Kirklareli'nin Pinarhisar Ilçesi'nde dogan Hacettepe Üniversitesi Tip Fakültesi Iç Hastaliklari Ana Bilim Dali Enfeksiyon Hastaliklari Ünitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, saglik portali Medimagazin'in akademisyenlerin tanitildigi sayfanin konugu oldu. Gazete, basarili doktorla uzun bir söylesi yapti. Prof. Dr. Ünal, Türkiye'de AIDS hastaligi konusunda egitimden geçmis nadir uzmanlardan biri. Çesitli dergilerde yayinlanmis 250'si yurt disi olmak üzere yaklasik 400 yayini bulunuyor.
Meslegine Hacettepe Üniversitesi Tip Fakültesi'nde devam eden Hacettepe Üniversitesi Tip Fakültesi Iç Hastaliklari Ana Bilim Dali Enfeksiyon Hastaliklari Ünitesi Ögretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Ünal, basarili kariyeri ile saglik alaninda faaliyet gösteren saglik portali Medimagazin'e özel bir röportaj verdi. Kirklareli'nin Pinarhisar Ilçesi'nde dogan yan dal ihtisasini Amerika'da Harvard Tip Fakültesinin New England Deaconess Hastanesi'nde yapan Prof. Dr. Serhat Ünal, 6 Haziran 2011 Pazartesi günü yayinlanan röportajinda akademisyenligin püf noktalarina dikkat çekiyor. Bunu; "Akademisyen mutlaka bir arastirmaya oryante olmali, nasil yapilacagini bilmeli, ilgi alaninda düzenli ve sürekli bir sekilde arastirmaya vakit ayirabilmeli, bu yaptiklarini da vatandaslarin hizmetine sunabilmelidir" sözleri ile açiklayan Prof. Dr. Ünal, saglik denildiginde akla gelen ilk isimlerden birisi. Ünal. Verdigi röportajinda öz geçmisi söyle özetliyor;
"24 Temmuz 1957 Kirklareli, Pinarhisar ilçesi dogumluyum. Ilk, orta ve lise tahsilinden sonra 1974 yilinda Hacettepe Üniversitesi Tip Fakültesine kayit oldum. 1981 yilinda Hacettepe Üniversitesi Tip Fakültesinden mezun olduktan sonra ayni üniversitenin Iç Hastaliklari Ana Bilim Dalinda, iç hastaliklari uzmanlik egitimini tamamladim. 1985-1987 yillari arasinda askerlik görevimi yaptiktan sonra 1987-1989 yillari arasinda mecburi hizmetimi tamamlayip, 1989 yilinda enfeksiyon hastaliklarinda ileri egitimi tamamlamak amaciyla Hacettepe Üniversitesine döndüm. Bu arada yine 1989 yili Kasim ayinda iç hastaliklarindan doçentlik sinavina girerek doçent oldum. Bunu takiben Amerika Birlesik Devletleri (ABD)'nde Harvard Tip Fakültesi'nin New England Deaconess Hastanesi'nde enfeksiyon hastaliklari yan dal ihtisasi yaptim. 1989 yilinda basladigim egitimi 1992 yili sonunda tamamladim ve Hacettepe Üniversitesi Iç Hastaliklari Ana Bilim Dalina ögretim üyesi olarak döndüm. Iç Hastaliklari Ana Bilim Dali Enfeksiyon Hastaliklari Ünitesinde çalismaya basladim.
1994 yilinda Enfeksiyon Hastaliklari Ünitesi Baskani oldum. 1995 yilinda profesör unvanini aldim. O tarihten beri Hacettepe Üniversitesi Tip Fakültesi Iç Hastaliklari Ana Bilim Dali ögretim üyesi, Enfeksiyon Hastaliklari Ünitesi ögretim üyesi olarak çalismalarima devam ediyorum. Bu arada 1994-2006 yillari arasinda Enfeksiyon Hastaliklari Ünitesi Baskanligini yürüttüm. 1996-2000 tarihleri arasinda 4 yil süreyle Hacettepe Üniversitesi Tip Fakültesi Dekan Yardimcisi olarak çalistim. 2006-2011 yillari arasinda Tip Fakültesi Dekanligi yaptim. Bu yil da üçüncü dönemdir Iç Hastaliklari Ana Bilim Dali Baskanligini yürütüyorum. Iç hastaliklari uzmani ve infeksiyon hastaliklari uzmani olarak çalismalarima devam ediyorum. Arastirma ilgi alanlarimin basinda metisiline dirençli stafilokok (MRSA) var. ABD'de kaldigim süre içerisinde de MRSA ile ugrastim. ABD'deki çalismalarimdan dolayi MRSA'nin PSR denilen moleküler biyolojik yöntemle erken tanisi ile ilgili iki tane de patentim var. Türkiye'ye döndükten ABD'dekine benzer bir arastirma laboratuvarini burada da gelistirdik ve MRSA'larda metisilin direnci, stafilikoklarda penisilin direnci ve enterokoklarda vankomisin direnciyle ilgili çalismalarim devam ediyor. ABD'de egitim en az 6 ay, HIV/AIDS hastaligi konusunda egitimden geçmis nadir uzmanlardan biriyim.
1995 yilinda Türk Iç Hastaliklari Uzmanlik Dernegini kurduk ve halen baskanligini yürütüyorum. Özel ilgi alanlarim gram-pozitif stafilokoklarda direnç sorunu, HIV/AIDS ve hastane enfeksiyonlaridir. 2000 yilinda Türk Hastane Infeksiyonlari ve Kontrolü Dernegini kurduk. Bu dernegin kurulusundan bu yana genel sekreterligini yürütmekteyim."
Röportajinda tip meslegini seçmesinin bilinçli bir tercih oldugunu, dünyaya yine gelse yine ayni meslegi seçecegini ve tip fakültesini hiç sikilmadan bir kez daha okuyabilecegini belirten Ünal, mesleginin en zor tarafinin çok sorumluluk gerektirmesi oldugunu dile getiriyor.
Iyi bir akademisyeni; "Bir kere her seyin basi iyi insan olacak. Namuslu olacak. Vatanini, milletini sevecek. Ikincisi egitime-arastirmaya inanacak. Çünkü akademisyen dediginizi diger hekimlerden ayiran en önemli fark, egitim vermesidir. Akademisyen mutlaka bir arastirmaya oryante olmali, nasil yapilacagini bilmeli ve ilgi alaninda düzenli ve sürekli bir sekilde arastirmaya vakit ayirabilmelidir" seklinde açiklayan Ünal, tüm hocalarindan etkilendigini, bunlarin arasinda rahmetli, Prof. Dr. Åzeref Zileli, Hasan Telatar, Ferhan Telatar, Prof. Dr. Erdal Akalin, Prof. Dr. Mollering gibi isimlerin bulundugunu söyledi.
Türkiye'deki saglik ortamina iliskin son zamanlarda yapilan bazi düzenlemelerin biraz "keyif" kaçirici oldugunu ifade eden Ünal, "Ben hiç muayenehane açmadim. Tam güne inanan bir hekimim. Hastanelerde geçimimizi saglayacak kadar para kazandigimiz sürece ilerisi bir istegim hiç olmadi. Ama böyle olduydu, olmadiydi, bir kargasa ortami yaratilmasi hekimlerin istegini çok kirdi. Bunun pesine bir de kisisel performans diye bir uygulama geldi. Ben ögretim üyesiyim, benim esas isim egitim-arastirma. Bunu temin edecek kadar da hasta bakmak. Bunu anlayabiliyorum, ama bir ögretim üyesine 'Esas parani hasta bakmaktan kazanacaksin' deyince, orada biraz zorlamalar oluyor. Hasta bakmak yetmiyor, bilgisayar programlari yapildi. Oraya gireceksin, hasta baktigini kaydedeceksin, hasta baktigini böyle ispat edeceksin, yani bu gibi seyler biraz yipratici oldu. Üniversitelerde diger aktivitelerde dengeleri saglayabilmek lazim. Tamam, ben ögretim üyesiyim, ama bir taraftan da evliyim, iki çocugum var. Bana sadece hasta bakmamdan dolayi maas kazandirmak biraz eksik kaldi ama bunun da düzelecegine inaniyorum.
Türkiye de hekim olmaktan mutluyum
Türkiye'de saglik daha iyi duruma gidiyor. Hastane sayisi artiyor, saglik hizmetlerine ulasim daha kolaylasti. Bunlara itirazim hiç yok. Iyi fakültelerimiz açildi. Bu arada tip fakültesi sayilari hizla artirildi. Onlarin ideale ulasmasi biraz zaman alacak" yorumunda bulundu.
Hacettepe Üniversitesi'ni "her seyim" olarak tanimlayan Ünal, yurt disinda çalisma firsati oldugunu ancak çocuklarini Türkiye de büyütmek istegi için Amerika da çalismadigini söyledi. Orada bulunmak istememesinin bir nedeninin de hekimlerin "mekanik" olusuna baglayan Ünal, "Hasta gelir sigortasindan parasi ödenmistir. Çok fazla göz göze gelmeyebilirsiniz. Çok fazla iliski kurmayabilirsiniz. Sizden beklenti iyilestirmektir. Ama Türk milletinde bu büyük sehirlerde bir miktar azalsa da hasta gelir biraz sohbet edebilirsiniz ve giderken 'Allah razi olsun' der. Hekimlik bu. Buradaki tatmini birilerinin derdine çare oldugunuzu hissettirir. Ben Türkiye'de hekim olmaktan çok mutluyum" dedi. Yurt disi dergilerde yayinlamis 250 olmak üzere toplam 400'ü geçkin yayini bulundugunu ve 20 kadar kitabinda editörlügünü yaptigini kaydeden Ünal, Türkiye'de tip konusundaki yayinciliginda 30 yil içinde katlanarak arttigini vurguladi. Ögrencilik yillarinda yararlanabilecegi neredeyse hiç Türkçe kaynak olmadigini bugün ise Ankara, Istanbul gibi büyük illerde isim yapmis yayincilar bulundugunu dile getiren Ünal, hedefinde mesleginde iyi bir üniversite ögretim üyesi olmak bulundugunu anlatarak, "Umarim öyledir. Çünkü dedigim gibi önemli olan isinizi sevmek. Sevdikten sonra basari kendiliginden gelir. Ben bu sene mezun olali 30 yil oldu. Hemen ihtisasa girdim. Åzöyle baktiginiz zaman 4 sene orada geçti, 26 senelik iç hastaliklari uzmani, 1992'den bu yana da enfeksiyon hastaliklari ile ugrasan bir hekim olarak, ki bu sürenin tamamini bir üniversite hastanesinde geçirdim. Bu günlerimi mutlu geçirdigim için de kendimi basarili sayiyorum" diye konustu.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol