Arap Bahari'nin kisa dönmek üzere oldugu su siralar onlara TÜRK MODELI önerilmektedir. Ancak Araplar Türk Modeli'ne sicak bakmiyorlar. "Türkler bize model olamaz" diyorlar. Çünkü Arap dünyasinda Suriye ve Tunus'tan baska laiklige yakin ve yatkin baska ülke yoktur. Tümünde seriat hükümleri geçerlidir. Araplarin aradiklari kendi gelenek, görenek ve kültürlerine, inançlarina uygun bir idari modeldir ki bu zaten onlarin yasadiklari düzeni olusturmaktadir. Nitekim Misirli Gazeteci Yazar Fehmi Hüveydi yazdigi bir yazida "Türk deneyiminin Arap dünyasinda kopyalanmasi zor" demektedir. Gerçi ayni yazar Araplar arasinda Türk Modeli'ne hayranlik duyulmakta oldugunu söylemekle beraber sonuçta Türk Modeli'nin Araplara uyarlanmasinin mümkün olamayacagini ileri sürmektedir. Yazar, Türk Modeli denilen seyin Türkiye'nin sartlarindan dogdugunu, bunu Türk Demokrasisi'nin çikardigini belirterek, Türkiye'de bugünkü iktidari isaret etmektedir. Yazar Türkiye'de ikinci bir Cumhuriyet ilani düsünülüyorsa bunu Kemalizm'in degil, demokrasinin gerçeklestirilecegine vurgu yapmaktadir.
Bize göre Arap dünyasi ATATÜRK gibi bir karizmatik önderden yoksun oldugu için ne yapacagini bilmemektedir. Topluma bir hedef gösteren, umut veren yoktur. Bu yüzden din, mezhep, inanç farkliliklari olan gruplar kendi aralarinda çatismaktadirlar. Bu durumda elbette ki Türkiye'den alacaklari bir örnek yoktur. Ancak alabilecekleri bir sey varsa o da Türkiye'nin, Cumhuriyetin ilanindan sonra geldigi yerdir. Cumhuriyetin ilk yillarinda 11 milyon nüfusu, 150 milyonluk bütçesi olan Türkiye bugün 75 milyona ulasmis, 100 milyar dolarin üstünde ihracat yapar hale gelmistir. Araplar, Türkiye'nin bu tarafini inceleyebilirler, yararlanabilirler. Ancak onlar Türkiye'nin bu durumunu tümden reddeder bir tutumun içine girmislerdir.
Araplar bu geri kalmisliktan nasil kurtulabilirler? Yoksa böyle kalmaya devam mi ederler?
Araplar için yakin bir gelecekte kurtulus görmüyoruz. Kurtulmak, düzlüge çikmak söyle dursun, bugünkü bütünlüklerini bile korumak onlar için basari olacaktir. Çünkü Islam ülkelerinden yüzyillardan beri olusmus bir yasam biçimi ve anlayisi vardir. Bu köhne zihniyetin, durgun hayat biçiminin tersine dönmesi gerekir ki bu ancak DEVRIM ile mümkündür. Eskiyi atacaksin yerine yeniyi koyacaksin. Yüzde 65 okuma yazma bilmeyen toplumlarda devrim yapmak zordur. Onu ancak Mustafa Kemal basarmistir. Kaldi ki Mustafa Kemal devrimleri yaptigi zaman halkinin yüzde 65'i degil, yüzde 90'i okuma yazma bilmiyordu. Bu nedenle Arap liderler, Arap halklari bir açmazin içersindedirler. Onlar için bugün itibariyle ne bir isik, ne bir umut ve ne de bir çikis yolu vardir. Bunlar bir karamsarligin ifadesi degildir. Yüzyillardan beri uyumus, sömürülmüs, issiz, güçsüz, egitimsiz birakilmis, buna karsilik kalkip bir mum yakmamis Arap toplumundan söz ediyoruz. Misirli gazeteci gerçegi görmüstür. Türkiye hiçbir zaman Araplara model olamaz. Böyle biline.
Bu Habere Henüz Yorum Yapılmadı. İlk Sen Ol