Çok uzun yıllar sinema salonundan mahrum olan Kırklareli, geçmiş zamanlarda sadece sinema filmini salonda izlemek için Kırklareli dışına çıkıyordu. 2000 yılında da hizmete başlayen Cine Plaza, o tarihten bu yana 12 yıldır Kırklareli'nin tek sineması olarak hizmet vermeye devam ediyor.
Diğer illere göre; yaşam standardı Kırklareli'mize göre daha üst seviyede olan illerde uygulanan bilet fiyatlarını çoğu zaman baz almamış bilet fiyatlarında da her zaman makul ayarlamalar yapmış olan Cine Plaza, zaman zaman düzenlediği indirim ve kombine bilet gibi kampanyalarla da vatandaşların sinema kültüründen mahrum kalmaması için üstün bir gayret içerisinde.
24.08.2012 tarihine kadar; Sinemaya ilgisizlik, okulların kapalı olması ve tatil sezonun açılması oluşan yoğun durgun dönemin neticesinde Cine Plaza 3 ay boyunca kapalıydı. Ramazan ayının bitmesi okulların tekrar açılmasından sonra yeniden faaliyete geçen Kırklareli'nin tek sinema salonu yaşadığı ilgisizliğe rağmen Kırklareli için güzel şeyler yapmaya maliyeti ne olursa olsun devam ediyor.
2000 yılından bugüne kadar Kırklareli'deki sinema seyircisinin devamlı bir düşüş eğrisi içinde olduğunu kaydeden Cine Plaza çalışanları maliyeti ne olursa olsun en yeni filmleri vakit kaybetmeden getirdiklerinin altını çiziyorlar
"Yeni sezonla birlikte gösterime giren birçok filmi, İstanbul ile aynı anda seyircimize ulaştırdık bu çalışma karakterimiz bu 3 ay sonrasında da devam edecek" diyor Cine Plaza çalışanları…
Cine plaza eleman sıkıntısı çekiyor
Yeni hizmet dönemiyle birlikte verdikleri aradan sonra yeniden yapılanmaya çalışan Cine-Plaza eleman sıkıntısını giderebilmiş değil. Verdikleri aradan sonra tekrar faaliyete geçen ve yaklaşık 2 aydır hizmetlerini sürdüren yetkililer birkaç tane daha elemana ihtiyaçları olduklarını belirttiler. Hem okuyup hem çalışmak isteyen üniversitelileri çalışmaya beklediklerini belirttiler.
Kırklareli Cine Plaza'da Şuanda gösterimde olan en çok izlenen ve gelecek olan filmler;
Uzun hikâye; Bulgar Ali küçük yaşta yetim kaldıktan sonra Pehlivan dedesi Süleyman ile Bulgaristan'dan Türkiye'ye gelen bir Balkan göçmenidir. Ali'yi dedesi mert ve eşitliğe inanan bir insan olarak büyütür. Delikanlılık yıllarında aşık olduğu Münire'yi ailesi ona vermeyince kaçıran Ali'nin hayatı bundan sonra sevdiği kadınla birlikte tren istasyonlarını arasında kasaba kasaba gezip, nerede tutunabilirse orada yaşayarak geçer. Bu arada Mustafa adında bir de oğulları olur.
Fakat geçimini daktilo bilgisi, kâtiplik, muhasebe kaydı tutma gibi işlerle kazanan Sosyalist lakaplı Ali haksızlığa katlanamayan kişiliği nedeniyle, en basit eşitlik istediği kasabadan dahi bencil ve çıkarcı insanların kumpası nedeniyle kovulur. Bu arada Mustafa da büyümekte ve kendi hikâyesini oluşturmanın peşindedir.
Çanakkale 1915; Rus Harbi, Balkan Savaşları, elden çıkan topraklar ve verilen ağır yenilgilerle 20. yüzyılın başları Osmanlı Devleti için çok büyük maddi ve manevi kayıplarla gelir. Rumeli toprakları kaybedilmiş, eziyet gören Osmanlı tebaası Anadolu'ya göç etmeye başlamış, Osmanlı orduda büyük kayıplar yaşamıştır. 1914'te 1.Dünya Savaşı'nın patlak vermesi ve Osmanlı'nın İttifak Devletleri ile yeniden savaşa girmesi sonucu Anadolu'da eli silah tutan tüm genç erkekler için seferberlik emri çıkar.
Şimdiye kadar ağır yenilgiler alan Osmanlı vatan bellediği toprakları korumak için var gücüyle yeniden birlik olur. Osmanlının eğitim, görmüş genç ve yetenekli beyinleri de gönüllü olarak askere yazılır. İşte gencecik Veli ve Mehmet Ali de bu askerler arasındadır.
Kısa süre içerisinde Maydos (Eceabat)'a tayin edilirler ve Conk Bayırı'nda İngiliz kuvvetlerine karşı tarihin daha önce yazmadığı bir inanç ve cesaretle savaşırlar. Mustafa Kemal'in komutanısına atandığı yeni kurulan 19. Tümen'e katılırlar. Öte yandan Çanakkale Boğazı'nın savunmasından sorumlu Cevat Paşa da bir yandan destek beklemekte diğer yandan mayın hatları için hesap yapmaktadır.
İngilizler ve Fransızlar 18 Mart 1915 günü müthiş bir askeri kuvvetle boğaza giriş yaparlar; fakat vatan toprağı olan Çanakkale Boğazı'nı geçmek sandıkları kadar kolay olmayacaktır. Defalarca denizden ve karadan saldırırlar ama karşılarında üstün cesaretleriyle Veli'yi, Mehmet Ali'yi, Bigalı Mehmet Çavuş'u, Nusrat Mayın Gemisi'ini, Seyit Onbaşı'yı, Hilmi Şanlıtop'u, Hüseyin Avni Bey'i, Boyabatlı Mustafa'yı, Yüzbaşı Faik'i, Şefik Bey'i ve Mustafa Kemal Paşa'yı bulurlar.
Evim Sensin; Bu yılın belki de duygusal anlamda en çok beklenen filmlerinden birisi konusu şu şekilde; Leyla başından geçen bir ayrılık sonrası baba evine dönmüştür. Kalbi kırıktır ve çocukluğundan beri sorunlu bir ilişkileri olan babası Selim ile aralarındaki sorunları çözmeye çalışmaktadırlar.
İskender ise küçük yaşlardan beri şanssız bir hayat yaşamış olan yetimhanede büyümüş ve hayatı boyunca hiç evim diyebileceği bir yere sahip olmamış bir adamdır. Beklenmedik bir şekilde karşılaşan bu ikili onları aradıklarını bulmalarını sağlayacak bir aşkın içine sürüklenir, Leyla yaralarını sararken, İskender'in evi Leyla olur fakat bu güzel hikâyenin böyle sürmesine engel olacak olaylar peşlerini bırakmaz.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol