Müzeler arkeolojik ve folklorik eserlerin sergilendigi yerlerdir. Geçmis yüzyillarda halklarin yarattigi, kullandiklari eserler oradadirlar. Osmanlilarin kültür hayatina MÜZE çok geç gelmistir. Osmanli, halkin ve sanatçilarin yarattigi eserlere ilgi göstermemistir. Onu Cumhuriyeti kuranlar yapmislardir. Cumhuriyeti kuranlar özellikle Atatürk, halkini bir tarihe baglamak isterken Türk insaninin yarattigi uygarlik eserlerine büyük ilgi duymus, müzelerin açilmasini, folklorik ve arkeolojik buluntularin buralarda sergilenmesini, eski uygarliklarin arastirilip ortaya çikarilmasini çok istemistir. Ve bu baglamda da çalismistir. Bu nedenle 1936 yilinda Cumhuriyetin ilk arkeolojik kazilarini Kirklareli'nde (Vize, Lüleburgaz ve Kirklareli) baslatmistir. Ancak Kirklareli'nde müze 1990'li yillarin ortalarina dogru açilmistir. Gecikmede yerel yöneticilerin ihmali olmakla beraber Ankara'da ki yöneticilerin, kültür islerine bakanlarin Kirklareli'ni bilmelerinin rolü vardir. Atatürk'ün neden arkeolojik kazilari Kirklareli'nden baslattigi üzerinde de durmamislardir. Hatta bir yönetici bize Kültür Bakanligi'nin Kirklareli'nde arkeolojik eser bulunmadigini düsündügünü söylemistir. Bizim hazirladigimiz bir raporun Ankara'ya gönderilmesinden sonra Kirklareli'nde müze açilmasi gündeme gelmistir. Bu baglamda hikaye uzundur.
Hikaye uzundur dedim çünkü bugünkü müze binasinin yikimdan kurtarilmasi zor olmustur. Zamanin belediye yöneticileri binayi yikma karari almislardir. Yikim bizim Basbakanlik Yüksek Anitlar Kurulu'na basvurumuz üzerine durdurulmustur. Sonra Belediye Baskanlari bu kararin iptali için Danistay'a dava açmis ve kaybetmislerdir. Åzimdi Kirklareli yirmi yila yakin bir zamandan beri bir müzeye sahiptir ama binanin yetersizligi yüzünden binlerce arkeolojik eser içinde önemlileri dahi sergilemek mümkün olmamaktadir. Bu yüzden müze bir arkeolojik eserler deposuna dönmüstür. Etnografya Müzesi için halkin elinde bulunan eserler ise ilgisizlik yüzünden köyleri gezen yerli ve yabancilar tarafindan toplanip götürülmüslerdir. Kirklareli'nde Etnografya Müzesi kurulmasi halinde eser bulmak çok zor olacaktir. Hiç degilse önemli halk yaratisi eserler için bu böyledir.
Müzeler bulunduklari yerin geçmis kültür varligidir. Yillar ve yillar önce okumustum Fransa ve Ingiltere gibi ülkelerde müzeler köylere kadar inmislerdir. Gerçi oralarda köyler bizim köylere benzemezler.
Tabii bir yerde müzeye sahip olmak önemli bir kültür olayidir ama yeterli degildir. Müzeye, kütüphaneye giden olmazsa buralari neye yarar.. Müzelerin ziyaretçisi, gezip göreni olmalidir. Åzehir halkinin büyük çogunlugu burayi gezip görmeliydi. Özellikle ögretmenler, ögrenciler buralarin ziyaretçisi olmakla övünmelidirler.
Bugün MÜZELER GÜNÜ.. Geçenlerde bir gazetenin sanat sayfasinda çagri yapiliyordu. Müzeleri öncelikle gezmesi gerekenlere sesleniyordu. "Neredesiniz, müzeler sizi bekliyor" diyordu çagrisinda. Demek ki müzelere ziyaretler istenilen ve beklenen düzeyde degildir. Bir gün bu ilginin olabilecegini düsünüyorum. Çünkü Türkiye kültüre ilgisizlik yüzünden Araplara benzeyecektir. Toplumun bilgilenmemesi, bilinçlenmemesi durumunda Gelenekçi Kültür öne çikacaktir. Türkiye bugün kendisini zamana uydurmayan GELENEKÇI KÜLTÜR tarafindan kusatilmis gibidir. Ne harabiyiz, ne harabeti/ Kökü mazide olan atiyiz.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol