok yüksek rekolte düşüşü beklemesinden dolayı Trakya’nın afet bölgesi ilan edilmesi için kanun teklifi verdi.
Üreyiciyi yüzde 50’ye varan
rekolte düşüşü korkusu sardı
Milletvekili Avşar, kanun teklifinin gerekçesinde; “Ülkemizin ayçiçeği üretiminin yaklaşık yüzde 43’üne karşılayan Trakya’da verimin yüzde 50’ye kadar düşmesi beklendiğini” belirten Avşar, Trakyalı çiftçimize hükümetin sahip çıkması ve afet bölgesi ilan etmesi gerektiğini ifade etti.
Uzmanlar, yağış düzensizliğinden dolayı erken ekimde mildiyo hastalığı, geç ekimde mantari hastağı riskine dikkat çekiyor
Avşar, “Üreticiler ve sektör temsilcilerinden ile edindiği bilgilere göre; mevsim normalinde seyretmeyen yağış düzensizlikleri sebebiyle ayçiçeğinin erken ekimi, mildiyo hastalığı riski taşırken; geç ekilmesi durumunda ise, çiçek döneminde yakıcı sıcaklarla birlikte rekolte düşüklüğü ihtimali oluştuğunu, aşırı sıcak ve nemden dolayı bitkinin strese girdiğini ve mantar hastalıklarının görülmeye başlandığını dile getirdiklerini” belirtti.
Yüksek sıcaklık etkisiyle bitkide abiyotik stresler görülmektedir
Avşar, gerekçede; “Son dönemde yaşanan yüksek sıcaklıklarında etkisiyle, yetersiz kök gelişimi, bitki boyunda kısalık, yaprakta küçülme vb. abiyotik stresler, bitkinin generatif döneme erken geçişine sebep olduğunu, yüksek sıcaklık ve kuraklığın halen devam ediyor olmasıyla tablalarda küçülme ve tabla yapraklarında yanıklar oluştuğunu ve verim kayıplarının uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 45-50 düzeyinde olacağını” belirtti.
Yüksek maliyetler cabası
Avşar, “Ayrıca üretim maliyetlerinin yüksekliği nedeniyle, ileri sezonlarda ürün deseninde ayçiçeği aleyhine değişim olması endişesi bulunduğunu” ifade etti.
Trakya ivedilikle afet bölgesi
 ilan edilmelidir
Avşar, bütün bu gerekçeye bağlı olarak yaptığı kanun teklifinde Tarım Kanununun 22. maddesinin başlığına “doğal afetlerden korunma” ve içeriğine de “aşırı kuraklık, sel ve haşere istilası gibi doğal afetlerin zararlarını bertaraf etmek” ibarelerinin eklenmesi gerektiğini önerdi.  Avşar, kanunda yapılacak bu değişikliğe dayanarak aşırı kuraklık ve bitkisel hastalıkların beraberinde getireceği bu büyük zararların bertaraf edilmesi için Trakya’nın bir an evvel afet bölgesi ilan edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Sulama
Ayçiçeği bitkisinin su ihtiyacı, yetişme periyodu boyunca yaklaşık 700-800 mm. civarındadır. Bu nedenle yüksek ve arzulanan verimi alabilmek için yağışın az olduğu yıllarda aradaki farkın, sulamaya uygun yerlerde, mutlaka sulama suyuyla verilmesi gerekir. Toprakta bitkilerin su ihtiyaçları toprak tansiyonemetresiyle ölçülür. Ayçiçeğinde en hassas devre, çiçeklenme öncesi tablaların oluşmaya başladığı devre ile süt olum devresi arasıdır. Bu devrede oluşan, suya olan stres, verimde geri gelmeyecek kayıplar ortaya çıkarır. Özellikle ayçiçeği bitkisinin suya duyduğu ihtiyaç, çiçeklenme zamanında en üst seviyeye çıkar. Bundan dolayı bu devrelerde yağış yoksa, yüksek verim için ayçiçeği mutlaka sulanmalıdır. Eğer sulama yapılacaksa, bitkiler 45-50 cm. boyunda bir sulama, tabla teşekkül ettiği devrede süt ve olum devresinde yapılacak olan birer sulama ile toplam üç defa su verilmesi verimi % 100 oranında arttırır. Eğer iki sulama yapılacaksa, biri çiçeklenme öncesinde, diğeri de çiçeklenme sonrasında yapılmalıdır. Eğer tek sulama yapılacaksa yağışa da bağlı olarak çiçeklenme başladığında yapılmalıdır. Özellikle sulanan alanlarda dekara atılan bitki sayısını ve verilecek gübre miktarını bir miktarı arttırmak verim artışı için gerekli diğer faktörlerdir.
Hastalık ve zararlıları
Ayçiçeğinin ülkemizde en önemli zararlısı orobanş parazitidir. Ancak bu parazite dayanıklı hibritler piyasada mevcuttur. Bunun yanında ülkemizde bazı yıllarda ve bölgelerde problem olan diğer hastalıklar ise, ayçiçeği mildiyösü, sap, kök ve tabla çürüklükleridir. Yazı yağmurlu geçen yıllarda, tabla çürüklükleri (Rhizopus, Botrytis) yoğun olarak görülmektedir. Ayçiçeğinin en önemli problemlerinden olan ayçiçeği mildiyösüne karşı ise, hibrit tohumlar Metalaxyl ile ilaçlı olup, hastalık yüzde 100 oranında kontrol edilmektedir.
Ancak özellikle sulu alanlarda ortaya çıkan Sclerotinia kök ve sap çürüklüğüne karşı dayanıklı çeşit olmayıp, hastalığı yüksek etkin biçimde kontrol eden ilaçlı mücadelesi de yoktur. Ülkemizde ekonomik zarar eşiğini aşan ayçiçeği zararlıları şu an için mevcut değildir. (N.Şensöz)

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol