Misir Arap dünyasinin en kalabalik ülkesidir. Eski uygarliklar merkezidir. Sadece Piramitler bir tarihtir. Nil Nehri ise basli basina bir Misir'dir. Nil'in ve Misir'in dünyadaki önemini belirtmek baglaminda, "Nil olmasa, Misir koçan olur" derler. Bir de sunu söylerler: "Dünyada açlik olursa Misir doyurur. Fakat dünyada kitlik olursa misir doyuramaz." Ancak buna ragmen Misir'da açligin, yoksullugun çok altinda yasayan milyonlarca insan vardir. Zaten son HALK HAREKETI de bundan çikmistir. Düzen kokusmus, siyaset yozlasmis, Misir oligarsisi yani belli bir zümre Misir'i sömürür hale gelmistir. Kitlelerin öfkesi Cumhurbaskani Hüsnü Mübarek'in otuz yildan beri bir sey yapmamis olmasinadir. Çünkü kitlelerin beklentisi çoktur.
Hüsnü Mübarek, Misir eski Hava Kuvvetleri Komutani'dir. Onun gibi bir asker olan Cumhurbaskani Enver Sedat'in öldürülmesinden sonra idareyi ele almistir. Iktidara alkislarla, halkin coskun tezahürati ile gelmis, fakat simdi ülkesinde istenmeyen adam olmustur. Bu nedenle Hüsnü Mübarek'e karsi olanlar ayaklanmislar, gitmesi, iktidari birakmasi için meydanlara dökülmüslerdir. Olayi tetikleyen Tunus olmustur. Aslinda bütün Arap devletlerinde halklar hareket halindedirler. Düzen degisikligini, kadrolarin yenilenmesini, islahat yapilmasini istemektedirler. Bu mümkün olacak midir? Åzimdilik belli degil.
Misir halkinda muhalif kesim bugüne kadar DEVRIM'den, belli basli düzenlemeden, islahattan, demokrasiden, laiklikten, idarenin susunun busunun tasfiyesinden söz etmemis, hiç degilse meydanlarda bagirip çagiranlar gür sesleriyle haykirmamislardir. Zira hareketin belli basli lideri, kadrosu yoktur. Niye meydanlari kostuklarini Misir halkina bir programla anlatamamislardir. Atatürk'ün yaptigi devrim gibi bir devrim istediklerini söyleyememislerdir. Oysa Atatürk Anadolu'da milli mücadele hareketini bir program ve bir proje ile baslatmistir. Misir'da böyle bir sey yoktur. Yoksullar, fukaralar, çiplaklar, aç ve açikta olanlar, issizler bir araya gelerek "ISTEMEZÜK"le yetinmislerdir.
Bu hareketle Misir'da köklü bir devrim, bir degisiklik olur mu? Biz, sanmiyoruz. Ati alan Üsküdar'i geçmis, DEVRIMCILER KAYBETMIÅzLERDIR. Muhaliflerle yandaslar simdi pazarliga oturmuslardir. Görünen odur ki birkaç maddelik islahat sözü ile devrimci geçinenler yelkenleri suya indireceklerdir. Lider durumda olanlar bir sey karsiligi harekete son vereceklerdir. Gidisat onu göstermektedir. Zaten hareket bastan misyonunu kaybetmisti. Hüsnü Mübarek bunu gördügü için Cumhurbaskanligi'ndan ayrilma teklifini reddetmistir. Hareketi zamana yaymistir. Zamana yayilan radikal bir hareketin gücü kaybolur. Netekim öyle olmustur. Osmanli'da çikmasi istenmeyen kararlar Komisyona havale edildigi unutulmamalidir. Araplar da biraz Osmanli'dir.
Arap halklari bir devrim yapmak için hazir degildirler. Evrensel kültürleri yoktur. Gelenekçi kültürleri devrim yapmalarina manidir. Ancak ufak çapli degisikliklerle yetinebilirler. Arap dünyasinda okumamis insanlar, yoksullar, issizler, karnini doyuramayanlar çoktur. Bunlar Atatürk'ü okumamislardir. Atatürk'ü okumamis, tanimamis bir Arap ülkesinde Atatürk Devrimi gibi bir devrim beklenemez.
Arap ülkelerinde özgürlük, yenilik hareketleri Atatürk'ten 90 yil sonra uç vermistir. Demek ki Atatürk ve Türk halki Arap halklarindan bugünkü sartlar isiginda yüz yil ilerdedir, yarinki sartlarin isiginda ise bu mesafe 200 yil olabilir. Biz nerede, onlar nerede? Türk halki tarihte hem vatan sahibi olmak için savasmis, hem de çagdas olmak için mücadele etmistir. Bu evrensel bir olaydir. Araplarin böyle olmasi mümkün degildir, onlardan bu beklenemez. Herkes isine baksin.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol