MİLLET MEKTEPLERİNDEN CUMHURİYET OKULLARINA

Cumhuriyetin ilanı zamanında Türkiye'de bütün okullardaki öğrenci sayısı 500 bin dolayında idi. Bütün ülkede okuma yazma bilen insan ve öğrenci sayısı bir milyon yüz bindi. Halkın yüzde 92'si okuma yazma bilmiyordu. Öğretmen yoktu, okul sayısı çok azdı. Halkın yüzde 80'ninin köylerde yaşadığı düşünülürse Türkiye o sıra eğitim bakımından dünyanın en geri ülkelerinden biri kabul edilirdi. Bu BİLGİ ve EĞİTİM AÇIĞI'nı bir an önce kapatabilmek, Okuma - yazma bilen insan sayısını artırabilmek için Mustafa Kemal ATATÜRK YAZI DEVRİMİ yaparak, MİLLET MEKTEPLERİ'ni açtı.
Okuma yazma bilmeyen yurttaşları bu okullara çağırdı, yazmayı okumayı öğrenmelerini istedi. Kendisi de okul ve öğretmenlerin BAŞÖĞRETMENİ oldu. Kırklareli de il olarak bu eğitim öğretim seferberliğine katıldı. Kırklareli'nde okuma yazma bilmeyenler de MİLLET MEKTEPLERİ'ne gittiler, buradan okuma yazma bilerek çıktılar. Kırklareli Millet Mektepleri'nin açıldığı 1928 yılından beri eğitim ve öğretim hareketinin önünde yer almaya özen göstermişti. Vilayet Bütçesi'nden her geçen yılda fazla para ayrılması bu güne kadar devam etti.
Kırklareli eğitime, insana yatırım yapan illerin başında gelmektedir. Bu sayede okuma yazma, bilgilenme grafiği devamlı şekilde yükselmiştir. Bugün itibariyle İl Nüfusu'nun yüzde yüze yakını eğitim öğretim görmüştür. Bu durum Kırklareli'ni öne çıkarmıştır. OKULLAŞMA Kırklareli'nde hemen hemen tamamlanmış gibidir. Gelmiş geçmiş Cumhuriyet Valilerinin, Milli Eğitim Müdürlerinin, Cumhuriyet Öğretmenlerinin ve çocuklarının daha iyi yetişmesi için eğitim harcamalarından kaçınmayan velilerin payı büyüktür. Bugün Sayın Vali Esengül Civelek ve Milli Eğitim Müdürü İbrahim Korkmaz'ın bu bağlamda ilgileri, çalışmaları, eğitim öğretim sorunlarını çözüm bağlamında çare ürettikleri gözden kaçmamaktadır.
Bizim bir araştırmamıza göre üniversite okumuş on binin üstünde Kırklarelili dışarıda çalışmaktadır. Bunların içinde çok önemli mesleklerde başarılı olanlar var. Bugün Amerika’da uzay okumuş, hukuk okumuş, dallarında otorite olan Kırklarelili var. Daha geçenlerde Amerika’da bir Anayasa Prof. Dr. Ozan Varol Ukrayna Anayasa Mahkemesi yargıçlarına seminer verdi. Prof. Dr. Levent Şaylan İstanbul Teknik Üniversitesinde Uzay olaylarını, küresel iklim değişikliklerini izleyen bir bilim insanıdır. Yani şunu söylemek istiyorum her dalda yüksek öğrenim görmüş, ilim yapmış, bilgi ve kültür sahibi olmuş Kırklarelili var. Ancak Kırklareli'nin, kalkınma kentleşme, sosyalleşme gibi sorunları var. Kırklareli'nde ciddi anlamda girişimci, yatırımcı yetişmemiştir. Bu durum eğitim seviyesi ile orantılı değildir. Kentleşme süreci devam etmekte olmasına rağmen KENT KÜLTÜRÜ zayıftır. Konutların 5-6 yükselmesi kalkınma değildir. Şehrin caddeleri yükselen konutlarda oturanları alacak genişlikte değildir. Tabii bunlar bugünün sorunları değil, geçmişten gelen sorunlardır ama gelecek için başka sorunlar yaratacak cinsindendir. Bu açıdan bakıldığında sorun mu çözüyoruz, sorun mu yaratıyoruz? Tartışmalı bir durum. Daha çağdaş bir kentleşme için bulgumuz, kültürümüz, eğitim seviyemiz, dünya görüşümüz yeterli olmuyor ki ihtiyaçları karşılamada geri kalıyoruz.
Neyse sorumuz, konumuz bunlar değil. Yazının akışı bizi buraya taşıdı. Bir düşünelim bakalım sorunları nasıl çözeriz?