Merhaba Kirklareli

Türkiye’ye geldigimde ne gibi fikirlerin oldugu hakkinda hiç bir bilgim yok. Ingiltere ve Amerika’da yasayanlar olarak Türkiye’de neler oluyor hakkinda hiç bir sey duymuyordum. Tabii Peknin son zamanlardaki faaliyetlerinden baska televizyonda tek izleyebildigim buydu. Bununla beraber Türkiye hakkinda bir sey konussam Türkiye’den Istanbul’dan hoslanacagim söyleniyordu. Hem bos zamanimi degerlendirmek hem gezmek mühimdi. Benimse önceligim gönüllü bir is de yapmakti. Ben kalabalik turistlerden degilim. Böylece gerçekten recrübe sahibi oluyorsunuz. Ev sahibi ailem sadece bir kaç kelime veya cümle söylemistim. Bu yüzden her seyi bekliyordum. Yurt disina birkaç defa çikmistim. Bu benim Türkiyede’ki ilk seyahatimdi ve benim lisanimi konusmayan ve benim de onlarin lisanini konusmadigim biryerde olacaktim.

Yerlestikten sonra ev sahiplerimin çok misafirperver olduklarini gördüm. Çok kisa zamanda kendimi Istanbul sokaklarinda tek basima gezerken buldum. Sadece birkaç kelime Türkçe konusarak ve beden dilini kullanarak buradaki insanlarin saygisini kazandirdi. Istanbul milyonlarin yasadigi bir sehirdi ve ben sadece biri idim.

Tabiki kendimi çok heyecanli hissediyordum. Ilk olarak umut çocuklarinin egitimini üstlenen ve Yusuf kulca tarafindan kuruldu. Yusuf ta bir zamanlar Istanbul sokaklarinda yasadigindan bu gençlere ulasma yolunu biliyordu. Orada gençler ve ögrenciler ile iletisim kurmaya çalistim. Benim bir yabanci oldugumu fark etmislerdi.

Benimle konusmaya ve soru sormaya çalisanlar.

Orada bana tercümanlik yapan birinin olmasi bir sansti. Bu konusmalarimizin devamliligini sagladi.

Esasta nereden geldigim ve Türkiye hakkinda düsündügüm konusunda merakliydilar. Özellikle Amerikali oldugum için benim ve diger Amerikalilarin Müslümanlik hakinda ne düsündügümü sordular. Hiç bir zaman bir kötü davranis ve istememe duygusu nefret yoktu davranislarinda. Olabilecek kadar arkadasça davraniyorlardi.

Benim sorularim dsa onlarin sorduklarinin karsi soru idi. Amerikalilar hakkinda ne düsündüklerini bilmek istiyordum. Ertesi haftayi Sahenk vakfinda geçirdim. Bu insanlar durumu müsait olmayan insanlara ücretsiz saglik ve ambulans hizmeti veriyorlar. Haftayi Çubuklu Ilkögretim okulunda geçirdik. Alti kisiydik bir doktor bir hemsire iki söför ve ben.

Herkesin bir görevi vardi. Küçük ve gezici bir United ekipmandi mükemmeldi. Zamanimi içeride bir doktor ve bir hemsire ile geçirdim. Doktor ve Hemsire ile beraber gözlemliyordum. Insanlar ve hastalar muayene ediliyor ve teshis konuluyordu. Tip tahsisinde 1 yili olan bir ögrenci olarak tedavi teshise Istanbul da noelinde basladim. Her sabah herkes ekibimizi görmekten mutlu ve heyecanli idi. ögrenciler ve okul görevlileri çok güzel organize oldum çalismalarimiz her hafta için 15 dakikada bitiyordu. Ben bir yabanci olarak orada kutlanacak bir kralmis gibi karsilandim. Çocuklara sadece bir kaç kelime ile ve beden dili ile temas kurarak konusabiliyordum. Müdür, Müdür muavinleri, ögretmenler ve çalisanlar ile tanistim. Yurt disindan onlari ziyaret eden bir yabanci görmekten mutluydular. Siniflara 10 dakikaligina girdim. Ögrencilerin sorularina cevap verdim. Ama ögrencilerin sorulari en az bir günde cevap verebilecek kadar çoktu. Bana Kevin abi denilmesini özleyecegim. Iki vakiftaki çalismam ban Türkiye ve Amerikanin evsizlik ve insan sagligi konusundaki ayni problemleri oldugunu gösterdi.

Türkiye’de gördügüm evsilerin cep telefonu olduguydu. Hâlbuki Amerika’da evsizlerin kullanamayacagim. Benim bile giyemeyecegim veya daha güzel takilari veya elbiseleri var. Görülüyor ki evsiz insanlarin baslarini sokacak bir yerleri ve yiyecekleri yoksa bile manevi olarak tatmin için kendileri için mühim olan seyleri vardi. Bu davranis Amerika da bir ne moda ama Türkiye’de arkadaslari ile bir komünikasyon metodu idi. Bu davranislar Amerika’daki ayni saglik problemleri Türkiye de en dikkat çeken sey obezite idi. Görülüyor ki zayif bir diyet ve az hareketli seçimi vardi. Insalarda. Bu problemler Toplumun içindeki yaslilarda yol açiyordu. Bos zamanlarim Türkiye den kisileri tanimakla geçti Eger etrafiniza eger etrafiniza birakanlara ve manzaralara göz gezdirirseniz ne kadar eski bir tarihin hikayelerini söyler. Sehir içindeki saraylara bakarsaniz sehri idare edenlerin ne kadar zengin olduklari tas duvar ve hirsizlarin durusu da sehrin kendini savunmak durumunda kaldigini gösteriyordu. Ev sahibi ailemin çiftlerinde bile bu kanitlardan bazi savas kalintilari var. Bu konularin üzerine çiktigim zaman bölgedeki koyun ve kedilerin seslerini duyuyordum. Hayatimda bugün sessiz olan bu yerlerin top ve tank sesleri ile dolu oldugunu görüyorum. Türk en fazla ekmek her yemekte ekmek var. Peynirde vazgeçilmeyeceklerden. Pek çok damak yerel sevilen gidalar tattim. Mesela köfte kebap salata ve yogurt

Amerika’da ekmek sadece yan bir serviste ve et ile yenir. Türkiye’de yemekler sosyal aktivite gibi. Yemek saatlerce sürer ve sohbet ve müzikle birlikte olur. Herhangi bir yere gitseniz çay muhakkak ikram edilir. Bu misafir perverlerin simgesi Türkiye’deki ilk günüm unutulmaz. Çok arkadas edindim ve pek çok tecrübeler kazandim. Norma bir insan bunlari yasayamaz degisik gruplardan insanlara rastladim. Çiftçiler müzisyenler üst düzey yöneticiler memurlar ögretmenler doktorlar emekli bir vali televizyon aktör artist ve yapimcilar. Bir daha Türkiye’yi ziyaret edersem biliyorum ki her zaman bir evim vardir ve hakkinda çok az sey bildigim ülkede hos gezmis olacagim. Türkiye’ye yanliz gelim ve çok arkadasimi yanliz biraktim. KEVIN INGILTERDE TIP FAKÜLTESI YAPAN BIR ÖÄzRENCIAMERIKALI DEÄzISIM PROGRAMI GENÇLERINDEN

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol