LÜTFEN DİKKAT 'KÖY'DE BİRŞEYLER OLUYOR -2-

Nasıl ki bu seçim ülke genelinde yerel seçim olmaktan öte çok başka anlamlar taşıdı, aynı şekilde ne yazık ki köylerimizde de muhtarlık seçiminden öte bambaşka bir havada geçti. Dışardan bakınca; dört kişi kaldınız neyi paylaşamıyorsunuz ki diyen birçok dostumuz bir şekilde bu işe bulaşınca şimdi aaa siz haklıymışsınız deme aşamasına geldiler. Kör döğüşü mü desem; bilmem ki durumumuzu tam olarak ne izah eder. Bana yıllar önce; sağlam bir ekip kurup seçime girelim diyenlere, karşımıza çıkacak beş kişi var mı diye sorar, böyle kuru kavgalar yerine herkes bir olup bu işe en layık ekibi el birliği ile çıkaralım der bu işlere girmezdim. Ama olur mu efendim... Adamlar kafaya koymuş bir kere, kendi kuyruğuyla kavga eden hayvanlar misali kendisiyle de olsa yarışacak. Bizim köyümüz için; çoğunluğu kadın ve yaşlılardan oluşan yüz civarı nüfus içinden dört tane bile sağlam köy ihtiyar meclisi üyeliği yapacak kişi yokken, aslında bu işi pek çok erkekten alâ yaparlar ama; kadınlardan seçelim deseniz adama kıçıyla gülerler, sonuçta dört muhtar adayı yanına silah zoruyla toplamaya kalksanız on altı ayrı kişi bulamazsınız. Dediğim gibi ben bu işe asla girmedim ama; sakın ha onu listene almayasın diye tehditvari konuşmaları da duyduk. Sonuçta her aday açısından iş; 'üyeler kim olursa olsun, yeter ki muhtar ben olayım'a geldi.
 Seçilmiş hiç kimseye sözüm olamaz saygım olur da bu işi o kadar cıvıttılar ki. Gerçi bu meydanda ben yoksam elbet birileri olacak, tarlada izi olmayanın sofrada yüzü olmaz misali belki söz hakkım da yok ama hem sonucunu bile bile kendimi daha önce denedim boyumun ölçüsünü aldım, hem de seçilen her kim olursa benim de yöneticim olacağı için söz hakkım vardır ve ben bu kadar çirkinliği kaldıramam... Lanet olası iktidar hırsı ya da cehalet; aynı gemide yaşadığımızı bile unutturup, sırf başkalarına zarar verebilmek adına kendi gemisine zar vermeyi yaptırabiliyor. Geçmişte kendi gibi düşünmeyenleri köyden sürgün ettirme düşüncesinde olanlar, bu gün 'onlara köyü dar etme, kendiliğinden köyden kaçmalarını sağlama' derdindeler, düşünemezler ki bu ateşin harareti herkesi rahatsız edecek. Bu tartışmalar genelde olsa gerek ki; dört yüz küsür seçmeni olan yerlerden de aynı şikayetleri dinliyorum. Bizim köyümüzde kendilerini 'köyün ileri gelenleri' olarak görenler üç kağıtta, şeytanlıkta ileri gelenleri olmuş. İfadem kaba görülebilir ama kendi küçücük menfaatları için insanların arasını açan birbirine düşüren, bırakın konuşmayı selamlaşmaz hale getirenlerin sıfatı şeytanlıktan başka ne olabilir ki?... Bir de şehirde yaşayıp uzaktan kumanda ile köyde fitne fesat karmaşa çıkaranlar var ki onlara yakışacak sıfat ta bulamıyorum.
 Bizim ölçülerimizde köyler için yarış ta doğru değil ya; eğer bu centilmence bir yarış olup sonunda kazananın eli dostça sıkılacak olsa yine eyvallah, ama kazın ayağı öyle değil ki. Altmış altmışbeş yaş üstü, devletin bile artık yaşlı sınıfına koyup bir çok sosyal öncelik tanıdığı, beyinleri büyük ölçüde sulanmış, geçmişte otuzbeş kırk yaş aralığında bizim de kendilerini seçip en azından bir dönem denediğimiz insanların bu gün çocuklarının hatta torunlarının olması gereken yarışta hala ve her şey pahasına var olmalarının bir tek sebebi var: İşlerine gelen art niyetliler tarafından istedikleri yönde kullanılmaya müsait olmaları. Yoksa (denenmeden bilinmez ama) eğitim, kültür, sosyal çevre vb. her açıdan kıyaslanamayacak üstün özellikleri olan kırk yaş civarı adayların yanında yetmişe merdiven dayamışların ne hükmü olabilir. Hele ki bunlar daha önce denenmiş ne oldukları tam anlamıyla bilinen kişilerse... Sadece muhtarlık ta değil ki: Birilerinin yol göstermesiyle bazen talimatıyla, sırf kendisi yönetici pozisyonunda olsun diye köyde 'ormancılık' ağırlıklı kooperatif kurmaya kalkışıp kooperatifçiliğin ne olduğunu ve onların niyetini bilen bizlerden destek göremeyince başarısız olan, aynı zihniyete mensup kişilerin o yüzden de bizim gibilere diş bilemeleri var.
 Ben kendi adıma hiç bir zaman makam, mevki, ünvan peşinde olmadım. Daha seçilme yaşında olmadığım yirmili yaşlardan itibaren samimiyetle; seni muhtar yapalım diyenlere ben bu işi yapamam dedim çünkü: Ben yaparsam Hz. Ömer adaletiyle yapmam lazım, bunu da ne kimse anlayabilir ne kaldırabilir. İşine geldiği zaman: Muhtar demek cumhurbaşkanı demektir diyenler, sorumluluğa gelince cumhurbaşkanlığının aynı zamanda Peygamber makamı olduğunu, büyük sorumlulukları bilmek istemezler de, ben bu yükün altında ezilmekten korkarım.
 Eski usul evden eve hatta köyün bir ucundan diğerine yüksek sesle bağırsak birbirimizi duyup konuşabilecek kadar mesafede, hemen herkesin birbirine akrabalık bağıyla bağlı olduğu küçücük köyde sorunlarımızı yüz yüze konuşmak yerine telefon aracılığıyla, sosyal medya üzerinden tartışır kavga eder olduk. Lanet olsun köylerimizi bu hale getirenlere dememek elde mi???
sairmehmet39@hotmail.com
 0 539 839 75 78  

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol