Şair Şinasi Özdenoğlu, 1950'li yılların başında Lüleburgaz Kaymakamı idi. Fakat ben onu çok geç tanıdım. Zamanın ünlü şairlerinden biri olduğu söyleniyordu. Sanıyorum bir dönem CHP'den Ankara Milletvekili olmuştu. Şimdi pek hatırlamadığım bir olaydan dolayı bir kesim aleyhinde, bir kesim de onu savunmada olduğu söyleniyordu. Lüleburgaz Yerel Gazetelerinden Özdilek, Şinasi Özdenoğlu'ndan yana tavır almış, gazetenin sahibi rahmetli Gültekin Arda, Kaymakam Özdenoğlu'nu savunuyordu. Yıllar sonra Şinasi Özdenoğlu Ankara'da, Halk Evleri Genel Merkezi’nde benim mesai arkadaşım oldu. Ben Halk Evleri Genel Denetleme Kurulu Başkanı iken o, Genel Merkez Sekreteri idi. O sıra Lüleburgaz'daki olayı anlattı. Demokrat Parti'nin ileri gelenleri, Özdenoğlu'nu istemiyor, CHP'liler Şair Şinasi Özdenoğlu'nu tutuyordu. Lüleburgaz'lıların neden Özdenoğlu yüzünden ikiye ayrıldığı olayı pek hatırlamadığım için yazamıyorum.
Şinasi Özdenoğlu Lüleburgaz'da bir başka olaya da sebebiyet vermişti. O sıralar NATO'nun Trakya'da manevraları vardı. NATO Karargahı, Lüleburgaz'dı. NATO Birlikleri Komutanı İngiliz Genel Kurmay Başkanı Montko Mori idi. Başında şapka yerine bere taşıyordu ve öyle tanınıyordu. NATO sonrası Lüleburgaz'a gelmesi, bundan dolayı merasimle karşılanması gerekiyordu. Tabii protokol gereği yörenin en büyük mülki amiri konumunda olan Şinasi Özdenoğlu'nun da Generali karşılamada bulunması gerekiyordu. Ancak Şinasi Özdenoğlu karşılamada bulunmayacağını açıklamıştır. Pek bilmiyorum ama galiba görevden de bu yüzden alınmıştı.
Üç ayda bir Ankara'ya genel merkezi denetlemeye gidiyordum. Genel Merkez yönetiminde ünlü kişiler vardı. 27 Mayıs devriminin beyni dedikleri Emekli Kurmay Albay Dündar Özseyhan, İmar İskan Bakanlığı Müşteşarı Şair Mehmet Salihoğlu, Şinasi Özdenoğlu Genel Merkez'de Yönetim Kurulu Üyeleri idiler. Yönetimde daha başkaları da vardı. Genel Başkan ise Emekli Kurmay Albay Kadri Kaplan'dı. Kadri Kaplan şuan Ankara'da yaşamakta, 100 yaşına yakın bir hayatın insanı olarak hatıralarla yaşamaktadır.
Bir denetlemede, Şinasi Özdenoğlu ile yine genel merkezde buluşmuştuk. Genel merkezde çalışma odalarımız karşı karşıya idi. Genel merkezin bulunduğu bina Demokrat Parti Meclis Başkanı Refik Koraltan'ın köşkü idi. Yani Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanı'nın oturduğu yerdi.
Denetleme sırasında benim odam ile Özdenoğlu'nun odası arasında, koridorda siyah gözlüklü biri oturuyordu. Oturduğu dikkatimi çekmişti ama kim olduğu üzerinde durmamıştım. Özdenoğlu, yavaşça odama geldi, kulağıma "O oturan kişiyi tanıyor musun, o, Mareşal Fevzi Çakmak'ın yeğeni Adnan Çakmak, Kırklareli Eski Emniyet Müdürü" dedi. Çünkü Kırklareli Emniyet Müdürlüğü'nden Bursa'ya gittiğinde değiştiğini söylüyorlardı. Kendisini elbette ki tanıyordum. Seslendim, yanıma geldi, görüştük. Halkevleri'ne geliş nedeninin Şinasi Özdenoğlu'nu ziyareti olarak açıkladı. Özdenoğlu ile Kırklareli’nde tanıştıklarını, aynı ilin idarecileri açıkladı. Sonradan öğrendik ki Adnan Çakmak Kırklareli yerel gazetelerden Trakya'da Yeşilyurt gazetesi sahibi Ali Rıza Dursunkaya'nın oğlu Yargıtay Tetkik Hakimi Orhan Dursunkaya'nın dünüşüsü olmuş, Orhan Dursunkaya ile 1947 yılında Köy Enstitüsü’nde öğrenci iken gazetelere yazı yazmaya başladığından beri önce gıyaben, sonra yüz yüze tanışıyorduk. Haftada iki gün çıkan gazeteyi Kırklareli'nin İLK GÜNLÜK GAZETE olarak çıkaran ben oldum. Yazılarımı beğendiğini yazıyordu. Orhan Dusunkaya birkaç yıl önce Ankara'da hayata veda etmiştir. Oğlunun bir üniversitede öğretim üyesi olduğunu söylediler ama kesin olarak öyle olduğunu bilmiyorum. Onu eniştesi Rıza Tağal'ın oğlu Mehmet Tağal'a ya da torunları Erdin, Sadiye, Kamil ve Ertuğrul'a sormak lazımdır.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol