Kirklareli'deki rüzgarin ardindan Kiliçdaroglu, Babaeski ve Lüleburgaz'daydi;

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Baskani olduktan sonra Trakya'ya ilk ziyaretini Haziran ayi içerisinde gerçeklestiren Kemal Kiliçdaroglu bölgeye ikinci çikartmasina önceki gün Kirklareli'den basladi. CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu, Kirklareli Merkezi'nde gerçeklestirdigi mitingini tamamladiktan sonra Kavakli Beldesi'ne ugradi ve burada bir muhtarlik binasinin açilisini yapti.  
Genel Baskan Kiliçdaroglu, daha sonra Babaeski ilçesine geçti. Çevik Kuvvetin güvenlik açisindan büyük önlemler aldigi Babaeski Ilçesi'nde, Genel Baskan Kiliçdaroglu, sehrin girisinde Belediye Baskani Av. Abdullah Haci ve CHP Ilçe Baskani Av. Irfan Altinel tarafindan çiçeklerle karsilandi. 
Seçim otobüsü ile Fatih Caddesi'nden halki selamlayarak belediye binasi önüne gelen Kiliçdaroglu, burada belediye bandosu esliginde marslarla ve halk tarafindan büyük bir cosku ile binlerce karanfil atilarak karsilandi. 
Belediye Baskani Av. Abdullah Haci, Genel Baskan Kiliçdaroglu'nun boynuna Babaeskispor sali takti.
"Basbakan Kemal, Basbakan Kemal" sloganlari ile halk tarafindan sik sik konusmasi kesilen Genel Baskan Kiliçdaroglu, seçim otobüsü üzerinden yaptigi konusmasinda sunlari söyledi: "Karanligin sonunda günes dogacak. Günes insallah Babaeski'de dogacak ve Türkiye'ye, yayilacak. Siyasete girerken söz verdim; bir halka yalan söylemeyecegiz, iki kendimiz degil halki düsünecegiz, üç dokunulmazliklari kaldiracagiz, dört yetim hakki yiyenden hesap soracagiz, nereye kaçarsa kaçsin yakalayip hesabini soracagiz. Bu ülkenin isçisi, çiftçisi, memuru, emeklisi herkes gülecek, herkes mutlu olacak. Bu düzene Recep Beyin düzeninden halk memnun mu? Emekli, esnaf memnun mu? Memur Kemal'in sözünü veriyorum. Halkin iktidarinda Recep Beylerin düzenini bozacagiz. Tarim bu bölge için çok önemli çiftçi sabahin köründe kalkar, tarlaya gider, ürününe bakar, degerine bakar, çocugu gibi bakar, ürününü alir ve der ki ektigim ürünün alin terinin karsiligini acaba alabilecek miyim? Trakya köylüsü ektigi ürünün yani alin terinin karsiligini aliyor mu? Yillardir söylüyoruz almiyor diyoruz, ihmal edildi diyoruz. Dünyanin en pahali mazotunu çiftçiye satacaksin, en pahali gübresini çiftçiye vereceksin, en pahali ilacini çiftçiye vereceksin, elektrik borcu olacak ondan sonra taban fiyatini dogru düzgün vermeyeceksin. Basbakan Kemal dedikçe, Recep Beyinde ezberi bozuluyor. Ne yapacagiz? Recep Beylerin önce ezberini, sonra kimyasini, sonrada insallah düzenini yikacagiz. Bu düzeni haramilerin düzenidir. Haramilerin düzenini yikmakta bizim görevimizdir. AKP ayristiran bir partidir, AKP toplumu bölen bir partidir. O koltuktan onlari indirmek bizim görevimizdir. Halkin düzeninde yurttasa hesap vermek ilimli bir görevdir. Recep Bey neden korkuyorsun? Kaldir dokunulmazliklari korkmuyorsan hesabini ver. Veremez, hesap veremeyen halki düsünemez cebini düsünür. Bunlar Ahmet Arifin dedigi gibi asimiza ekmegimize göz koyanlardir. Bunlari alacagiz laik olduklari yere gönderecegiz. Referandumda Anayasa degisikligi gelecek önümüze 26 tane soru soruyorlar, tek cevap istiyorlar "Evet mi", "Hayir mi" Hayirsizlari mutlaka gerekli sekilde ödüllendirmemiz lazim sandiga gömerek. Hayirsizlarin bu milletin yakasindan inmesi lazim. Åzimdi o kadar korkuyorlar ki önceden hayirlara vesile olsun. Åzimdi korkudan bunu söyleyemiyorlar. Hayirli bir is yapmaktan bile korkuyorlar. Bu ülkenin insanlari herkesin asinin isinin oldugu bir ülke istiyor. Bu arada birde sizin yillardir sikâyet ettiginiz ergene nehrinin kirliligi var degil mi? Recep Bey ne diyordu, ben çevrecinin daniskasiyim. Ama nasil çevreci ben bir türlü anlayamadim. Ama halkin iktidarin göreceksiniz ergene nehrinde balik tutacaksiniz. 12 Eylül Anayasasi'ndan daha agir bir Anayasaya "Hayir" diyecegiz ki degisimin yolu açilsin. "Hayir" diyecegiz ki isçisi, çiftçisi, memuru mutlu olsun. "Hayir" diyecegiz ki sosyal devletin yolu açilsin refaha ulasilsin. Çünkü biz biliyoruz ki bu topraklardan nazim hikmetler yetisti. Ne diyordu Nazim Hikmet "Bir agaç gibi tek ve hür bir orman gibi kardesçesine" yasayacagiz. "
Halka konusmasini tamamlayan Genel Baskan Kiliçdaroglu, Babaeski Ilçesi'nden, Lüleburgaz Ilçesine hareket etti. Lüleburgaz’da da halka seslenen Kiliçdaroglu’nun bu konusmalarini yakindan takip eden Hürriyet Gazetesi köse yazari Ayse Arman da dünkü kösesinde durumdan ‘umutlu’ olduguna yer verdi. 
Iste o yazi
Ayse Arman’in dün yayinlanan yazisi söyle: “
Kemal Kiliçdaroglu’yla 4 miting gezdim
Oley!
Hayatimda ilk defa bir seçim otobüsünün             içindeyim.
En önde CHP Genel Baskani Kemal Kiliçdaroglu.
Ayakta.
Ne emniyet kemeri ne baska bir önlem.
Ani bir frende disari firlar, Allah korusun.
Aklim çikiyor.
Ama benden baska buna takan yok.
*
Trakya’ya gidiyoruz. 
Ilk durak Kirklareli, sonra Babaeski, sonra Lüleburgaz... 
Seçim otobüsü, belediye otobüsü gibi masallah, her durakta, o ilin ve ilçenin baskanlari, milletvekilleri ekleniyor. 
Gittikçe kalabaliklasiyoruz. 
Ama herkesin yüzü gülüyor. 
Bir bayramlasma havasi.
Birinci agir top Kemal Kiliçdaroglu, Önder Sav otobüsün ikinci agir topu. Sonra Gürsel Tekin ve Hakki Süha Okay...
Kemal Kiliçdaroglu, simdiye kadar gördügüm en sahici, en duyarli insanlardan biri. 
Ve empati yetenegi tavan yapmis durumda. 
Otobüsün içinde ayakta dururken, görüs alanina giren herkese ama herkese balkonlardan sarkanlara, otobüsün pesinden kosanlara, yolu kesenlere sesleniyor, selam veriyor, gülümsüyor, bir sekilde iliski kuruyor.
Küsmesin diye elini uzatan herkese dokunuyor.
Onu korumak isteyen polislere aldirmadan, otobüsten firlayip gidiyor, özellikle çocuklulara, yasli teyzelere sariliyor...
Bir saat degil, iki saat degil, bütün gün yapti.
Åzasirdim.
Kirklarleli’nde, Babaeski’de, Lüleburgaz’da mitinglerdeki gençlerin ve kadinlarin çoklugunu görünce de sasirdim.
Hani CHP, yaslilarin partisiydi?
Yoksa, gerçekten de büyük bir degisim mi gerçeklesiyor?
*
Üç gün önce Kopenhag’ta büyük bir rock konseri izledim, 35 bin kisilik.
Ve gözümü kirpmadan söyleyebilirim ki, Kemal Kiliçdaroglu da kitleleri etkilemek açisindan kendi çapinda bir rock star.
Insani çok etkileyen, saygi uyandiran mütevazi bir hali var ama kendine güveni muazzam ve beden dili degismis, sahnede artik yürüyerek konusuyor, üstelik çok rahat dogaçlama konusabiliyor, elinde kagit yok, her hangi bir ekrandan da okumuyor.
“Her mitingte ben de yeni bir sey ögreniyorum” diyor, 23 Mayis’tan beri adim adim Türkiye’yi dolasiyor, su ana kadar 53 il dolasmis, 400’ün üzerinde miting gerçeklestirmis.
Il il degil, ilçe ilçe dolasiyor, biraksan mahalle mahalle de gezecek.
45 derece sicakta bile, saat gecenin 12’sinde bile çalisiyor Kemal Kiliçdaroglu, gerçekten çalisiyor.
Onlarin söylediklerine göre Basbakan daha 22 il ziyaret etmis.
Dili entelektüel degil, insanlari yakaliyor, göz temasi var, bazen bir pankart üzerinden miting kitlesiyle interaktif iliski kuruyor.
Trakyalilarin ona olan ilgisi, bana çok gerçek geldi.
Miting alanindakiler de toplama bir kalabalik degildi, belli ki isteyerek gelmisler.
*
En çok kullandigi cümleler...
“Evet derseniz Recep Bey’i kurtarirsiniz, hayir derseniz memleketi...”
“Önce yasayi degil, kafayi degistirsin!”
“Recep Bey, ben, sizden biriyim diyor, sokak aralarinda su sattim, simit sattim, çay sattim diyor ama su an dolar milyoneri, sizin gibiyse o da, neden siz onu kadar zengin degilsiniz...”
“Sirlar, devlette mezara gitmez, mafyada gider. Recep Bey niye açiklamiyor Yasar Büyükanit’la ne konustugunu? Neden söylemiyor sonradan ona neden üstün hizmet madalyasi taktigini?
“Söz müüü? Peki o zaman söz verdiginizi Recep Bey de duysun, ezberi bozulsun. Ben onun kimyasini da bozacagim!”
*
Ben gazetelerden, televizyonlardan izleyince Kiliçdaroglu ve Basbakan arasinda hiç bitmeyen bir kapisma var zannediyordum. Tam öyle degilmis.
Kiliçdaroglu’nun konusmasi bir bütünlük içinde.
Sadece bir bölümü o kapismaya yönelik.
Içinden o kisimlari çekip çikarinca, sanki baska bir sey söylemiyor gibi duruyor.
Oysa, altini çizdigi, yarginin bagimsizligi...
Siyaset tarafindan ele geçirilmesinin önlemesi...
Bunlari da güzel anlatiyor.
*
4 miting’de de çok yaratici pankartlar vardi.
Beni en çok eglendiren pankartlardan biri suydu:
“Delikanlilik ömür boyu sürer, artizlik one minute!”
Seçim otobüsü ise bir baska alemdi.
Bir aile gibi oluyorsunuz.
Arkada “war room” diye bir oda var, stratejiler konusuluyormus.
Çaylar, kahveler geliyor.
Hatta köfte ekmek.
Uzun uzun sohbetler yapiliyor.
Kiliçdaroglu, CHP’li eski siyasilerin söyledigine göre, parti içinde ne kadar küskün varsa hepsini baristirmis.
*
Ve Istanbul...
Ooooo oooo...
Inanilacak gibi degil.
Müthis bir kalabalik.
Çaglayan’a dört koldan insan akmis.
Gerçekten büyük bir gösteri.
Belli ki içlerinden gelmis, meydana akmislar, katilimci bir topluluk...
CHP için, gerçekten çok çok umut vericiydi... Bizim için de...

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol