MİLLİ MÜCADELEDE EDİRNE KONGRESi ÖNCESİ ÇATLAK SESLER

Osmanlı Devletinin imzaladığı Mondros Anlaşması memleketi hükümetsiz bırakmıştı. İttihat ve Terakki Hükümeti Üyeleri yurt dışına kaçmışlardı. Memleket hükümetsiz, boşlukta kalmıştı. Bunun sonucu Türkiye zor ve karanlık günler yaşıyordu. Bu kararsızlık ortamında bölgeler bir arayış içine giriyor, düşünceleri Beylikler, küçük devletçikler kurmaya kadar varıyordu. Mesela Anadolu Yurtseverleri Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni, Trakyalılar da “Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti'ni” kurulmuşlar bu yolda bir arayışın içine girmişlerdi. Mücadele için Kuva-yi Milliye, Müdafaa-i Hukuk örgütleri meydana getiriliyor, toplantılar yapılıyor, kararlar alınıyor ve tabi bu arada umutsuzluğa düşmüş olanlardan çatlak sesler geliyordu.
Mesela Trakyalılar farklı sesler çıkarmaya başladıklarında Ankara Hükümeti Mustafa Kemal'den uyarılar almaya başlamışlardır. Sonunda Trakyalılar kongreler yolu ile toplanıp karar almayı gerekli görmüşlerdir. Zira gerek Anadolu Müdafaa-i Hukuk gerekse Trakya Paşaeli Cemiyeti farklı düşünme noktasına gelmiştir. Lüleburgaz kongresi için İllerde kongreler yapılmıştır. Şube toplantıları, kongrelere delege seçimleri çok tartışmalı geçmiş, çatlak sesler duyulmuştur. Mesela “TRAKYA TRAKYALILARINDIR” sloganı ile toplanan Kırklareli delegeleri Edirne Büyük Kongresine delege seçiminde zorlanmıştır. Kırklareli Kocahıdır Okulunda toplanan delegelerden biri korkmadan Fransız Askerini Trakya'ya davet etmiştir. Bu kaos ortamında Ankara Hükümeti adına Trakyalılarla görüşen vazifeli kişiler vardır. Şakir Kesebir, Cevat Abbas, Fuat Balkan, Mustafa Kemal, İsmet İnönü ve Maraşal Çakmak ile görüşüyor, talimat alıyor, Trakya Paşaeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üyelerine bilgi veriyorlardı. Trakya'da kongreler, tartışmalar sonlandırıldıktan sonra karar için Trakya delegeleri Edirne Büyük Kongresinde toplanmaya karar verdiler. Zaten Mustafa Kemal de Sivas Kongresinde Anadolu ve Trakya Cemiyetlerinin ülkenin birliği, beraberliği, düşmanla mücadele bağlamında birlikte mücadele etmelerine karar vermiştir.
Yunan işgali altında bulunan Trakya, Anadolu'da düşmanla savaşan Mustafa Kemal'e asker vermek şöyle dursun, Milletvekili bile gönderememiştir. Buna karşılık Trakya mühim bir vazife yapmış, Trakya’da bulunan 60-70 bin kişilik Yunan ordusunun Anadolu'ya geçmesine engel olmak için çetelerle mücadele vermiştir. Türk çeteleri kılık değiştirmiş Kurmay Subaylar komutasında Trakya'yı Batı'dan Doğu'ya, Doğu'dan Batı'ya kontrol altında tutmuşlar, Yunan iaşe kollarını, iaşe depolarını yolları ve köprüleri havaya uçurmuşlar, karakolları basmışlar bu hareket Trakyalılar tarafından büyük destek görmüştür.
Mustafa Kemal Büyük Taaruz ile Yunan ordusunu mağlup edip Sakarya adlı atının üstünde İzmir'e girdiğinde kafasında bir Trakya sorusu vardı. Mustafa Kemal Trakya'yı savaşmadan almak istiyordu. İnönü, Mudanya Ateşkes Toplantısına bu soru ile katıldı. Bu arada Mustafa Kemal Türk Ordusunun yönünü Trakya'ya çevirdi. İngiliz, Fransız, İtalyan temsilcilerinin katılımı ile toplanan Mudanya Müzakeresi görüşmeler sonunda Trakya'yı savaşsız boşaltacağını Yunanlılar kabul etti ve askerini çekmek için bir aylık bir ÇEKİLME TAKVİMİ hazırlandı. Çekilmenin nasıl olacağı, ne gibi tedbirlerin alınacağı müzakere sırasında tespit edildi. Yunanlılar iki yıl Trakya'da kalmış, büyük işkenceler altında halkın mal varlığını Yunanistan'a taşımıştır.

Yorum Yazın

Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol